BUGÜN 11:30’DA
TAKSİM’DE BULUŞALIM...
Bugün 28 Eylül: Dünya Silahsızlanma Günü;
Her yıl 500 bin insanın basit silahlarlarla saldırı sonucu yaşamını kaybettiğini biliyormuydunuz? Peki ya 1998 yılında sadece Türkiye’de 1352 kişinin yine silahlı saldırı sonucu öldüğünü? Ölüyorlar ve kimse aldırmıyor.
Umut Vakfı bu duyarsızlık ortamında “Bireysel Silahlanmaya hayır” sloganıyla Türk toplumunu yıllırdır uyarmaya çalışıyor. Umut Vakfı ilk kez geçen yıl 18 Temmuz’da New York ‘ta düzenlenen Ateşli Silahlar Konferansı’nı Sessiz Ayakkabılar ismini verdikleri silahli saldırılarla ölen kişilerin yakınlarından oluşan grubun yürüşüyle protesto etti ve büyük yankı yarattı.
Vakıf bugün önemli bir gösteri düzenliyor.
Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna ve Vali Erol Çakır’ın destek verdiği bu organizasyon organizasyon Sessiz ayakkabıların yürüyüşü ve sanatçıların yaptıkları “Bireysel Silahsızlanma ve Bireysel Barış” konulu heykel sergisinden oluşacak. Kısacası bugün “Dünya Silahsızlanma Günü’nde” bireysel silahlanmaya hayır denilecek. Umut Vakfı Bireysel silahlanma karşıtları ve yakınlarını kaybedenleri kısacası bu konuya duyarlılık gösteren herkesi bu etkinliğe çağırıyor. İlgilenenler için “Sessiz ayakkabıların yürüyüşü etkinliği” bugün saat 11.30’da Taksim Gezi Parkı’nda....
AHMET ERTEGÜN’ÜN TÜRKİYE’YE HEDİYESİ
New York belediye başkanının İstanbul gezisi önemliydi. Cebinden verdiği parayla (bizim belediye başkanlarının kulakları çınlasın) gerçekleştirdiği bu gezinin aslında tek kahramanı var. O da Ahmet Ertegün. Elinden tuttu ve getirdi. Çokta iyi etti. Dünya’nın en büyük kentinin başındaki insanın İstanbul’u tanıması vek hoş ve yararlı bir şey. Ertegün’ün kıymetini belki geç oldu, ancak öğrendik.
EYÜP KAYMAKAMI NEDEN KONUŞMADI?
New York Belediye başkanı Bloomberg’in İstanbul ziyareti hepimizi düşündüren gelişmelerle doluydu. Bunlardan biri de, Patrikhane’yi ziyareti oldu.
Patrik Barthelemeos, Bloomberg tarafından göklere çıkarıldı. Başkan Bush’tan selamlar getirdi. Ne Ekumenikliği (uluslararası) kaldı, ne büyük vizyonu, ne barışseverliği. New York’a tekrar davet edildi. Bütün övgüleri haketmesine rağmen, Patrik sözleri büyük incelikle karşıladı. Konuşmasında hep Türkiye’yi ön plana çıkardı.
Aklıma, uluslararası alanda bu kadar saygın, Rum Ortodoks dünyasının lideri konumundaki bir insana bizim muamele şeklimiz geldi. Ankara’nın resmi politikasına göre, Barthelomeos Eyüp kaymakamına bağlı, Fener patrikhanesinin başıdır. Kaymakamla muhatap tutarız.
Patrik bütün dünya’da Devlet ve hükümet başkanları tarafından kabul edilir, resmi ziyaretleri büyük olay yaratır, ancak istanbul’a gelince, Eyüp kaymakamına muhatap olur.(!)
Son toplantıda da kendi kendime düşündüm. Durum böyleyse, New York belediye başkanından sonra, bari Eyüp kaymakamı da bir konuşma yapsaydı (!) Bari garipliği sonuna kadar götürseydik(!)
TAŞAR, TÜRK BAYRAĞI KRAVAT TAKSAYDI...
Turizm Bakanı Mustafa Taşar’ın Amerikan bayrağı motifli kravat takması, konuk New York belediye başkanı Bloomberg’i çok memnun etti. Gerçekten de hoş bir jestti.
Ancak bir an için düşündüm...
Aynı Mustafa Taşar Türk bayraklı bir kravat takamazdı. Hadi Taşar’dan vazgeçtik, jest olsun diye New York belediye başkanı öyle bir Türk motifli kravat taksa ne olacaktı?
Yasalara göre yasak (!)
Acaba tutuklanacak mıydı?
Yoksa ularılıp, kravatı davetin ortasında boynundan çıkartılacak mıydı?
Ne zaman bu bayrak yasası denilen garabetten kurtulacağız?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|