THY İÇİN PARA
TOPLAMAYIN (!)
3 Ağustos’ta bu köşe’de “para toplayıp THY’na müzik satın alıp hediye edelim (!)” diye yazmıştım. Çalınan müzikler o kadar bayat ve o kadar kötüydü ki, dayanamayıp böyle bir yazı yazmıştım.
Tabii hemen ardından da Dicle Yürür, Faik Akın imzalı bir açıklama geldi. Yeni bir uygulama başlatıldığını ve her 3 ayda bir müziklerin yenileneceği belirtiliyor ve “asansör müziği olarak adlandırdığınız yayınlarımız, yolcularımızın rahatlamaları amacıyla sunulmaktadır” deniyor.
Bu durumda bana da “para toplama kampanyasını” durdurmak düşer (!)
Bakalım yeni müzikler ne kadar dinlendirici olacak?
BALIK ÇİFTLİKLERİ
HALA KALDIRILMIYOR
Bodrum sahillerinin en güzel koyları balık çiftlikleriyle dolu. Yıllardır şikayet edilir. Her defasında kesin tarihler verilir, ancak çiftlikler kalkmaz.
Türkbükü, Bodrum’un en nadide yerlerinden biridir. Burnunun dibinde koskoca bir balık çiftliği vardır. Adeta meydan okur gibi, olduğu yerde durur.
Balık çiftliklerinin en büyük zararı da, konduklarını koylara zarar veriyorlar. Kullandıkları yem, balık üretimi için atılan maddeler o canım koyları mahvediyor. Hem de gözle görülür şekilde tabiatı bozuyor. Oysa, bu ülkenin en büyük zenginliği tabiatı.
Başka üleklerdeki uygulamalara baktığımızda, bu çiftliklerin karada yapıldığını görüyrsunuz. Ancak maliyeti artıyor. Allahın denizini kullanmak ise, son derece ucuz.
Kimse buna müdahele etmeyecek mi?
Çevre Bakanlığı, Tarım Bakanlığı seyirci mi kalacak?
KÜRTÇEYİ YOK
SAYARSANIZ...
Serpil Çevikcan’ın 9 Eylül tarihli Milliyet’teki haberi çok düşündürücüydü.
Kürtçe yayın ve öğrenim olanakları genişletilirken, Devlet acı bir gerçekle karşı karşıya kalmış. Bir de bakmışlar ki, Kürtçe bilen personel yok. Kürtçe’yi ve Kürtleri yıllar boyunca yok saymanın faturası şimdi çıkıyor. Kürtçe öğretecek öğretmen, Kürtçe haber ve program sunacak spiker, dersaneleri denetleyecek müfettiş yok...
Türk Devleti, kendi toprakları üzerinde yaşayan insanların dilleriyle ilgilenmemiş. Herkes Türktür ve burada sadece Türkçe konuşulur mantığı şimdi duvara tosluyor.
Kürtçe ile ilgili durum böyle de, diğer yerel dillerde durum farklı mı? Hayır, onlar da unutulmuşların arasındalar. Sonra da kalkıp “şefkatli devlet, herkesi kucaklıyor” gibi yalanlar söyleyip kendi kendimize övünüyoruz...
VEDAT YENERER
ÜRETİMİ ARTTIRIYOR...
Üretken insanları çok severim. Bizim meslek içinde de var ve bunların arasında Vedat Yenerer yeni bir atılım içinde.
Deneyimlerini, Ümit Yayınlarının çıkarttığı “Yalanistan” adlı kitapta toplamış. Güneydoğu’daki gazetecilik anılarının en çarpıcılarını almış. Kimi güldürüyor, kimi düşündürüyor, kimi de gerçek yalanları ortaya koyuyor.
Vedat bununla da yetinmedi ve bu hafta Atatürk Kültür Merkezinde, bir de “Savaş fotoğrafları sergisi” açtı. Irak’tan Afganistan’a, Çeçenistan’dan Keşmir’e kadar 18 ülke’deki olaylardan objektifine takılanları toplamış.
Bazıları vardır, sadece konuşur ve anılarıyla yaşar. Bazıları da bunları toplumla paylaşır. Vedat Yenerer bu ikinci grubun insanı.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|