TOKER HABERCİYDİ
HABERCİ ÖLDÜ
Metin ağabeyi Manşet Programı'na çıkaramadım. Oysa sözü vardı.
Son konuşmamızda, "Biliyorsun, televizyonlara çıkmıyorum. Ancak senin yerin başkadır. Biraz iyileşince gelirim" demişti.
Olamadı...
Tüm meslek yaşamımda en çok gıpta ettiğim insanlardan biriydi. Görüşlerinin tümünü paylaşmasanız dahi, genel yaklaşımına, yabancılarla kurduğu ilişkiye, ülkeyi yöneten krema takımını adeta cebinde taşımasına ve fikirlerini açıklamadaki cesaretine hayranlık duyardınız.
Kendini dinletmesini bilirdi. İş tutturamayanlardan oluşan o dönemin Bab-ı Ali'sine burjuvayı sokmuştu.
Beni en çok etkileyen yönü, daima “haberci” kalmasıydı. Şöhretinin en üstlerde dolaştığı yıllarda bizler gazeteciliğe yeni başlamıştık. Onu "haberci" olarak tanıdık. İnönü'nün damadı, politika üretici veya köşe yazarı değil, haberciydi. Düşünce dolu yazılarının içinde dahi daima haber vardı. Rahatsızlanıp yazı yazmadığı güne kadar da hep "haberci" kaldı.
Benim için, Metin Toker ile birlikte Türk medyasının bir dönemi de kapanmış oldu.
Demokrasinin emeklediği, büyük siyasi kavgaların, intikamların ve soğuk savaş mücadelelerinin yaşandığı bir dönem bitti.
Toker, bu dönemin en ağır kalemi ve en önemli siyaset yapıcısıydı.
Mesleğe muhabir başladı ve muhabir öldü.
Unutulmayacak bir iz bıraktı.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|