Mehmet Ali Birand
 
TÜRKİYE’Yİ PES ETTİRMEK İSTİYORLAR
 
 

TÜRKİYE’Yİ PES

ETTİRMEK İSTİYORLAR

 

Dünkü yazımda, Avrupa’daki genel havanın Türkiye’nin aleyhine estiğini anlatmış ve ne gibi güçlüklerle karşı karşıya kalındığını yazmıştım. Bazı okurlarımdan “ İşte gördünüz mü, siz

bile söylüyorsunuz. Avrupa bizi istemiyor. Neden hala ödün veriyoruz. Bırakalım gitsin”

e-mail’leri aldım.  İşte AB’deki bazı çevrelerin yapmak istedikleri de bu…Türkiye’ye pes ettirmek. Bizim de bu oyuna düşmememiz gerekiyor.

           

Her şeyin başında, bilmemiz gereken en önemli nokta, Türkiye’nin hiçbir ödün vermediği gerçeğidir. Bazılarımıza ödünmüş gibi görünen, kriterlere uymak, zaten kendi toplumumuz için almamız gereken önlemleri içeriyor. Örneğin, ölüm cezasının kaldırılması, işkencenin yasaklanması, fikir özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması, AB’ye verilmiş ödün sayılabilir mi ? Veya ekonomi alanındaki kararlar kimin yararınadır? Bizim mi, yoksa AB’nin mi ?

           

İkinci bir nokta da, Türkiye’nin Avrupalılığını onlar değil, bizlerin saptayacağıdır. Türkiye Avrupalıdır ve hakkını aramaktadır.

           

Eğer bu iki konuda aynı şekilde düşünüyorsak, o zaman gelin, Avrupa’daki havanın nasıl dağıtılabilineceğine bakalım:

 

 

1)      REFORMLARI HIZLANDIRMA:

Türkiye’nin tam üyeliğinin gerçekleşmesinin yüzde 85’i ülke içindeki çalışmalara bağlıdır. Geri kalan yüzde 15 dışardaki gelişmelerden etkilenecektir. İşte bu çerçevede, içinde bulunduğumuz darboğazdan kurtulabilmenin bir tek çıkışı vardır. O da, temposu yavaşlayan reformların hızlandırılmasıdır. Bu reformlar sadece siyasi nitelikte değildir. Ekonomik reformlar da aynı pakete dahildir. Reform temposunu arttıracak olan bir Türkiye’nin önünde kimse duramaz. Yine eleştiriler duyulur, ancak engellemeler azalacaktır.

 

2)      HER YERDE HAZIR BULUNMALIYIZ:

Bizim genel bir  alışkanlığımız, karşımızda olumsuz bir gelişme çıktığında sertleşmemiz ve küsmemizdtir. Sertleşir ve kafa tutarız. Hatta tehdit eder ve gözdağı veririz. Ardından da toplantılara katılmamaya çalışırız. Bu yaklaşım çok garipsenmektedir. Zira Avrupa’nın müzakere alışkanlığında tehditleşme, sertleşme veya küsmek yoktur. Toplantılar terk edilmez, son noktaya kadar pazarlık edilir. Bizim de gereksiz alınganlıklardan kurtulmamız ve hiçbir toplantıda yerimizi boş bırakmamamız şarttır.

 

3)      KENDİMİZİ ANLATMALIYIZ:

Atılması gereken diğer bir adım da, bir türlü beceremediğimiz “tanıtma”dır. Ne içerde, ne de dışarıda bir tanıtma çalışmamız var. İşin kötü tarafı, herhangi bir hazırlık da yok.. Oysa, Avrupa kamuoyunu şimdiden hazırlamamız gerekiyor. 8-10 yıllık müzakere süreci, göreceksiniz çok çabuk geçecek. Ancak bugünden başlanırsa, 10 yıl sonra sonuç alınabilir. Bundan dolayı da, hem içerde hem de dışarıda tanıtım seferberliği kaçınılmaz. İşte bu eksikler yerine getirilebilirse, dengeler Türkiye’nin lehine döner.

 

Türkiye’nin Avrupa’ya katılma süreci çok güç olacak. Bundan kimsenin kuşkusu yok. Soğukkanlılığını koruyan, oyunu kurallarına göre oynayan, güçlüklerle karşılaştığında geri adım atmayan bir Türkiye sonunda kazanır.

 

 

 

 

                                                   “ KIBRIS TAM ÜYEMİZDİR,

                                                ONU KORUMAK ZORUNDAYIZ”

 

Türk kamuoyu, Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Rumlarına karşı tutumunu bir türlü anlayamıyor. Sürekli şekilde Rumların desteklendiğine inanılıyor. Annan planını reddetmelerine rağmen, tam üyelikle ödüllendirildiklerini ve şimdi de Türkiye’nin ensesinde boza pişirmelerine kızılıyor.

 

Merak ettim ve AB Komisyonunun üst düzey yetkilisiyle uzun bir görüşme yaptım.Sizin de kafanızdaki soruları sordum. Bakın nasıl yanıtlar aldım:

 

-          Türk halkı tepki göstermekte haklı. Ancak bizler de haklıyız. Zira Kıbrıs Rumları bizim tam üyemiz. Tam üye konumuna girmiş bir ülkenin çıkarlarını korumak zorunluluğumuz var. Türkiye Tam Üyemiz olsa, aynı muameleyi Türkiye için de  gösterirdik.

-          Tam Üye konumundaki bir ülke ister haklı veya haksız olsun, AB’nin mekanizmalarına hakim olabiliyor. Bütün toplantılara katıldığından dolayı derdini  anlatabiliyor. Davasını daha kolay dile getiriyor  ve daha da önemlisi taraftar  toplayabiliyor.

-          Papadopulos yönetimi, BM kararlarıyla Kıbrıs’ı temsil ediyor. Bunu değiştirmenin  imkanı yok.

-          Keşke Rauf Denktaş, Annan planını ilk aşamada kabul etseydi . O zaman Rumların Tam Üyelikleri ertelenebilirdi. Türk tarafı ne yazık ki treni kaçırdı.

 



www.dersizle.com’a DESTEK OLALIM !!!

 

 

Gençlerden gelen mailler beni keyiflendiriyor. Onların mücadelesi, ısrarcılığı, seslerini duyurma çabası ise gerçekten takdir edilecek şeyler… Ege Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı son sınıf öğrencisi Ümit Dilli,  www.dersizle.com sitesinin kurucularından. Bu sitede fizik, kimya, biyoloji, matematik, edebiyat, coğrafya, felsefe dersleri anlatılıyor. Nasıl mı? Derslere tıklıyorsunuz, karşınıza bir konu listesi geliyor, istediğiniz konuyu seçtiğinizde ise bu pırıl pırıl gençler çıkıyor karşınıza.Bir tahtanın önünde ellerinde kalem tek tek anlatıyorlar konuları, örnekler çözüyorlar. Bu videoları da bir arkadaşlarının evinde basit bir kamerayla çekiyorlar. Hiçbir yerden destek almadan.Amaçları ücretsiz eğitime bir nebze de olsa katkıda bulunmak.. Muhteşem bir sağduyu, muhteşem bir akıl… Ama destek bekliyorlar… Daha iyisini yapabilmek, daha çok kişiye ulaşabilmek için… Gerek İzmir’de gerek Türkiye’de böylesine akıllı ve iyi niyetli bir projeyi destekleyecek bir çok kişi ve kurumun olduğuna inanıyorum. www.dersizle.com’a girin ve bu muhteşem çocukların iyi niyetine bir bakın.. Eminim destek olmadan edemeyeceksiniz.

 

 

SERGEN DOĞRU

BİR KARAR ALDI

 

Sergen hakkında genel bir yargı var: Futbolun virtüozu olmasına rağmen, kendine gereken ihtimamı göstermemesi, özel hayatına dikkat etmemesinden dolayı, uluslararası sahneye çıkamamış bir değer...

 

Doğrudur.

 

Sergen, kendi  kendini harcamış bir insan. 34 yaşında ve futbol hayatının son aşamasında, başka şöhretlerin alamayacakları bir karar aldı ve 2 milyon YTL’ye Etimesut Şekerspor ile anlaşma imzaladı.

 

Bundan dolayı, bazı çevreler tarafından da eleştirildi. Oysa çok doğru ve akıllı bir karar aldı. Beşiktaş veya başka bir kulüpte üç kuruşa top peşinde koşacağına, ikinci lig’e inmeyi tercih etti. Geleceğini de güvence altına almış oldu.

 

Sergen’in yolu açık olsun.

 

 

 

ALÜMİNYUMDAN

ŞİŞE OLUR MU?

 

Coca -Cola şimdiye kadar görmediğim bir yenilikle ortaya çıktı. Heyecanlandım, zira Coca Cola şişeleri kolleksiyonu yapan arkadaşlarım var.  Farklı kültürleri temsil eden, nazar boncuklu, kilim desenli  Coca Cola şişeleri henüz aklımızdan çıkmamışken bu kez de “yeni nesil için yeni şişe” çıktı karşımıza.

 

Coca-Cola beş kıtadan dünyaca ünlü beş tasarım ajansıyla işbirliği yaparak “ M5” şişe serisini yarattı. Türkiye’de de çok özel gece kulüplerinde ve barlarda sunulacak şişelerde malzeme olarak alüminyum kullanılmış. Ultra hafif ve kırılmaz. Üzerlerindeki desenlerdeyse yine iyimserlik teması ön planda Her tasarım için keyifli birer kısa film ve müzik de hazırlanmış. Merak edenler www.them5.com’a bir uğrasın…

 

 

 

BIR NUMARALI TANIK

 

Saltanat’tan Cumhuriyet’e, oradan çok partili yaşama geçiş dönemine, oradan da sancılı yıllara.. Bir ailenin rehberliğinde bir drama şahitlik ediyoruz. Kurtul Atluğ’unKuvayı Milliye’den Anadolu İhtilali’ne Cumhuriyet’ten 27 Mayıs’a Demokrası Serüveni / Bir Numaralı Tanık” adlı kitabı Doğan Kitap’tan. (0 212 449 60 06 ) yayınlandı. Kurtul Atluğ’un,  kendi ailesinden ve gazetecilik anılarından yola çıkarak Türkiye’nin tarihini bir kez daha ele aldığı kitap hem bir anı hem de bir tarih kitabı. Özellikle hafıza tazelemek isteyenlere ya da Türkiye ile ilgili kritik soruları tekrar düşünmek isteyenlere öneriyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- BAŞKA BİR DÜNYAYA GİTTİM VE BAKIN NELER GÖRDÜM…
- Levent telgrafçıları başta, hepinize teşekkür ederim
- Dürrüşehvar Sultan’da öldü...
- 12 EYLÜL BELGESELİ BENDEN İZİNSİZ SATILIYOR
- TARKAN’A ÇÖZÜM BULSAK KÖTÜ MÜ OLURDU?
- POWER FM’İN GÜCÜ…
- Kuşadası toparlanıyor...
- BURSA CEZAEVİNDEN MESAJ VAR…
- Ülkenin gündemini en çok iki lider yönlendiriyor. Büyük oranda Başbakan Erdoğan...
- Bodrum belediyeleri: Altın yumurtlayan kazları kaçırmak üzeresiniz
- Lig şimdi yeniden başlıyor...
- Teşekkürler...
- EMİNİM, MÜFTÜ ŞAKA YAPMIŞTIR
- Artık kime inanacağımızı şaşırdık
- Beş gün başka bir dünya'da yaşadım…
- "... Sesimi duyan var mı?"
- Türk kaptanı, Kenyalı rehber kadar olamıyor…
- Ya program ya da koalisyon çökecek
- Kırmızı ışıkta durmayan
- Bilmem farkında mısınız...
- Bu kupa kime ne kadar kazandırdı…
- ALATON’UN KATKILARI
- GS ligden, kendi kararıyla çekilmeli
- Türkiye, Süper Lig mücadelesinde
- Dayatma olmadan hareket edemiyoruz