AB İ?İN 2009
YENİ BİR TARİH
?
Bazı ili?kiler beklendi?i hızda gitmedi?i zaman, belirli tarihler konur, ?u tarihe kadar olmazsa, bu konuyu yeniden bir gözden geçirelim, denir.
?
Türkiye-AB ili?kilerindeki geli?meler, bu ili?kinin nereye gidece?i yolundaki soruları giderek arttırıyor.
?
Türkiye?yi Avrupa?da görmek istemeyen Fransa ve yanda?larının amacı ve beklentisi, Ankara?nın tepesinin atması ve tek yanlı bir kararla ili?kinin niteli?ini, tam üyelikten ba?ka bir ?eye dönü?türmesi.
?
Ankara böyle bir karar alırsa çok rahat edecekler.
?
Hem bu kararı kendileri almamı? olacak. Yani, kötü ki?i olmayacaklar, hem de Türkiye?den kurtulacaklar.
?
Bu kesim, son aylarda sık sık 2009?da tüm ili?kiler yeniden ele alınmalı diyor. Neden 2009 diye sorarsanız, kar?ınıza gerçekten ilginç bir manzara çıkıyor.
?
2009?da Avrupa Parlamentosu seçimleri var. AB açısından son derece önemli bir tarih. Türkiye hesaplanmadan yapılaca?ı için, 27 ülke sandalyeleri istedikleri gibi kapı?acak, Türkiye?ye bugünkü gibi olumlu bakmayan bir parlamento gelebilecek.
?
2009?da, AB Komisyonu de?i?ecek. Bugünkü gibi, Türkiye yanlısı (Olli Rehn, J. Barosso ) isimlerin yerine, belki de aksini dü?ünenler gelecek.
?
2009?da, Türkiye?nin Kıbrıs Rum gemilerine limanlarını açıp açmadı?ı yeniden gözden geçirilecek ve belki de, yeni cezalar gelecek. Bazı yeni müzakere ba?lıkları dondurulacak.
?
2009?da, Türkiye?de de yerel seçimler yapılacak ve AK Parti?nin gücü test edilecek. Oy kaybı ba?lamı? ise, AKP?nin AB?ye yakla?ımı da de?i?ebilecek.
?
İ?te, alın size yeni bir yol ayrımı.
?
Bir projeyi do?ru dürüst tamamlayamayınca, yeni yol ayrımları, dönemeçler ve tarihler icat ediyoruz. Gerçekten de, 2009 sonuna kadar bugünkü hızda ilerlersek, istesek de istemesek de bir karar alma noktasına gelece?iz galiba...
PKK?NIN GER?EK
Y?Z? BU KİTAPTA...
?
Aliza Marcus?u hem Türk medyası, hem de uluslararası medya çok iyi tanır. 1989-96 yılları arasında Türkiye?de,? Christian Science Monitor ve Reuters haber ajansı için muhabirlik yaptı. Amerikan basın kulübü ödülü sahibi olan bir yazar.
?
Marcus?un en güçlü yanı, PKK üzerine yaptı?ı ara?tırmalardır. Eylül ayında ?Kan ve inanç? adlı bir kitap yayınladı.
?
PKK?nın kurulu?undan bugüne kadar geçirdi?i dönemler inceleniyor. PKK olayının ne oldu?u, nasıl ve neden geli?ti?ini merak edenler için kaçırılmayacak bir kaynak.
?
PKK?nın lider kadrosunda bulunmu?, sonra çe?itli nedenlerle ?calan?a muhalif olmu? veya örgütten ayrılmı? yüzlerce tanıkla yüz yüze görü?meler ve son derece yaygın bir kaynakçadan yararlanılarak ortaya çıkarılan kitap, tek kelimeyle bir hazine.
?
PKK?nın iç yapısı anlatılırken, ?özellikle ?calan?ın son derece gaddar, ku?kucu ve en ufak bir hatayı veya ele?tiriyi nasıl reddetti?inin örnekleri sıralanıyor
?
Marcus?un kitabı, PKK?ya so?ukkanlı yakla?ıyor.? Taraf tutmuyor,? terörü de yüceltmiyor. ?rgütü didik didik ara?tırıyor ve her a?amasını, gerekçeleriyle anlatıyor. Ben ?imdiye kadar PKK?nın bu kadar ayrıntılı bir yol haritasını görmedim.
?
Kar?ınıza, herkesin kullandı?ı, zengin, son derece pragmatik ve çabuk etkileniveren bir yapı çıkıyor.
?
Bunun yanısıra da, ?calan?ın tutarsızlıkları, gözünün ya?ına bakmadan insanlarını öldürtebilmesi ve tek adamlık tutkusu çok net anlatılıyor.
?
Beni en çok üzen, ?u veya bu nedenlerle hayatlarını bir ideal, bir inanç yüzünden da?lara vuran, sonra da itilip katılan, ölüm makinesi gibi kullanılan gencecik insanların hikayeleri oldu.
?
Ya?adı?ımız olayların temelini merak ediyorsanız, Alize Marcus?un kitabını (Blood and Belief: The PKK and the Kurdish Fight for Independence- New York ?niversitesi 2007) sipari? edip okuyun mutlaka...

?
BELGESELİN VİCDANI
CO?KUN ARAL...
?
Benim de idealim? aynıydı. Bu ülkede bir belgesel kanalı olu?turmak ve tüm belgeselcileri bir çatı altında toplamak.
?
Benim rüyamı gerçekle?tirmek Co?kun Aral?a nasip oldu.? 2006?dan bu yana İZ TV, birbirinden keyifli belgeselleriyle DİGİT?RK?ten yayınlanıyor.
?
Co?kun Aral, ?bu yıl uluslararası alanda da hakkını aldı. Venedik?te yapılan HOTBIRD TV ? en iyi belgesel kanalı ödülü? İZ TV?ye verildi.
?
Co?kun hepimiz adına bu ödülü aldı.
?
Hepimizi gururlandırdı.
?
Ellerine sa?lık.
?
PAPYON...
?
Erkan Güntöre?nin yayınladı?ı PAPYON adlı dergi yeni elime geçti. Yıllarını Amerika?da geçiren Erkan, tüm birikimlerini konu?turuyor. Sosyetenin en çok merak edilen isimleri, nefis bir baskıyla bayilerde görücüye çıktı.
?
ORADA İLBER ORTAYLI?YI
DUYAN VAR MI?
?
Geçen Salı e?im Cemre Topkapı Sarayı?nın patronu Prof. Dr. İlber Ortaylı?ya gitti. Bakın neler anlattı:
?
?Her Salı İlber bey ö?le yeme?ine misafir ça?ırıyor. Buna ?Topkapı piknikleri? deniliyor. ?ünkü verilen yemek domates, peynir, yumurta, zeytin, reçel, meyve ve çay. Geçen hafta ben de davetliydim.? 20 ki?i oval bir masanın etrafında toplandık. Masa ba?ında? İlber bey, yüksek? rütbeli bir asker ve ailesi, birkaç İstanbul hanımefendisi, kuratörler, söyle?i yapmaya gelmi? gazeteciler ve bir Yunanlı misafir.? İlber bey anlatıyor, anlatıyor: Rus edebiyatı, Mardin?in eski hali, üniversitelerin yetersizli?i, İstanbul sosyetesinin görgüsüzlü?ü.? Profesörün sivri dilinden her ?ey ve herkes nasibini alıyor. Arada bir konu?ulanlar, bir cümle ile dikkatle dinleyen yabancı misafire tercüme ediliyor: ??Sanat tarihçileri cahildir!? Yunanlı bu konuya nasıl gelindi?ini anlamıyor...
?
İlber beyi? en heyecanlandıran konu ?sponsorluk? . ?öyle diyor ? Müzelerin Vakıfları ve dernekleri kapatıldı?ı için artık bize ekstra gelir gelmiyor. Sponsorlar da yetersiz. Topkapı Sarayı mutfaklarını restore etmek için 1 milyon dolar gerek, 200-300 bin dolarla? porselenlerimizi istedi?imiz gibi te?hir ederiz. Ama ne gezer! Genç, zengin sponsorlar yok, eskiler tükendi. En ho?u geçen gün gelip 25.000 dolar veren bir karı-koca... Nerede o paralı gençler?? Profesörün hı?mı ise Lionslara. ?Porselenlerimizi paketlere bile koyduk, son anda? para vermekten vazgeçtiler? diye köpürüyor. Bütün bu konu?malar arasında telefon da durmadan çalıyor. Pa?alar, arkada?lar, bakanlar, bürokratlar ?u veya bu sebepten İlber beyi arıyorlar, özellikle Salı piknik?i için.
?
Saray?dan buruk ayrıldım. Tarih yazmı? koskoca imparatorlu?un kalbi burasıydı. Mücevheri, silahı, pati?iyle te?hir ediliyordu. Ancak parasızlıktan ne do?ru dürüst sergi yapabiliyorduk, ne de olanların hakkını verebiliyorduk. İlber beyin ?ikayet etmekte o kadar hakkı var ki.
?
Sahi, ne zamandır Topkapı Sarayına gitmediniz?
?
?
?
?
HEPİMİZİN HEYECANI
NE?ESİ VE KALİTESİYDİ...
?
Vitali bey için çok ?ey söylendi ve yazıldı. E?er hepsini bir araya getirip özetini yapmamız gerekirse, ?Hepimizin heyecanı, ne?esi ve kalitesiydi? dememiz gerekir.
?
Beni en çok etkileyen, onun hemen her konuda gösterdi?i heyecandı. Güzel bir fikir, ho? bir geli?meyle kar?ıla?tı?ında, adeta kabarır ve co?ardı.
?
Di?er önemli katkısı,? kalite arayı?ı idi. Ortaya koydu?u üründen, giyimine ve insanlarla ili?kilerine kadar daima kaliteyi kovalamı?tır.
?
Eski İstanbul?un, nadir kalmı? efendilerinden birini daha kaybettik.
?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|