Mehmet Ali Birand
 
FENER NEDEN BÜYÜYEMİYOR?
 
 

FENER NEDEN

BÜYÜYEMİYOR?

 

Perşembe akşamı yemek mi yedik, dayak mı yedik anlayamadım. Galatasaraylı, Beşiktaşlı ve Fenerbahçeli bir grup hep birlikteydik. Maç başlarken birbirimizle şakalaştık. Arka arkaya gelen iki gol, ezeli rekabeti de bitirdi ve hep beraber coştuk. FB güzel futbol oynuyor, göz dolduruyor ve sonuç alıyordu.

 

Sonra ne oldu, anlayamadık.

 

İkinci devre bambaşka bir FB ile karşı karşıya kaldık. Hollandalılar ise, vasat ancak disiplinli bir futbol oynar oldu.

 

Baktım da, Fener takımının her dakika öz güveni biraz daha azaldı. Oyunun kontrolünü elinden kaçırdı. Adeta kompleks içinde kaldı. Avrupalılar karşısında ezilmeye başladı. Nitekim iki gol yedi ve kupadan eleniverdi.

 

Olacak şey mi?

 

Milyon dolarlar harca... Yıldız futbolcuları kardora doldur, sonra parmaklarının ucuna kadar gelen bir fırsatı kaçır.

 

Fenerbahçe, 100 üncü yılına layık olmayan bir tutum sergiledi. Türkiye liginde 7 puan farkıyla yoluna devam etmek, sanki yeterliymiş gibi bir hava içinde.

 

Sadece milyonlarca Fenerli’yi değil, hepimizi üzdüler.  Bir türlü büyüyemediklerini gösterdiler.

 

 

 

TÜRKİYE, KÜRT

LİDERLERLE GÖRÜŞECEK

 

Bazen medya’da tartışılan konular öyle bir izlenim bırakıyor ki, ister istemez “bu iş burada bitti” sonucu çıkarılıyor.

 

Org. Büyükanıt  ile Başbakan ve Dışişleri bakanı arasındaki “Kürt liderlerle görüşülsün-görüşülmesin” demeçleri kafaları karıştırdı.

 

Sanki asker, sanki Kürt liderlerle görüşülmesini veto ediyormuş, sivil otoritenin de görüşme yapmasına karşı çıkıyormuş gibi bir izlenim doğdu.

 

Dün Genelkurmay başkanlığındaydım. Özellikle bu konuyu araştırdım. Çok kesin şekilde bana, Genelkurmay Başkanının böylesine bir katı tutum içinde olmadığı anlatıldı. “Genelkurmay Başkanı’nın asker olarak ben konuşmam, siyasiler istediklerini yapabilirler. Onlara karışamam ve karışmam”  demekle yetindiğini vurguladılar. Hatta Gül’ün “ İnsan savaş halinde dahi düşmanı ile görüşebilir” dediğine dikkat  çektiler ve haklı olduğuna işaret ettiler.  Anlaşılan Genelkurmay bu konuda yanlış anlamaları kesinlikle düzeltmek istiyor.

 

Bir başka ipucu da Dışşilerinden geldi.

 

Kesin tarihi henüz belli olmamasına rağmen, yakında Kürt liderlele bir ziyaretleşme hazırlığı var.

 

Gerçeklerle izlenimler her defasında uyuşmuyor.



 

İA ORANA

 

(MAORİ DİLİNDE İYİ GÜNLER)

 

AKIN ÖNGÖR’ü sizlere tanıtmama hiç gerek yok. Şimdiye kadar tanıştığım hiç kimseye benzemiyor. Hayatına, günlük yaşımına daha hakim başka birini tanımıyorum. Genelde bizler deği günlük gelişmeler  bize hakimdir. Akın Öngör  ise tam tersine, yaşamını kontrolünde sürdüren bir insandır.

 

Son dev macerasının kitabını yayınladı.

 

40 metrelik vaimiti teknesiyle geçen yıl yaptığı, 80 günlük Pasifik gezisindeki 6751 deniz milinin hikayesi.

 

Yayınladığı kitapta çok farklı.

 

Akın, son derece akıcı bir üslupla SEYİR DEFTERİ yazmış...

 

Ressam Birol Kutadgu’da RESİM DEFTERİNİ çizmiş.

 

Çekilen resimler, Akın Öngör’e ait.

 

Çizilen yağlıboya ve karakalemler de Kutadgu’nun...

 

263 sayfa birbirinden güzel resimlerle süslü.

 

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, bir de DVD var. Akın’ın dalışlarında karşı karşıya kaldıklırını heyecanla seyrediyorsunuz.

 

Gelde, Akın’ı kıskanma...

 

Allahtan öylesine keyifli, yaptığını bilen ve tadını çıkarın bir inkan ki, tadına doyum olmuyor.

 

Bu kitabı mutlaka satın alın.

 

Vereceğiniz paranın, seyahatin masraflarına katkıda bulunacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Manisa/Akhisar’daki Gülin Öngör Kız Anadolu Meslek Lisesine gidecek. Böylece Gülin, hem Akın’ın, hem de bir meslek lisesine sahip olmanın keyfini yaşayacak.

 

  


 

KADİR HAS:

VATAN BORCU ÖDÜYORUM

 

Kadir Has’ın “ Kadir Has Vakfı Kültür Yayınları”ndan ( 0 212 290 33 50) çıkan kitabının adı bu.

 

İçten, samimi bir ad. Kadir Has’ın anılarından oluşan bu kitap, aslında deneyimlerle dolu bir atlas. İçinde çok özel ailesel anlardan, memleket meselelerine bakış açısına kadar yaşama dair her an var.

 

Özellikle gençlerin, yaşama tutunmak, çalışmak ve hırslı azimli olmak adına büyük dersler çıkaracağı bu kitabı herkese tavsiye ediyorum.

 

Hayatın kanunu çalışmaktır, ancak kazanılanı paylaşmak en büyük erdemdir.”

 

Babamdan bana kalan en büyük miras, hayırseverliktir.”

 

 Kadir Has, öyle cümleler yazmış ki, insanın aklına takılı kalıyor, bu sözleri düşünelim derim.

 

 

 

DENİZ KUVVETLERİ

SÖZÜNÜ TUTTU...

 

Geçen yıl bu köşe’de Bodrum Sualtı Sporları Derneği (BOSAD) ile Şişli Sualtı Sporları klübünün ortak bir girişimlerini seslendirmiştim.

 

Amaçları, Ülkemizdeki Sualtı Sporları için Yapay Resif ve Batık Projesini hayata geçirtmekti. İlk aşamada, Bodrum’daki Karaada etrafındaki dalış noktalarını değerlendirmek, yeni dalış noktaları yaratmak istiyorlardı. Bunun için de, Deniz Kuvvetlerinden hurdaya çıkmış gemi talepleri vardı.

 

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tüm dalıcıları sevindirdi. Türkiye’deki dalma sporunu da önemli bir katkıda bulundu. 37 metrelik 1938 yapımı PINAR-1 gemisini hibe etti. Hemen ardından da, Sahil Güvenlik Komutanlığı 29 metrelik bir hücumbot verdi. Her iki hurda, şu sıralarda hazırlanıyor. Önümüzdeki aylarda Karaada açıklarında batırılacak. Yerli ve yabancı  dalma meraklıları için, son derece hoş bir park gerçekleştirilmiş olacak.

 

Bizim gibi amatörlerin hem BOSAD’a hem de Deniz Kuvvetlerimize teşekkür borcumuz var.

 



HOCAM, BARİ

SİZ YAPMAYIN...

 

Prof. Nevzat Yalçıntaş’ı bilmem tanır mısınız?

 

Ben uzun yıllardır tanıyorum.

 

Daima kibar, eski İstanbul efendiliğini hiç elinden bırakmayan bir kişiliğe sahiptir. Saygı duyduğum kişilerin başında gelir.

 

Hocamız geçenlerde Hrant Dink cenazesinde atılan sloganlarla ilgili bir soruya yanıt verirken, “Hepimiz Ermeniyiz, demek, hepimiz Hristiyanız demektir. Bu da Müslümanlığa olan inancı azaltır. Etki tepki sonucu birileri tahrik oldu ve hepimiz Ogün’üz sloganı çıktı...”

 

Okuyunca donup kalıverdim

 

Acaba bir yanlış anlama mı vardı? Yoksa Yalçıntaş’ın sözleri doğru yansıtılamamış mıydı?

 

Hayır, hiç abartı yoktu.

 

Nasıl olurdu da, Yalçıntaş gibi bir bilim adamı böyle bir karşılaştırma yapabilirdi?

 

Hepimiz Ermeniyiz” demenin, tamamen bir sempati gösterisi olduğunu nasıl anlayamazdı? Hele bu sözden çıkıp, “Hepimiz Ermeniyiz” diyenlerin Müslümanlıktan çıkıp Hristiyanlığa kayma olasılığına ne demeli?

 

Hayır olamaz.

 

Bu toplumu bu kadar küçümseyemeyiz. Zekasıyla bu kadar alay edemeyiz.

 

Vah, Türkiye elden gidiyor, Hristiyanlaşıyoruz” diye tepki gösterenlerin kendilerini Ogün Samast ile özdeşleştirdiklerini ileri sürmek daha da büyük bir hata değil mi?

 

Kimi kendini bilmezler bu tip iddialarda bulunabilirler, ancak Yalçıntaş hocaya hiç mi hiç yakışmadı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- BAŞKA BİR DÜNYAYA GİTTİM VE BAKIN NELER GÖRDÜM…
- Levent telgrafçıları başta, hepinize teşekkür ederim
- Dürrüşehvar Sultan’da öldü...
- 12 EYLÜL BELGESELİ BENDEN İZİNSİZ SATILIYOR
- TARKAN’A ÇÖZÜM BULSAK KÖTÜ MÜ OLURDU?
- POWER FM’İN GÜCÜ…
- Kuşadası toparlanıyor...
- BURSA CEZAEVİNDEN MESAJ VAR…
- Ülkenin gündemini en çok iki lider yönlendiriyor. Büyük oranda Başbakan Erdoğan...
- Bodrum belediyeleri: Altın yumurtlayan kazları kaçırmak üzeresiniz
- Lig şimdi yeniden başlıyor...
- Teşekkürler...
- EMİNİM, MÜFTÜ ŞAKA YAPMIŞTIR
- Artık kime inanacağımızı şaşırdık
- Beş gün başka bir dünya'da yaşadım…
- "... Sesimi duyan var mı?"
- Türk kaptanı, Kenyalı rehber kadar olamıyor…
- Ya program ya da koalisyon çökecek
- Kırmızı ışıkta durmayan
- Bilmem farkında mısınız...
- Bu kupa kime ne kadar kazandırdı…
- ALATON’UN KATKILARI
- GS ligden, kendi kararıyla çekilmeli
- Türkiye, Süper Lig mücadelesinde
- Dayatma olmadan hareket edemiyoruz