Mehmet Ali Birand
 
Osmanlı tıbbında Ermeniler
 
 



Osmanlı tıbbında Ermeniler

Surp Pirgiç Ermeni Hastanesi Vakfı’nın yayımladığı, Arsen Yarman’ın yazdığı “Osmanlı Sağlık Hizmetlerinde Ermeniler” adlı kitap, hem Ermeni azınlığın tıp konusundaki çalışmalarına ışık tutuyor hem de Osmanlı toplumunda Ermenilerin yaşamlarını da anlatıyor.

Kitabın ağırlıklı üzerinde durduğu konu ise, Ermeni tıp tarihi… Yarman, Ermeniler ve tıp konusunda oldukça detaylı bilgileri kitabına dahil etmiş: İlk Ermenilerde tıp, Pagan Ermenistan’da tıp, Ortaçağ Ermeni tıbbının önemli kişileri, Osmanlı’dan önce sağlık hizmetleri, Osmanlı Darüşşifaları, Tıbhane–i Amire’nin açılışı, Osmanlı Eczacılığı, Ermeni Botanikçileri, Hilal–i Ahmer Cemiyeti, Anadolu Ermeni hastaneleri; Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi tarihi ve Osmanlı İmparatorluğu’nda sağlık hizmetlerine katkıda bulunan Ermeni doktorların biyografileri gibi büyük başlıklarla devam ediyor. Daha once fazla işlenmemiş böylesine önemli bir konuyu gündeme getirdiği ve de ciddi bir kaynak oluşturduğu için Arsen Yarman’ı da ayrıca tebrik etmek lazım…

Aynasızdan Polise Yol Haritası


Halil Yılmaz;İzmir, Erzurum, Ankara, İl Emniyet Müdürlükleri ile T.C Riyad Büyükelçiliği’nde değişik rütbelerde görev yapmış.İPA Türkiye Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürütmüş halen EGM’de  Asayiş Dairesi Başkan Yardımcısı olarak çalışıyor. Halil Yılmaz Aynasızdan Polise Yol Haritası isimli kitabında hem polislerin görevi, Türkiye’nin AB üyeliğindeki rolü gibi birçok merak edilen derinlemesine konuyu işlemiş. Olayları bir de polislerin gözüyle okuyucuya aktarmak istemiş. Birçok eleştiriye maruz kalan ve çok eleştirilen polisleri bir de bu işi yapmış bir kişinin kaleminden okumak sanırım çok faydalı olacak.




EZAN, CEZA

DEĞİLDİR...


Ezan kadar güzel birşey yoktur. Hele sesi güzel bir müezzin tarafından okunursa, insanı rahatlatır, ulvi bir dünya’ya taşır. 


Ezan aynı zamanda namaza gitmek isteyen insanlara bir uyarı, adeta “namaz zamanı geldi” mesajı verir.


Eğer yukarıda değindiğim iki unsur unutulursa ezan bir cezalandırmaya dönüşebilir. Hele sabah ezanı, dibine kadar açılmış, her bir minareye yerleştirilmiş dörder hoporlörden  ve çığlık çığlığa bağıran bir müezzin tarafından okunursa, cezalandırmanın ötesinde işkenceye döner.


Yaşadığım iki olayı anlatayım:


Ağustos ayında Bodrum Turgutreis’te sabahın 04:30’unda yatağımdan fırladım. Turist yöresi olduğu kadar çok büyük bir kasaba da değil.


Aman allahım, o ne ses (!), o ne kötü ses...  Hoporlörler bangır bangır bağırıyor ve sanki bir müezzinin de boğazı kesiliyor.


Aynısını, Ekim ayında  Göcek’te yaşadım. Swissotel’in yanıbaşındaki cami’den çıkan ses tüm Göcek  koylarını kaplıyordu. Yine hoporlörler dibine kadar açık, yine müezzin çığlık çığlığa...


Ben İstanbulluyum. Kavacık’ta oturuyorum. Çocukluğum Erenköy’de geçti. Hiçbir zaman sabah ezanının böylesine bağırtıldığına tanık olmadım.


Hoporlörlerin sesi düşük tutulur. Müezzinler de sakin bir sesle okurlar. Sanki namaza durmak siteyenlere nazikçe hatırlatma yaparlar. Zaten namaza kalkmak isteyenler saatlerini kurarlar.


Bazı yerlerde ise ezan adeta çalar saat gibi kullanılıyor. Ayıptır. İslam kibar bir dindir. Gösteriş sevmez.


Müezzinlerimiz alınmasınlar, ancak hasta insanları, uyanınca bir daha uyuyamalanları da düşünsünler. Diyanet işleri de, duyarlı olsun. Uyarıda bulunsun.


Yok, eğer bu uygulama sabah namazına  kalkamayanları cezalandırmak, pişman etmek için sürdürülüyorsa (!) o zaman söylenecek çok şey çıkar.






FETHİYELİ HAYVAN

DOSTLARINA BRAVO...


Perihan Agnelli’yi CNN TÜRK’te izledim ve çok etkilendim. 


Şimdiye kadar  bende başıboş dolaşan  köpekler sorununun nasıl çözümlenebileceğini bilmiyordum. Sokaklardaki  başıboş hayvanların toplanıp barınaklara tıkılması ve ölüme terkedilmeleri çözüm değildi.


Perihan Agnelli ekrana çıktı ve çözümü anlattı:


Bunun tek yolu hayvanları kısırlaştırmaktır “ dedi.


Doğru...


Şimdi belediyeler, köpek öldürmeyi, barınaklara tıkmayı bırakıp kısırlaştırma yöntemini benimsemek zorundalar.


Biliyorum , bir bölümü “kardeşim bir de kısırlaştırmaya para mı ayıracağız” diyecek.


Evet ayıracaklar.


Uygarca yaşamak istiyorsak, belediyeler de  halkına  hizmet etmek istiyorsa bunun başka yolu yok.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- BAŞKA BİR DÜNYAYA GİTTİM VE BAKIN NELER GÖRDÜM…
- Levent telgrafçıları başta, hepinize teşekkür ederim
- Dürrüşehvar Sultan’da öldü...
- 12 EYLÜL BELGESELİ BENDEN İZİNSİZ SATILIYOR
- TARKAN’A ÇÖZÜM BULSAK KÖTÜ MÜ OLURDU?
- POWER FM’İN GÜCÜ…
- Kuşadası toparlanıyor...
- BURSA CEZAEVİNDEN MESAJ VAR…
- Ülkenin gündemini en çok iki lider yönlendiriyor. Büyük oranda Başbakan Erdoğan...
- Bodrum belediyeleri: Altın yumurtlayan kazları kaçırmak üzeresiniz
- Lig şimdi yeniden başlıyor...
- Teşekkürler...
- EMİNİM, MÜFTÜ ŞAKA YAPMIŞTIR
- Artık kime inanacağımızı şaşırdık
- Beş gün başka bir dünya'da yaşadım…
- "... Sesimi duyan var mı?"
- Türk kaptanı, Kenyalı rehber kadar olamıyor…
- Ya program ya da koalisyon çökecek
- Kırmızı ışıkta durmayan
- Bilmem farkında mısınız...
- Bu kupa kime ne kadar kazandırdı…
- ALATON’UN KATKILARI
- GS ligden, kendi kararıyla çekilmeli
- Türkiye, Süper Lig mücadelesinde
- Dayatma olmadan hareket edemiyoruz