Mehmet Ali Birand
 
DEMİR GÖNÇ, YARDIM ETMEK İSTİYOR ANCAK...
 
 

DEMİR GÖNÇ, YARDIM

ETMEK İSTİYOR ANCAK...


Bodrum renkli insanlar diyarı. İçlerinden biri varki, yılların birikimini paylaşmak için çırpınıp duruyor, ancak bir türlü ilgilenecek insan bulamıyor.


Adı, Demir Gönç...


Otuz yıla yakın İngiltere’de turizmcilik yapmış bir Türk.


Londra’daki Sheraton Towers gibi en prestijli bir otelin yiyecek ve içecek bölüm müdürlüğüne kadar tırmanmış, Diplomat otelinin genel müdürlüğünü yapmış bir insan.


Şimdi Bodrum’un tadını çıkarıyor.


Ülkemin ve insanlarının sıcaklığını duymak için buraya yerleştim ve hayatımın  en doğru kararını aldım” diyor.


İngiltere’de kalsa kapışılacak bir profesyonel, yaşamını değiştirmenin keyfini çıkarıyor.


Bir tek rahatsızlığı var. O da, bunca yıllık birikimini Bodrumlulara yansıtamaması.


Turizm sezonu kapantıktan sonra, taksi şöförlerine turistlere nasıl muamele yapılmasını, polislere  İngilizce, otellerde çalışan genç kadrolara “nelere dikkat etmeleri gerektiğini” öğretmek için kurslar düzenlemek istemiş. Okullara başvurup bedava İngilizce ders verme teklifinde bulunmuş.


Kimse oralı dahi olmamış.


Bodrumlu her konuda bol bol şikayet  ediyor da, yanı başındaki bir hazineden yararlanmak istemiyor. Emniyet müdürleri, okul müdürleri, otelciler Demir Gönç’ü kaçırmayın...




BODRUMUN ÜSTÜNE

TATİL YÖRESİ YOK...


Bu yıl yeni bir moda çıktı: Bodrumu kötülemek modası...


Eline kalem veya mikrofon alan, başlıyor Bodrumun çirkinliklerini anlatmaya. Aman efendim, meğer Bodrum ne kadar kötüymüş, ne kadar kabaymış, heryerde kavga varmış, yasalar geçersizmiş.


Hani neredeyse ”Bodrum’da  her yaz yağmur yağar” diyecekler. Yizbinlerce İstanbullu,  milyonlarca dolarlık yüzbinin üstündeki yazlık evlerini bu felaketi bilmeden satın almışlar.


Birkaç olay Bodrumu değiştirmez.


Eğer medya Bodrumdan bıktıysa, yeni bir konu, yeni bir yer arıyorsa bunu Bodrum’u lekelemeden de yapabilir.


Kim ne derse desin, Bodrum Türkiye’nin en güzel yazlık yöresi. Güneşi, denizi, havasıyla  dünyanın en hoş yerlerinden biri. Medya’daki bazı meslekdaşlarımız istedikleri kadar karalasınlar, Bodrum İstanbulun gözdesidir ve öyle kalacaktır.


Bu arada, Bodrum yarımadasının tüm belediye başkanlarına da iki sözüm var:


... Hepiniz yazlıkçı İstanbullulardan aldığınız veya zorla kestiğiniz paralarla yaşıyorsunuz. Bari,  başta yollar olmak üzere, daha ciddi hizmet verin. Bodrum’u medya değil, tutumunuzu değiştirmezseniz asıl  sizler bitirirsiniz...”






YAŞASIN, ÖZEL

HAVAYOLLARI GELİYOR


Nasıl sevindim bilemezsiniz.


Gazetelerdeki haberlerden öğrendim, iç hatlarda özel havayollarına yer açılıyormuş. Yani Türk Hava Yollarına olan esaretimizin sonuna geliyoruz.


Özel hava yollarının piyasaya girmesi,  sadece fiyatkların ucuzlamasıyla  değil, aynı zamanda servisin düzeltilmesiyle de sonuçlanacak.


Dünya’nın her yerinde aynı senaryo ile  karşı karşıya kalıyoruz. Devlet hem fazla para alıyor, hem de müşterisine kötü muamele ediyor. Çok gariptir, nedense devlet kuruluşlarında çalışan insan, özel sektöre geçince hemen değişiveriyor. Devletteyken hoyrat  olur, müşteriye tepeden bakar, özel sektöre geçince  tam tersine hizmet verir.


Bundan böyle iç hatlar hareketlenecek ve bizler (yani müşteriler) adam muamelesi göreceğiz.





Haydi Kızlar Okula...


“Haydi Kızlar Okula” Milli Eğitim Bakanlığı ve UNICEF’in ortaklaşa yürüttükleri bir kampanya. Bu kampanyanın öncelikli hedefi; 2005 yılı sonuna kadar öncelikli 50 ilde ilköğretim çağında bulunan kız çocuklarından okula hiç gitmemiş ya da başlayıp yarım bırakmış olan kız çocuklarının tümünün okula kaydolmalarını sağlamak. “Haydi Kızlar Okula” kampanyasını toplumun daha geniş kesimlerine duyurabilmek için 6-7 Eylül’de gerçekleşecek Rock’n Coke festivalinde maddi yardımların kabul edileceği teleton sistemleri kuruldu. Elde edilen gelirle okula hiç başlayamamaış ya da eğitimi yarım kalmış kız çocuklarına yardım edilecek. Bu organizasyon CNNTÜRK ve Kanal D ekranlarından günün belirli saatlerinde canlı olarak yayınlanacak. Böylesine güzel bir amaç için hep birlikte yardımlarımızı onlardan esirgemiyelim...





Mahfi Eğilmez  son kitabı Anitta’nın Laneti ile bizi geçmişe götürüyor…



Şu sıralarda konularını tarihten alan romanlar pek gözde. Ülkemizde de bu alanda yerli-yabancı kitaplar yayımlanıyor. Firavunlardan imparatorlara, padişahlara, cariyelere kadar birçok kişinin öyküsünü roman biçiminde okuyoruz. Bunlardan bir yeniside Mahfi Eğilmez’in yazdığı Anitta’nın Laneti… Eğilmez; Hitit ve Hattuşa kazılarında ele geçmiş tabletlerden çıkan çıkan gerçekleri kurgulayarak yazmış öykülerini…Tarihi ve arkeolojiyi seven ve Hititlere ilgi duyan herkes için Anitta’nın Laneti tüm kitapçılarda




Dedesinin günlükleriyle roman yazdı


Bir Nişantaşı ve Beyoğlu çocuğu olan Selçuk Erez'in anne-babasıyla aile ahbaplarına yaptığı ziyaretleriyle başlayan Makriköy'le ilişkisi  Makriköy’e Dönüş kitabıyla devam ediyor. Yazarın  geçmişine ve içine doğru yaptığı yolculuktan esinlenerek yazdığı kitabı Doğan Kitap’tan çıktı. Dedesinin günlüklerinden de yararlanılarak yazılan kitabı okumak çok keyifli.. 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- BAŞKA BİR DÜNYAYA GİTTİM VE BAKIN NELER GÖRDÜM…
- Levent telgrafçıları başta, hepinize teşekkür ederim
- Dürrüşehvar Sultan’da öldü...
- 12 EYLÜL BELGESELİ BENDEN İZİNSİZ SATILIYOR
- TARKAN’A ÇÖZÜM BULSAK KÖTÜ MÜ OLURDU?
- POWER FM’İN GÜCÜ…
- Kuşadası toparlanıyor...
- BURSA CEZAEVİNDEN MESAJ VAR…
- Ülkenin gündemini en çok iki lider yönlendiriyor. Büyük oranda Başbakan Erdoğan...
- Bodrum belediyeleri: Altın yumurtlayan kazları kaçırmak üzeresiniz
- Lig şimdi yeniden başlıyor...
- Teşekkürler...
- EMİNİM, MÜFTÜ ŞAKA YAPMIŞTIR
- Artık kime inanacağımızı şaşırdık
- Beş gün başka bir dünya'da yaşadım…
- "... Sesimi duyan var mı?"
- Türk kaptanı, Kenyalı rehber kadar olamıyor…
- Ya program ya da koalisyon çökecek
- Kırmızı ışıkta durmayan
- Bilmem farkında mısınız...
- Bu kupa kime ne kadar kazandırdı…
- ALATON’UN KATKILARI
- GS ligden, kendi kararıyla çekilmeli
- Türkiye, Süper Lig mücadelesinde
- Dayatma olmadan hareket edemiyoruz