NE MUTLU TÜRKÜM
DİYENE...
KOPENHAG
Bu yazımı, başta oğlum Umur olmak üzere bütün genç insanlarımıza ve kendini genç hisseden, yaşamında 10-15 yıl daha olduğuna inananlara yazıyorum.
Bugün kalktığınız zaman kendinizi daha iyi, daha mutlu, geleceğinizi daha güvence altında görmelisiniz.
Türkiye – kendi kendimize bir sorun yaratmaz veya bir yol kazası ile karşılaşmazsak- Avrupa Birliğine 2012-2015 yılları arasında tam üye olacaktır. Türkiye, 1 inci ligde oynamaya başlayacaktır. Ülke eski köhne, çürümüş, kişiye değil Devlete önem veren ve haksıklıklarla dolu bir sistemden kurtulmuş ve uygar, insanı yücelten yeni bir sisteme girmiş olacaktır.
Türkiye’de artık insanlar kaybolmayacak, Susurluklar olmayacak, insanlar fikirlerinden dolayı hapislere sürüklenmeyecek, vergi verenlerin “enayi” sayıldığı bir ülke olmaktan kurtulacak ve insanlar enflasyon altında ezilmeyecek. Ekonomi, her yeni gelen siyasetçinin tekerleği yeniden keşfetmesine benzeyen fikirlerine bırakılmayacak, belirli bir sisteme bağlanacak.
Türk halkı dışa açılacak, zenginleşecek ve insan gibi yaşayacak.
Bundan daha güzel ne olabilir?
İşte, Kopenhag’da alınan karar, Türkiye’nin geleceğini böylesine aydınlatacak önemde. Artık yeni bir döneme giriliyor.
Karamsarlıkların değil, iyimserliklerin, parlayan yüzlerin dönemi geliyor.
KARAMSARLARA
SAKIN İNANMAYIN
Belki de çoktan başlamışlardır, ancak bugünden itibaren bazı köşe yazılarında, televizyon söyleşilerinde veya radyo söyleşilerinde karamsarların hücumu ile karşı karşıya kalacaksınız.
“Bunun neresi tarih!”
“Yalan söylüyorlar ve Türkiye’yi oyalıyorlar. Almayacaklar...” diyecekler.
Bunlardan hiçbirine inanmayın.
Kendinizi de ayrıntılar içinde kaybetmeyin.
İki yıl sonra başımıza gelebilecek olası aksilikleri, komploları teknik tuzaklarını bir kenara atın. AB’nin verdiği somut sözlere bakın...
AB, Türkiye’nin adaylığını bu defa somut biçimde, geri dönülemeyecek şekilde onaylamıştır.
Türkiye, AB üyeliğine doğru en önemli ve ciddi adımını atmıştır.
Türkiye cebina 2004 Aralık tarihini koymuştur.
Şimdi, bu yeni gelişmenin vereceği heyecanla yoluna devam etmeli, eksikliklerini tamamlamalı ve zamanını boşa harcamamalıdır.
ZOR VE BÜYÜK
BİR PAZARLIK YAPILDI
Bu karar kolay çıkmadı.
Türkiye, Kopenhag’da destek veren bütün üye ülke liderlerine teşekkür borçludur. Zira AB liderleri, kamuoyularının istemediği, popüler sayılmayan bir karar aldılar. Şu gerçeği çok iyi bilelim ki, Avrupa halkları Türkiye’nin üyeliğine soğuk bakıyorlar. Bizi –belki de haklı olarak- farklı görüyorlar. Klübe girdiğimiz taktirde, büyüklüğümüzden ve çeşitli farklılıklarımızdan dolayı yaşamlarını bozacağımıza inanıyorlar. Yani Türkiye, AB üyeliğini zorla, söke söke almak zorunda olduğunu unutmamalı.
Önümüzdeki dönemde daha sayısız krizler yaşayacağız. Komplo teorileriyle yaşayacağız. Kimi zaman gururumuzla dahi oynanacak.
Yılmamak, AB ile yaşama alışmak zorundayız.
AKP, NE ÖNEMLİ BİR İŞ
YAPTIĞININ FARKINDA MI?
Cuma akşamı kararlar alınıp iş bittikten sonra, bütün heyetin kaldığı otelde buluştuk.
AB konusunu iyi bilen gazetecilerdeki heyecan AKP heyetinde yoktu. Ne kadar önemli bir iş yaptıklarının farkında değillerdi. Onları eleştirmiyorum. AB geçmişi olmadan heyecan duymak zordur. Yine de Türkiye’ye dev bir adım attırdılar.
Uluslararası ilişkilerde ve basın ilişkilerinde biraz daha deneyimli olsalar, bu kararı çok daha parlatabilirlerdi. Değerini daha iyi anlatabilirlerdi. İlk anlardaki olumsuz tepkileriyle, gereksiz zamanı yitirmezler ve yanlış imaj vermezlerdi.
Neyse, artık bunlar da önemli değil.
Önemli olan, açılan yeni dönemden yararlanabilmek.
Genç kuşaklar bundan böyle, çok daha büyük heyecanla “Ne mutlu Türküm diyene” diye bağırabilecekler. Ülkeleriyle daha da fazla gurur duyacaklar...
Ne yazık ki, aynı şeyleri KKTC vatandaşları için söyleyemeyeceğiz. Orada, tutucular kısa vadeli bir zafer kazandılar, ancak KKTC kaybetti...
Ah, şu sıralarda 20 yaşlarında olmak için neler vermezdim... Hiç değilse, genç kuşakların önünü açan bir olayı destekleyenler arasında olmakla gururlanıyorum.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|