BA?CIYI MI D?V?YOR,
YOKSA ?Z?M M?? YİYİYORUZ...
Türkiye çok ilginç bir dönemden geçiyor.
Tayyip Erdo?an, Bozlak ve Akın gibi isimlerin? seçime çok kısa bir süre kala yasaklanmaları son derece önemli.
Peki bu geli?me ne anlama geliyor?
Toplum nasıl bir mesaj alıyor?
Bu iki sorunun yanıtı ikiye ayrılıyor:
1. DEMOKRASİ KATLEDİLİYOR...
Toplumun bir bölümü ?u andaki uygulamanın Demokrasiyle hiçbir ilgisi olmadı?ına, Hukuki gerekçelerin zorla bu yöne çekildi?ine ve alınan kararların tamamen siyasi nitelikli oldu?una inanıyor.
Derin Devlet?in ?Bizim gibi dü?ünmedi?iniz, resmi ideolojiye uyum göstermedi?iniz sürece, sizi Türkiye?de yönetime ortak ettirmeyece?iz? mesajı? verdi?i ve okuldaki ba?ö?retmen edasıyla hareket etti?i izlenimi yaygınla?ıyor.
Bu izlenimde olanlar genelde İslami motiflere? a?ırlık veren milyonlar, HADEP? yanlısı? oylardır. Devletle ili?kilerinden rahatsız olanların? yanısıra, bazı Demokratik? kesimler de aynı görü?leri? payla?ıyor.
AB?nin, uyum yasalarının? uygulanmasını görmek istemesinin ?imdi daha iyi anla?ıldı?ına dikkat çekiyorlar.
Bu insanlar Tayyip Erdo?an?a kar?ı? sürdürülen mücadeleye tam bir damga da vuramıyorlar. Bunun Erdo?an?a mı kar?ı yoksa İslam?a duyarlı olan her?eye kar?ı mı? uygulandı?ı sorgulanıyor.
Kürt kökenli vatanda?lar da derin devlet?in HADEP?i meclise sokmak istemedi?ine inanıyorlar.
2. SİSTEM OTURTULUYOR
Aynı durum, farklı bir açıdan bakılırsa, bamba?ka ?ekilde de yorumlanabilir. Nitekim, ülke?nin laik sistemden yana tutum alan, bölünme tehlikesi konusunda duyarlı? kesimler, son kararları ?Demokrasinin katledilmesi? olarak algılansa dahi, aslında 28 ?ubat ve 11 Eylül?den sonra? ?sismetin yerine oturtulması?? ?eklinde niteliyorlar.?
Demokratik-laik sisteme uymayanların veya Kürt militanlı?ı yapanların Türkiye?yi yönetemeyecekleri gibi, yönetimine aday olamayacaklarına inanılıyor.
Bundan dolayı da, ister hukuka uysun, ister uymasın bu dü?üncedeki ki?ilerin sistem dı?ı edilmesi do?al görülüyor.
Avrupa Birli?i olsun, olmasın bu yakla?ımın de?i?meyece?i de vurgulanıyor. Demokrasi?nin kendini korumasının do?al oldu?una inanılıyor.
GER?EKLER ACABA
BA?KA YERDE Mİ?
Aslında bu iki bakı? açısının? do?ru yanları var.
Türkiye?nin kar?ı kar?ıya kaldı?ı temel sorun, Demokrasiyi katlediyormu? izlenimi vermeden, Demokrasi ve hukuk devletinin temellerini zedelemeden, laik-demokratik-parlamenter sistemini nasıl koruyacaktır?
Bu son derece önemli, zira bugün ya?ananlar, toplumun geneli tarafından ?hukuki? de?il, ?siyasi bir karar? ?eklinde algılanıyor. Ancak sistemi ayakta tutmak için bugün uygulanan yöntemin sürdürülebilme imkanı da pek yok.
Yasalar son derece mu?lak, bundan dolayı da herkes kendine göre yorumlayabiliyor. Yeni yamalar yapıldıkça da i?ler daha karı?ıyor.
İ?in dramatik yanı, yapılan yeni düzenlemeler olsun, AB uyum? yasaları olsun, gerekti?i gibi uygulanamıyor. Zira, yargıçlar ve savcılar de?i?ime henüz tam olarak ayak uyduramıyorlar. ?stelik onlar da? derin devlet?in baskısı altındalar. Ne yapacaklarını bilemiyorlar. Her yana çekilen yasaları nasıl yorumlayabileceklerini, esen rüzgara göre ayarlamaya çalı?ıyorlar.
Seçim sonrasında ilk ele alınması gereken reform, Adalet reformu ve Adalet mekanizmasının e?itimi olmalı.
Türkiye?nin sistemi? laik? demokratik bir parlamenter sistemle yönetilecektir. Bölücülü?e de yer yoktur.
Bunu herkes bilmeli.
Devlet?te bu sistemi korumak için do?ru dürüst kurallar, yasalar koymalı ve oyunu do?ru dürüst oynamalı.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|