SAREM'in kuruluşu ile ilgili toplantı önemli bir mesaj veriyor. Değişen dünya ve değişen Türkiye'ye TSK'nın düşünce ve değerlendirme yöntemlerini gözden geçirmesine yol açıyor. Önemli olan, bu grubun koşullara iyi ayak uydurabilmesi.
Genelkurmay Başkanlığı önceki gün, kısaltılmış adı SAREM (Stratejik Araştırma ve Etüd Merkezi) olan bir çalışma grubu oluşturdu. Kuruluş toplantısına çağrılanlar ve Genelkurmay Başkanı'nın bizzat katılarak açış konuşması yapması, TSK'nın bu gruba ne kadar önem verdiğinin bir işaretiydi.
Tuğgeneral Reşat Ödün'ün konuşmasından, SAREM ile yarı resmi , yarı sivil karışımı bir “Think Tank” oluşturulmak istendiği anlaşılıyor. Yani, resmi politikalara bağlı olmaksızın, SAREM Türkiye'nin ilgi alanına giren bölgelerle ilgili “güvenliğe yönelik jeopolitik ve jeostratejik sevide tespit, inceleme ve değerlendirmeler” yapacak.
SAREM'e iki türlü bakılabilir.
Asker'in kendi gibi düşünenleri toplayıp istediği sonuçları çıkartacak sanılabilir.
Bence, TSK olaya bu şekilde bakmamaktadır.
Dünya'nın ve Türkiye'nin bugün geldiği noktada, gelişmeleri sadece asker gözüyle değerlendirmek ve sonuç çıkartmak imkansızdır. Askerin görüşü de olacaktır, ancak değerlendirmelere sivil görüş, bilimsel görüş eklenmelidir. Bu ihtiyacın Genelkurmay tarafından da hissedildiği bir süredir biliniyordu. Şimdi, ilk adım atılmış oluyor.
Bu tip çalışmalardaki en önemli unsur, gruba katkıda bulunacak isimlerin iyi seçilmesi, yapılacak çalışmaların nitelikleri ve fikir jimnastiğine kısıtlama getirilmemesidir.
SAREM'e benzer bir THINK TANK, Amerika'daki RAND'dır.
RAND'de çalışan asker kökenli veya sivil araştırmacılar PENTAGON'dan destek alırlar, ancak resmi görüşlerle kendilerini bağlı hissetmezler. Amerika'nın genel çıkarlarını gözeten çalışmalar üretirler.
Genelkurmay Başkanlığı, karargah gibi düşünen emekli askerler ve öğretim üyeleriyle yetinirse, SAREM'den beklenen yararı sağlayamaz.
Örneğin RAND, son derece liberal görüşlü bilim adamları, gazeteciler, özellikle de iş adamlarından yararlanır. Ne kadar farklı görüş üretilirse, politikaları yapanlar o kadar sağlıklı karar alırlar.
SAREM iyi bir başlangıçtır.
TSK, sivil görüşlere daha fazla kulak vermek, değerlendirmelerinde çeşitlemeye gitmek istediğinin işaretini vermektedir.
ŞEFFAFLIK EN
ÖNEMLİ UNSUR…
SAREM, Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde giriş çıkışı zor; yazışmaları, yayınları ve toplantıları askeri disiplin ve kontrol altında; olaylara sadece asker penceresinde bakan bir grup haline dönüştürülürse, harcanacak paraya yazık olur.
Ben tam aksini düşünüyorum.
Şeffaf, karargah içinde tabu sayılabilecek bazı konuların ve yaklaşımların da tartışıldığı bir çalışma ortamı oluşturulmasını bekliyorum.
Artı ve eksileriyle Kıbrıs'ın, Ege'de Türk-Yunan ilişkilerinin, Kuzey Irak ve bölgedeki kürt sorununun dahi tarıtşılabildiği bir ortam düşlüyorum.
Bu tip bir fikir jimnastiğinden sadece TSK değil, emin olun medya, hatta Üniversiteler de yararlanacaktır.
Türkiyemizde ne yazık ki bilgi dolaşımı çok eksik.
Korkmadan tartışma, farklı görüşleri dinleme alışkanlığı yoktur.
İstenirse, SAREM bu tabuları yıkabilir.
Görüşlerden korkmamayı, en aykırı olanları dahi tartışmayı öğrenmek, hem devlet'e, hem de topluma büyük katkılar getirecektir.