HEDEF, BARAJIN
İNDİRİLMESİ...
Herkes kara kara düşünüyor.
Ak partisi aldı başını gidiyor.
Felaket senaryosu şimdiden yazıldı.
Erken seçimin ertesi sabahı karşımıza çıkacak olan manzara büyük olasılıkla şöyle olacak: AKP birinci parti, CHP 2 inci parti ve belki de MHP Meclis’e girebilmiş ve AKP-MHP koalisyonu ile karşı karşıya kalınmış.
Bu olasılık yabana atılır cinsten değil. O zaman, Avrupa Birliğinden tarih beklemek bir rüya, Kıbrıs’ta çözüm imkansız; ekonomide IMF ile ilişkilerin sağlıklı şekilde yürütülmesi söz konusu dahi değil.
Durum böyle olunca, gerisini siz düşünün.
İçine kapanık AB’den uzaklaşmış, ekonomik krizi derinleşmiş bir Türkiye.
Böylesine karanlık bir resimle karşılaşmaktan kurtulmanın yolları aranıyor. Bundan dolayı da, seçimin hiç değilse Nisan ayına kadar ertelenmesine çalışılıyor.
SEÇİMİ ERTELEMEK
BÜYÜK TEPKİ ALIR
Bu toplum ile biraz olsun temas eden, nabız yoklayan herkes görüyor. Türk halkı son derece kızgın ve kızdığı insanları da bir an önce cezalandırmak istiyor. Bundan dolayı da seçim kaçınılmaz. Kendilerini kurtarmak için seçim erteleme manevralarına girenler veya böyle bir görüntü verenler büyük tepki alacaklardır.
Türkiye artık seçime kilitlenmiştir ve bu gidişi kimse değiştiremez. Hele küskünler hiç değiştiremezler. Niyetleri ne kadar samimi olsa dahi, toplum bu hareketi “tekrar milletvekili seçilme” manevrası olarak görüyor. “Akılları neredeydi?” diye sorguluyor.
Dolayısıyla, ülkeyi felaket senaryolarından kurtarmanın tek yolu, böylesine anormal bir baraj oranını bırakmak ve daha normal bir düzeye indirmektir.
BARAJ NEDEN
KONMUŞTU?
Barajın, hiçbir batılı demokraside görülmeyecek derecede (yüzde 10) yüksek tutulmasının bir açık, bir de gizli nedeni vardı.
Açık gerekçesi, parlamentoya küçük partilerin girişini engellemek, 7-8 partili parlamento yerine 4-5 partili bir parlamento yaratmak . Böylece, koalisyon olasılığının azalması, olacaksa da iki partili koalisyon ile yetinebilmekti.
Gizli gerekçesi, Kürt partisinin ve kökten dinci küçük partilerin meclis’e girmelerini önlemekti.
Gizli gerekçenin artık geçerliği yok.
Kökten dinci küçük parti kalmadığı gibi, Kürtlerin meclise girmelerini engellemekte artık imkansız. İster bağımsız, ister ittifaklarla meclise girebilecekler ve onları durdurmak imkansız.
Açık gerekçe ise, özellikle bu seçimde ters bir sonuç verecekmiş gibi görünüyor. Yani, çok partili koalisyonlardan kurtulalım derken, bu defa seçmen oylarının yüzde 40-45’inin temsil edilememesi, meclis dışında kalması gibi bir durumla karşılaşılabilecek, böyle bir olasılıkta da, TBMM’nin meşrutiyeti sorgulanmaya başlanacak.
Bütün bu veriler karşısında şimdi barajın indirilmesinden başka çare görülmüyor. TBMM’ne sadece 3-4 partinin girmesi, geri kalanların saf dışı olmaları çok kişiyi ürkütüyor.
Aslında Türk toplumu büyük bir değişim yaşıyor. Kimse tam anlamıyla farkına varabilmiş değil, ancak toplu halde değişiyoruz.
Ekonomik sistemdeki düzenleme şimdi de siyaset dünyasına yayılıyor. Toplumun öfkesi nereye kadar gidecek belli değil. Baraj indirilerek bu öfkenin etkisi azaltılmaya çalışılıyor.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|