DERVİŞ, VİTRİN
SÜSÜ MÜ OLACAK?
Deniz Baykal şu sıralarda gündemin başına geçti. Bir kaç hafta öncesine kadar, anketlerde yükselen bir partinin lideriydi. Şimdi, seçimleri 1 inci veya 2 inci bitirip bitiremeyeceği tartışılıyor. Medya’nın projektörleri onun üzerine döndü. TV’lerin aranan star’ı durumuna girdi. Siyasi yaşamının sonbaharında, birden bire yıldızı parladı. Bu da Kemal Derviş’in CHP’ye yönelmesi, YTP ile iplerini tamamen koparmasından kaynaklandı.
Kamuoyunda yapılan tartışmanın da yönü değişti.
Şimdi sorulan soru şu: “Deniz Baykal’ın , Kemal Derviş’e yaklaşımı nasıl olacak? Derviş’i seçimlerde bir vitrin süsü gibi kullanıp, getireceği oyları aldıktan sonra, kemikleriyle birlikte yiyip yok mu edecek? Yoksa Kemal Derviş ve beraberinde getireceği isimlerle CHP’yi daha da değiştirerek farklı bir platforma mı taşıyacak?
Derviş siyasetten hiç anlamayan, son derece saf bir insan değil. Kendini kolay kolay yedirtmeyecek kadar da zekidir. Ancak politika öyle bir oyundur ki, hiç farkına varmazsınız ve bir gün kendinizi yıpranmış bir noktada bulabilirsiniz. Üstelik unutmamak gerekir ki, Kemal Derviş’in elindeki kartlar bir oranda değer kaybetti. YTP ile ipleri koparınca, şimdi sadece CHP ile karşı karşıya kaldı. Seçenekleri 2’den 1’e indi. Deniz Baykal, Derviş’in bu zayıflayan eline bakıp ona göre hareket etmeye hazırlanıyormuş, pazarlığını daha üstten başlatmak, Derviş’i kendine mahkum etmek istiyormuş izlenimi veriyor. “İttifak değil, iltihak isteriz” sözü bunu çağırıştırıyor.
İşte en büyük hatası da bu olur.
Zira, Kemal Derviş’in rüyası, ne olursa olsun politikaya girmek değildir. İstediği ortamı bulamadığı taktirde tümüyle çekilip, “başınızın çaresine bakın” diyebilir. Böyle bir olasılıkta da en çok Deniz Baykal kaybeder.
BAYKAL, TOPLUMDA
BARIŞ YAPABİLİR
Deniz Baykal kabul etmiyor. Hatta sinirleniyor. Geriliyor ve karşısındakini düşman gibi görüyor. Oysa CHP liderinin hala önemli bir imaj sorunu var.
Toplumun etkin bir kesimi için Baykal hala hırçın, bölücü ve kafasının bir kenarında devletçilik yatan bir liderdir. Baykal değişmiş olabilir, ancak toplumun algılaması hala tümüyle değişmemiştir. Baykal 1975’ten beri siyaset sahnesindedir ve genel izlenim çok parlak değildir. Bu kesim için, CHP hala kendini tam anlamıyla reforme edememiş, Deniz Baykal’da gergin bir liderdir.
Kemal Derviş, işte bu algılamayı değiştirebilir.
Sırf Kemal Derviş’e inancından dolayı, hiç düşünmemelerine rağmen Deniz Baykal’a oy vermeye hazırlanmakta olanların sayısı hiç az değil. Baykal’ın “eski” imajını “yenilemesinin” en kestirme yolu olarak Derviş ile sıkı işbirliği görülüyor.
Peki, Baykal CHP’yi Derviş ile paylaşacak mı? Partinin bazı politikalarını değiştirecek mi? Parti vitrinine yeni suratların konmasını içine sindirebilecek mi?
Şu günlerde, işte bunların pazarlığı yapılıyor.
Deniz Baykal, gerçekten değişip değişmediğini, CHP’yi farklı kesimlere açmak isteyip istemediğini de gösterecek.
Baykal, kısır parti çekişmelerine boğulursa, hem Derviş’i, hem de Türkiye’yi yeniden yönetebilme şansını kaybedecek.
Deniz Baykal, gerçekçi bir politikacıdır. Onun dar bir açıdan bakmayacağına, hem CHP’ye eski gücünü sağlamak, hem de Türk siyasetinde iz bırakmak isteyeceğine inanıyorum. Daha doğrusu, inanmak istiyorum.
Önümüzdeki günler (11 Eylül’e kadar) son derece önemli. Bu süre içinde kararlar alınacak ve ardından sandıklara gidilecek. Akıllı olanlar kazanacak, taşra politikacıları kaybedecekler.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|