BİR ?UVAL İNCİRİ
MAHVETMEK ?ZEREYİZ
Bu Kö?e?yi okuyanlar, sıkılma pahasına, belirli bir konunun altının çizildi?ini görmü?lerdir.
2002?nin Cumhuriyet tarihih en kritik yılı oldu?unu, önümüzdeki iki sorunun üstesinden gelinebildi?i? taktirde, Türkiye?nin 1 inci lig?deki ülkelerin arasına girebilece?ini yazıp durduk.
Bunlardan biri, Avrupa Birli?i?ne uyum yasaları idi. İdam, Ana Dil ö?renme ve yayın yapma hakkı ba?ta olmak üzere, bir dizi yasa hızla? de?i?tirilebilirse, 12 Aralık?ta Kopenhag?da toplanacak AB doru?undan, Tam ?yelik Müzakerelerinin ne zaman ba?layaca?ına dair kesin bir tarih olmasa dahi, bir i?aret alabilece?imizi vurgulamı?tık.
Bunca aceleye gerek bulunmadı?ını, uyum yasalarının zamanı gelince (3 yıllık süre içinde) tamamlanabilece?ini ileri sürenlere de hep aynı gerekçeyle kar?ı çıktık: ??
E?er 12 Aralık doru?unda bütün aday ülkeler için bir perspektif çıkar ve Türkiye?ye ba?layıcı hiçbir ?öy söylenmezse, AB treni önemli ölçüde kaçırılmı? sayılmalıdır. Türkiye, di?er ülkeler Tam üyeliklerininin ba?layaca?ı? 2004 yıl sonuna kadar Katılma Müzakereleri için masaya? oturamazsa, treni toptan kaçırmı? olacaktır?
?
Bugün gelinilen noktada, AB uyum yasalarının 3 Kasım seçimlerine kadar geçirilmesi giderek zorla?maktadır. Büyük bir olasılıkla da siyasi ? partilerimiz uzun vadeli dü?ünmek yerine, kısır kavgaları tercih edecekler ve uyum yasalarını ?tatmin edici oranda? geçiremeyecekler.
Böyle bir durumda da, 12 Aralık Kopenhag doru?undan ?iyi yoldasınız , devam edin? gibilerinden , hiçbir anlama gelmeyen bir mesajla yetinmek zorunda kalaca?ız.
İstasyondan ayrılmaya ba?layan Avrupa trenini izlemekten ve içine binmi? olan Bulgaristan, Romanya, Kıbrıs gibi ülkelere el sallamaktan ba?ka bir ?ey yapamayaca?ız.
Di?er bir sorun da Kıbrıs?
Kıbrıs bence, Avrupa Birli?ine uyum yasalarından da önemli. Zira 28 yıldır kar?ımıza ilk defa böylesine tarihi bir fırsat çıktı. ?imdiye kadar hiçbir zaman , tarafları bir çözüme zorlayan durum yaratılmamı?tı. BM baskılarının ötesine gidilmemi?ti. Oysa bu defa, Kıbrıs tam üye olacak ve bu i? bitecek. Uzun vadede, Türk tarafı kaybedecek. ?u sıralarda KKTC?nin eli güçlü. Gerçekle?mesi imkansız isteklerle ortaya çıkılmadı?ı? sürece, Kıbrıs Rum Yönetimi zorlanabilir. 12 Aralık 2002?den sonra durum de?i?ecek. Türk tarafı bugün be?enmedi?i bir çok öneriyi, ilerde mumla arayacak.
İ?te böylesine kritik bir noktadayken, 3 Kasım seçim fırtınası ile, Kıbrıs müzakereleri de durdu.
Denkta? ile Klerides hala konu?uyor olabilirler ancak, bunun hiçbir anlamı yok. Seçim havasına giren Türkiye?de, kimse Kıbrıs riski almak istemez.
Acaba, 3 Kasım seçimlerinden sonra kurulacak yeni koalisyon bir?eyler yapabilir mi? Zaman yeter mi? Yoksa bu tren de kaçar mı?
?u sıradaki görünüm, Türkiye?nin bir çuval inciri mahvetmek üzere oldu?u ?eklinde?
BELKİ B?YLESİ
DAHA AZ ZARARLI?
Bir de ba?ka açıdan bakıyorum ve bir çuval incirin, erken seçimler nedeniyle mahvolmasının ehven-i-?er oldu?u sonucuna varıyorum. E?er seçim gerekçesi çıkmasaydı, dünya?ya ne diyecektik?
?Uyum yasalarını yerine getiremiyoruz. Koalisyon partileri, biraz daha iktidarda kalabilmek için ne Kıbrıs?ta çözüm, ne de AB?yi istiyor?.
Uygarla?mak istemeyen bir ülke konumuna dü?ecektik.
Hiç de?ilse ?imdi ?Demokrasinin en temel kuralı seçimdir. Bizde seçime gitmek zorunda kaldı?ımız için, kusura bakmayın. Kıbrıs ve Uyum Yasalarını erteliyoruz? diyebilece?iz.
Böylece, kendimizi ?eklen (!) kurtarmı?, kelimizi göstermeden i?in içinden sıyırmı? olaca?ız. Uzun vadede kaybedenin bizzat kendimiz olaca?ını görmezden gelece?iz.
Dünya?da mutlaka bizim gibiler vardır, ancak bu kadar kendi kendini aldatan, gösteri pahasına kendini yakan azdır?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|