Mehmet Ali Birand
 
TÜRKİYE SAVAŞA GİRME MERAKLISI DEĞİL...
 
 

TÜRKİYE SAVAŞA GİRME

MERAKLISI DEĞİL...

ANKARA

           

* Esad acaba Türkiye'yi savaşa çekmeye mi çalışıyor, yoksa bu bombalar bir hata sonucu mu düştü ? Bu soruların yanıtları ne olursa olsun, Ankara son olayı bir savaş nedeni olarak görmediğini gösterdi. Tabii bu tip "kazalar (!) " devam ederse, o zaman iş çığrından çıkar ve Tampon Bölge dahil,tüm önlemler devreye girer.

==================================================================

                                  

TÜRKİYE SAVAŞA GİRME

MERAKLISI DEĞİL...

 

ANKARA

           

Ankara'da herşey bekleniyordu da, Suriye bombalarıyla beş insanımızın ölmesi

beklenmiyordu. Hava birdenbire karardı, fırtınalar koptu. İktidar belki gündemin değişmesinden hoşlanmış olabilir. Zira, Suriye olmasa şimdi büyük olasılıkla Erdoğan’dan sonra Ak Parti' de kimin Başkan olacağını konuşuyor olacaktık.

           

Olayın duyulmasıyla birlikte , özellikle ilk saatlerde , kamuoyunda bir korku yayıldı. "Eyvah, savaşa mı gireceğiz ?" soruları sorulur oldu. Ankara'da olayı etkileyen kişilerle konuşunca, Türkiye' nin öyle kolay kolay savaş havasına girmek istemediğini hemen anladım.

           

İçim rahatladı.

           

Hem sivil otorite, hem de asker çok soğukkanlı davrandı. Senaryolar devreye sokuldu.

           

İki seçenek üstünde duruldu.

           

Biri, bu bombaların bir tahrik olduğu, Esad'ın Türkiye'yi savaşa sokma girişimi olarak nitelendirildi. Aslında mantıklı bir senaryo. Şu aşamada, Suriye'ye saldırması durumunda Türkiye suçlu duruma düşecekti. 3-4 bomba düştü diye savaşa girmek, Ankara'yı savaşa teşne bir konuma sokacak, Rusya ve İran'ın Esad'a daha fazla destek vermeleri, kol kanat germeleriyle sonuçlanacaktı.

           

Diğer seçenek, bu bombaların gerçekten Akçakale' ye kazara düşmüş olmasıydı. Suriye ordusunu biraz bilenler için, bu varsayımın doğru olduğunu belirtiyordu.

           

Ankara akıllı davrandı.

 

Bir yandan misilleme yaptı,

bir yandan diplomasi trafiğini arttırdı.

           

BM Genel Sekreterinin dikkatinin çekilmesi  ve NATO Daimi Delegeler Konseyinin toplanıp destek açıklaması yapmaları önemliydi. Hele karşılık bombardımanı, kamuoyunda rahatlama yarattı. Türkiye' nin gereken yanıtı verdiği izlenimi yerleşti.

 

ASIL BUNDAN SONRASI

ÇOK DAHA ÖNEMLİ...

           

Hadi bu defakini de atlattık diyelim...

           

Eee bundan sonra ne olacak ?

           

Önce uçak olayı, şimdi de bombalar.

           

Yarın bu gidiş sürerse, Ankara fiilen tepki göstermek zorunda kalabilir. Esad, 9 kasım'daki Amerikan Başkanlık seçimleri öncesinde Türkiye'yi kışkırtmak ve Washington ile çelişkiye düşürmek isterse, bu tip kazarı tekrarlayabilir.

           

Tehlike de budur.

           

Türk kamuoyunu tatmin edebilmek için, Ak Parti hükümeti aynı temkinli tutumu sürdürmeyebilir. O zaman da kıyamet kopar. Zira Washington, Başkanlık seçimleri öncesinde, Suriye' ye karşı,Türkiye gibi bir müttefiğinden kaynaklanacak,  herhangi bir silahlı çatışma istemiyor.

           

Asıl herşey bundan sonra başlıyor.

 

 

MECLİS'İN DARBELER

KOMİSYONUNA DEDİM Kİ...

           

Çok heyecanlandım.

           

Meclis'in darbeler Komisyonundaki konuşmamda, 4 ayrı darbenin hem kitabını yazdığım, belgesellerini yaptığım için, olaya farklı yaklaştım. Darbelerin ortam noktalarına dikkat çektim.

           

27 Mayıs 1960 darbesi, bence bir ayaklanma veya açıkçası bir ihtilaldi.

           

12 Mart 1971'in ise ne olduğu pek anlaşılamayan garip bir iç kavgaydı.

           

12 Eylül 1980 darbelerin anasıdır. En ağır izler bırakanıdır.

           

28 Şubat 1998 ise post modern bir darbe girişimidir.

           

Bütün bu darbelerden, tek başına askerlerin sorumlulu tutulmamaları gerektiğini anlattım. Hepimiz sorumluyuz.

           

Siyasetçimiz, darbelere HAYIR diyemediği için...

           

Medya 'nın bir kesimi kışkırttığı veya karşı çıkamadığından dolayı...

           

Sivil Toplum örgütleri, kimi sendikalar çanak tuttukları için...

           

Üniversiteler, emekliler lobisi (Asker-Polis-Yargı -Siyasetçi) Askeri çağırdığı için...

Dedim ya, hepimiz sorumluyuz. Şimdi kalkıpta cadı avına çıkmaya hiç gerek yok. Ben de hiç isim vermedim. Oysa söyleyebileceğim öyle kişiler vardı ki...Öyle gazeteci-köşe yazarları vardı ki...

           

Ben o defteri kapattım.

           

Bundan sonra darbe görmek istemiyorsak, o zaman gelin askerimizi başka türlü eğitelim...Gelin genç kuşaklarımızı, demokrasiye inandıralım...Aksi halde yine aynı kısır döngü ile karşı karşıya kalıveririz.

           

Bu komisyon tarihi bir görev yapıyor. Sonunda verecekleri rapor, suçluları göstermek yerine, Türkiye' nin geleceğini aydınlatmalı.

 

STRUMA

 

Struma gemisi içinde 769 insan ile 1941’de Sarayburnu açıklarına demirledi. Türkiye Struma’ya limanlarını açmadı. 768 kişi öldü.

 

Struma cinayetini anlatan Halit Kakınç’ın “Struma –İstanbul açıklarında 72 gün boyunca 769 Yahudi’nin dramı!” adlı kitabı Destek Yayınevi’ nden çıktı. Belgesel roman tarzından yazılan kitap bize bu 72 günün hazin hikayesini anlatıyor. Struma cinayeti, Nazi Almanyasının zulmünden kaçan Romanyalı Yahudilerin, Almanya, İngiltere ve Türkiye tarafından yalnız bırakılmasıdır. Sovyet denizaltısı tarafından batırılması ile komünist, faşist, emperyalist koalisyonu ile 1940’larda yaşanan antisemitizm en büyük örneklerindendir. Şimdilerde Türkiye’nin nasıl büyük bir devlet olduğu, İspanya’dan Osmanlı döneminde kaçan Yahudilere topraklarını açtığı anlatılıyor. 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…