GELİN,PKK'YI DEPREMDE
YENELİM...
- Depremin etkilediği bölgede çoğunlukla Kürt kökenli vatandaşlarımız yaşıyor. Her şeylerini kaybettiler. Çocuklarını, analarını, babaların kaybettiler. Canları yandı. Şimdi yardıma, şefkate ihtiyaçları var. Gelin sevgimizi gösterelim. Yardım elimizi uzatalım. Yaralarının sarılmasına yardım edelim.
GELİN,PKK'YIDEPREMDE
YENELİM...
Biribiterken diğeri geldi.
Çocuklarımızınacısı devam ederken, Van Depremi yaşandı.
Nefesalamadan, arka arkaya felaket haberleriyle sarsıldık.
Deprem,genelde Kürt kökenli vatandaşlarımızın yaşadığı bölgeyi vurdu. Depremin nekadar yıkıcı olduğunu, insanları ne denli sarstığını sadece yaşayan bilir. Biranda dünyanız değişiverir. Elinizde avucunuzda olan herşeyi kaybedersiniz.Kiminin çocuğu, kiminin anası, babası ölür. Çaresizlik içinde kalıverirsiniz.
Deprembölgesinde yaşayanlar şimdi derin bir acı içindeler.
Yaralarınınnasıl sarılacağını düşünüyorlar. Zaten çoğu köylerde yaşayan yoksul insanlar. Yoksulluklarınındaha da artmasından korkuyorlar.
Şimdikuşkulu ve kaygılı gözlerle bize dönecekler. Bizden şefkat ve yardımbekleyecekler. Bazıları bu isteklerini yüksek sesle dahi söylemektençekinecekler. Hatta bazı yerlerden yükselen “Allah sizleri cezalandırıyor...” seslerini duydukça, bu kuşkularıdaha da artacak.
Hayır,bize asıl şimdi görev düşüyor.
Şimdiyardım elimizi uzatmalıyız.
Şimdionları şefkatle kucaklamalıyız.
Şimdigüç dönemlerdeki Türk- Kürt dayanışmasını göstermeliyiz.
EğerKürt kökenli kardeşlerimizin kalbinikazanmak istiyorsak, şimdi harekete geçmeliyiz.
PKK'yı silahtan çokdaha etkili olan bu yaklaşımla yenmeliyiz.
ŞİMDİ NE YAPACAĞIZ?
24çocuğumuzu teröre kurban verdiğimiz günlerde öylesine garip bir tepki vermiştikki bu köşeden "Neden bunuyapıyorsunuz? Tam aksine dimdik ayakta durmalıyız" diye seslenmiştim.
KimiTV kanalları programlarını kaldırdılar. Bazı radyolar yayınlarını kestiler. Neredeysetüm eğlence mekanları kapılarını kapatacaklardı. Kamuoyu adeta ne yapacağınışaşırdı. Terörün uzun vadeli bir mücadele gerektirdiğini, dimdik ayaktadurmaktan başka çaremiz olmadığını unutuverdik.
Özelliklemedyanın başlattığı bu yaklaşımın çok yanlış olduğunu dün anlayıverdik. Van Depremi’niyaşamaya başladık.
Şimdisormak istiyorum: Bu felaketi nasılkarşılayacağız?
Yineprogramlar mı iptal edilecek? Eğlenceler mi ertelenecek? Maçlar mı durdurulacak?
Hayır.Toplumlar felaketler karşısında ne kadar dik dururlarsa o kadar güçlerinigösterirler.
Bırakalımtribünlere oynamayı.
Bırakalımyalandan gösterileri.
Dikduralım, dik tutum alalım.
Edebiyatdöktürerek, hamasi cümlelerle, alışılmış klişeleri tekrarlıyarak hiçbir şeykazanamayız. Tam aksine bilinçli davranalım. Ne yapacağımızı bilerek adımatalım. Hızla yaralarımızı saralım ve günlük yaşamımızı normal şekilde devamettirelim.
Bunubaşarabilirsek kimse bizleri deviremez.
KADDAFİ'Yİ TÜRKİYE
DAHİL, BATI KATLETTİ...
Artıkböylesine barbarlıkların kalmadığını sanıyordum.
Meğerhala yaşanıyormuş.
Kaddafi'nin linçedilmesiyle ilgili görüntüler benim de tüylerimi diken diken etti .
Aranızdahatırlayanlar var mı? Romanya'nın diktatörü Çavuçeşku ve eşinin makinalı tüfekle taranarak mahkeme kararınıninfaz edilişini izlemiştik. O zaman da aynı tepkiyi göstermiştim.
Diktatörlerisevmeyebilir, yaptıklarına tepki gösterebilirsiniz. Ancak unutmayalım ki onlarda ülkeleri için çalışan insanlardır. Onlar da ülkelerini yüceltmeye çabalarlar.En büyük yanılgıları, istedikleri gibi insanlarını cezalandırabileceklerinisanmaları ve kendilerini yıkılmazgörmeleridir.
Kaddafi kendine özgü,yarı cahil, yarı deli bir kişiydi. Ancak kendine göre, Libya'nın zenginleşmesi için çaba harcayan, hiç değilse böylesinebarbarca öldürülmeyi hakketmemiş bir liderdi.
Buolayda Kaddafi'ye vuranlar kadar, batıdünyasında zafer çığlıklarıatanlardan da nefret ettim. Kaddafi'yiöldürtenler, demokrasi ve insan hakları adına hareket ettiğini söyleyen Fransız-Britanya-İtalyanve Amerikalılardan başkaları değildi. Diktatörleri ayaklandırdılar,silahlandırdılar ve öldürttüler.
Eminolun bugün Kaddafi'yi katledenler,yarın Libya'lılara belki de ondan daha fazla eziyet edecekler ve sonları daeski liderlerine benzeyecektir.
Libya'yı lütfen Arap Baharı sepetine koymayalım.
Oradayaşananlar batı dünyasının bir ayıbıdır. Sorarım size, eğer demokrasi ve insan haklarıadına bu cinayet işletildiyse, bölgede diktatörlükle yönetilen diğer ülkelereneden müdahele edilmiyor?
"Batı emperyalizmi" söyleminden hiç hoşlanmadım. Zira artık modasının geçtiğine inanıyordum. Meğer bu çıkarcılıkimkan buldukça hala kendini gösteriyormuş. Batı dünyası, istediği diktatörle -çıkarları uymadıkça- istediği gibi oynayabiliyormuş.
BU VAHŞETE BİZ DE
KATKIDA BULUNDUK
Kendimizialdatmayalım. Nefretle izlediğimiz bu cinayette bizim de katkımız oldu. Tamam,bombardımana katılmadık, savaşa girmedik ancak hem Libya muhalefetinin, hem debatılı güçlerin gazına geldik. Libya’daki 25 milyar dolarlık müteahitlikparamızı kurtarabilmek için biz de batı konvoyuna katıldık. Demeçlerimizle,tutumuzla katkıda bulunduk.
Onlardanne farkımız kaldı?
Galibabizim de batı dünyası gibi gözümüzü para bürüdü. Bölge lideri olmanın kuralınımı uyguladık? Eğer öyleyse neden Fransa ' yı veya Britanya' yı suçluyoruz.
Erdoğan'ın özellikle sonkonuşmalarını dinledikçe "Ya bu konuşmalarıyapmamalı ya da Fransa'dan, Britanya'dan farklı davranmamız gerekirdi” diyorum.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|