Mehmet Ali Birand
 
Türkiye, Suriye içinde tampon bölgeye hazırlanıyor...
 
 

Türkiye, Suriye içinde tampon bölgeye hazırlanıyor...


Ankara, giderek umudunu kesiyor ve Başkan Esad'dan uzaklaşıyor.
Dikkat edecek olursanız, Başbakan hemen her demecinde biraz daha sertleşiyor ve uyarılarının dozunu yükseltiyor. Herne kadar, Kaddafi  konusunda olduğu kadar köprüler atılmıyor ve hala bir sürpriz bekleniyorsa da,  Esad'ın işin içinden kolay kolay çıkamayacağı izlenimi hakim.
Bu konuda politikalara son noktayı koyan kişilerle yaptığım konuşmalar , durumun ciddiyetini çok net şekilde gösterdi.

Suriye, Türkiye'yi suçlamaya başladı

Sadece Ankara'daki tansiyonun artması değil,  Şam'ın da Türkiye'ye bakışı değişiyor. Artık eskisi gibi kucaklaşmalar, kardeşlik sözleri kalmadı.
Suriye Devlet Televizyonunda, Müslüman Kardeşlerin ellerindeki silahların Türkiye'den geldiği açıkça söylenir oldu. Unutmayalım ki PKK  bizim için neyse, Müslüman Kardeşler de Suriye yönetimi için aynı derecede tehlikeli ve düşmandır.
Yetmiyormuş gibi, direnişçilerin Antalya'daki toplantılarının ve  ayaklanmaların arkasında Türk parmağı olduğu tartışılıyor. Henüz Esad tutumunu ortaya koymadı, Ankara'yı karşısına almadı , ancak göreceksiniz fazla gecikmeyecektir.

Ankara'nın en çok korktuğu senaryo...

Ankara'nın en korktuğu ve harekete geçirecek olan senaryo, giderek genişleyen çatışmaların  Halep ve Şam'a sıçraması ve Esad rejiminin son derece sert ve kanlı şekilde müdahale etme kararı vermesi. Bunun anlamı , Başkan Esad'ın elindeki tüm askeri gücü kullanması ve iç çatışmanın kısa bir sürede Alevi-Sunni çatışmasına dönüşmesidir . Bunun sonucunda da beklenen, onbinlerce Sunni Suriye'linin Türkiye'ye akmasıdır. Bu konuda görüştüğüm yetekilinin sözü aynen şöyle :
"...Türkiye, topraklarını şimdilik açtı, ancak bu rakkam taşıyamayacağımız bir noktaya geldiğinde sınırı kapatmak zorunda kalırız..."
İşte Ankara'daki siyasi iktidarı en çok düşündüren nokta da bu. Aynı yetkili, sözlerine şöyle devam etti:
"...Sınırı kapatırız, ancak ne Sunnilere ne de Alevilere  sırtımızı dönebiliriz. Eğer kaos başlarsa o zaman, Suriye toprakları içinde bir güvenlik bölgesi veya tampon bölge oluşturmak zorunda kalabiliriz..."
Ankara'da geçenlerde yapılan zirve toplantısında , işte bu senaryo da ele alındı.
Daha önce Robert Fisk bu olasılığı yazmış ve tepki almıştı, oysa dedikleri doğruydu.
Senaryolar ve hazırlıklar yapılıyor.
“Son günlerde tampon bölge ve alınacak diğer önlemlerle ilgili asker ve sivil kanadın toplantıları arttı. Bir de buna Ortadoğuda’daki tüm büyükeçilerin Ankara’ya davet edilip görüşlerinin alınması eklendi. Yani  sakışma artıyor. “
Ankara'da boş yere "tüm önlemler alındı " denmiyor...
Riskleri çok olan, bölge dengelerini bozabilecek , bundan dolayı da hiç arzu edilmemesine rağmen, Suriye topraklarında bir  Güvenlik Bölgesi oluşturulması gündemin en iç sıkıcı maddesi.
İşte bundan dolayı Esad' ın bir mucize yaratıp bu işin içinden çıkması bekleniyor.
Ancak pek ümit yok...
Hazırlıklı olalım...

İçinizde kavga varsa, yabancı burnunu sokar...

Bölgemizdeki gelişmelerden kendimize bir ders çıkaralım.
Aslına bakacak olursak, bu durum sadece bölgemize özgü de değil, Uluslararası bilinen bir kuraldan söz edeceğim, ancak yine de Suriye-Libya-Mısır-Tunus-Bahreyn'de yaşananlar çok güzel birer örnektir.
Eğer bir ülke kendi içindeki bir anlaşmazlığı veya kavgayı çözemez, yatıştıramaz , aksine bir iç savaş noktasına götürmeye kalkarsa, mutlaka dış güçler o işe burunlarını sokarlar.
Kimi, İnsan Haklarını gerekçe gösterir, diğeri Birleşmiş Milletler kurallarını hatırlatır,  bazıları da bölgedeki dengelerden söz eder.
Bakın bizde aynını yapıyoruz.
Göç tehlikesinden korktuğumuz gerekçesiyle, Suriye halkını koruma adına çeşitli senaryolar hazırlıyoruz.
Mısır'daki duruma müdahale etmedik mi...Libya'ya açıkça müdahale etmiyor muyuz?  Direnişçileri davet ediyor, organize olmalarını sağlıyoruz.
Nereye gelmek istediğimi herhalde anlıyorsunuzdur.
Türkiye, ne yapıp edip kendi mutfağını düzenlemek ve çatışma potansiyeli en yüksek olan Kürt Sorununu biran önce yaşanabilir bir şekilde çözmek zorundadır. Eğer hoyratça davranır ve bir iç çatışmaya kayarsak , o zaman bilelim ki , önüne gelen burnunu sokacaktır.
Biz istediğimiz kadar "Bu Türkiye'nin iç işidir, siz karışmayın.." diyelim, bugün bizim yaptığımız gibi, kimse aldırmayacaktır.


Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…