Mehmet Ali Birand
 
Davutoğlu'nun Washington gezisi bitti. Kimlerle görüştüyse...
 
 

WikiLeaks Davutoğlu’nu rahatlattı…

Davutoğlu'nun Washington gezisi bitti. Kimlerle görüştüyse, nerelerde konuşma yaptıysa hepsini aradım ve izlenimlerini aldım. Acaba, benim yazdığım kara bulutlar dağılıyor mu? Davutoğlu ABD’de nasıl karşılandı? Tehlikeli adam” diye nitelendirilen Dışişleri Bakanına nasıl sorular soruldu, ne yanıtlar alındı? Karşıma bambaşka bir resim çıktı.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu bana çok kızgın.
 Washington'da Türkiye’nin dış politikası konusunda söylenenleri aktarmıştım. Banakonuşanlar, felaket bir manzara çizmişlerdi. Başka bir deyişle, Washington’a ayna tutmuştum. Hazırlanan faturalardan söz etmiştim.
Bakan, mesaj yerine mesajı getirene kızdı. 
Verdi veriştirdi. 
Ardından da Washingon’a gitti. Onun ardından, parti ve medyadaki hayranları tarafındanlinç edilmekten zor kurtuldum. Bazıları, hiç söylemediğim “ABD, AKP’nin ipini çekti...Davutoğlu gidici” gibi lafları dahi bana mal ettiler. Ne kadar tahammülsüz insanlarız, birdaha ortaya çıktı.
Neyse onları bir yana bırakalım.
Davutoğlu’nun ziyareti ünlü belgelerin internete düştüğü gün başladı.
Clinton ile görüştü ve üç gün içinde son derece yoğun bir programı vardı. Bir dizi konuşma yaptı, büyük ilgi ve katılımlı konferanslar verdi. Bir de çok önemli bir ödül aldı.
Ben de merakımdan, bakanın konuşmalarını dinleyen ve toplantılara katılanlarlakonuştum. Merak ettim, zira “acaba bana konuşanlar mı işi abartmış, bana yanlışmesajlar mı vermişler” sorusu hep kafamın içindeydi. Yanıldığım zaman, yanıldığımı kabul edip özür dilemesini bilen nadir kişilerden biriyimdir. Bundan dolayı daha da titizliklearaştırdım.
Resmi Amerikalı yetkililerden, bakanı sürekli izleyen Türklere kadar hemen herkestenaynını duydum:
“ ...Wikileaks belgeleri Washington’u öylesine şok etti ve utandırdı ki, kimsedeDavutoğlu'nu eleştirmek, sıkıştırmak ve ya sert sorular soracak, uyarılar yapacak hal yoktu. Öncelik, Türkiye’nin politikaları değil, Wikileaks belgelerinin verdirdiği derin zararı, açtığı yaraları tamir etmekti. Bundan dolayı, Davutoğlu çok rahattı...”
Peki, Wikileaks olmasa Davutoğlu, bana söylendiği gibi sert şekilde eleştirilecek miydi? Bunun yanıtını bulamadım. Ancak, yaptığı konuşmalarda da, öyle sert sorularla karşılaşmamış.     

                                  

“DAVUTOĞLU, KENDİNİ İYİ ANLATTI VE İYİ NOT ALDI “

Genel izlenim “Davutoğlu’nun beğenilse de  beğenilmese de, birlikte yaşanması gereken bir şahsiyet olarak kabul edilmesi gereken, Ak Parti iktidarı da, kamuoyunun desteğini elinde tuttuğu sürece şu veya bu şekilde uzlaşılması gereken bir gerçek olduğu”şeklinde.
Dinleyenlerin bana aktardıkları kadarıyla, Davutoğlu temaslarında ve konuşmalarında“genel yaklaşımını açıkça anlatmayı” başardı. Karşı tarafı ikna edip edemediği zamaniçinde anlaşılacak.
Bakan ile birlikte bu geziye katılan Soli Özel de, dünkü yazısında, aynı sonuca varıyor. Davutoğlu'nun hem büyük bir ilgi gördüğünü, hem de kendini iyi anlattığına dikkatçekiyor. Soli, benim önem verdiğim bir uzmandır, bundan dolayı dediklerine inanırım.Nitekim o da, İran ve İsrail konusundaki yaklaşım anlaşmazlıklarının henüz aşılamadığınıbelirtiyor.
Anlayacağınız, koşullar şimdilik değişmiş durumda. Wikileaks dengeleri değiştirdi. Bir süre için ateş-kes yaşanacak. Sonrasını hep birlikte göreceğiz. 
 
x    x     x 

ERDOĞAN İSRAİL'İN DÜŞMANI OLMADIĞINI GÖSTERDİ...

İsrail'de en az 40 kişinin ölümüne neden olan yangına müdahale için Erdoğan uçakgönderdi. Son dönemlerde iki kavgalı ülke olarak anılan Türkiye ve İsrail arasındakibuzları hemen eritmese dahi bu jest, İsrail kamuoyunun kalbini çaldı. Bu jest, çok anlamlı ve doğru bir adım olmuştur. Erdoğan izlediği ve prim yaptığı politikadan ödün vermeden bir devlet adamlığı örneği göstermiştir. Kamuoyunun bir bölümü tarafından “İsrailDüşmanı” olmadığı anlaşılmıştır. Erdoğan, gerilen ilişkilerimizi esnetmek belki de rayınasokmak adına çok önemli bir adım atmıştır. Bu şekilde kamuoyu yönetiminde ve jestleri zamanlama konusunda ne kadar usta olduğunu da göstermiştir.


MİROĞLU’na YAPILAN KABUL EDİLEMEZ...

 Orhan Miroğlu, bu ülkenin sağduyulu düşünürlerinden biridir. Kürt sorunundakitutumuyla resmi ideolojileri son derece haklı açılardan eleştirmesiyle tanınır. Miroğlu, gözü kara veya kapalı kişilerden biri değildir. Gerektiğinde PKK’yı da eleştirir, Kürt  siyasetçilere de çatar ve doğru bildiğini yazar.
 Miroğlu, son olarak PKK'nın silahlı kolu olan HPG’den açıkça tehdit aldı.
 Örgüt gerçek yüzünü gösterdi.
 Bu kafayla gittikleri sürece hiçbir yere varamayacaklarının, hala farkında olmadıklarını gösterdiler.
 Miroğlu ile dayanışma, her demokratın görevidir.


KIZMAYIN, PAYLAMAYIN HES PROJESİNİ İYİ ANLATIN...
 
Ak Parti iktidarının garip bir alışkanlığı var. Uygulamaya soktukları projeler eleştirildi mi, fena halde kızıyorlar. Eleştirenleri paylıyor, hemen  AKP düşmanlığıyla suçluyorlar.
 
Son dönemde HES (Hidro Elektrik Santrali) Projeleri eleştiri alıyor ve iktidarın bueleştirilere tepkisi de her geçen gün biraz daha artıyor.
 
Geçenlerde baktım, Çevre Bakanı fırtınalar kopardı.
 
Başbakan da fırsat buldukça, aynı konudaki eleştirilere sert tepki gösteriyor.
 
Neden?
 
İktidar neden bu kadar tepkili anlayabilmiş değilim.
 
Bunun yerine, neden HES’lere ihtiyaç olduğunu doğru dürüst anlatsalar ya. Sadece birkaçTV programına çıkarak değil, üniversitelerde konferanslarla, medya mensuplarınabrifinglerle, broşürler hazırlayarak kamuoyunu bilgilendirseler ya... İstediklerinde müthiş bir bilgilendirme kampanyası düzenlemeyi biliyorlar. Son referandum bunun en son örneğidir.
 
Hayır.
 
Hemen sert yanıt, hemen tepki...
 
Eski alışkanlıklardan hala kurtulamıyoruz.
 
“Devlet” ne yaparsa doğrudur. Ne derse kabul edilmelidir. Her şeyin iyisini iktidarlar bilir,halk da ona sunulan her şeyi kabullenmelidir.
 
Hala bu anlayıştan kurtulamıyoruz.


AYIPTIR YAHU...

Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül'e dava açan, Sincan Hakimi Osman Kaçmaz'ınkaldığı hotelin basıldığı haberlerini bolca okuduk. Efendim neymiş Kaçmaz'ın Hatay'da kaldığı otelde fuhuş yapıldığı ve uyuşturucu kullanıldığı ile ilgili ihbar yapılmış ve güvenlik güçleride sevgilisi ile Kaçmaz'ı basmışlar. Kaçmaz bir hakim olarak başka bir şehre gittiğinde oranın emniyet müdürlüğüne haber vermiş. Sanki Kaçmaz'ın kaldığı oteldeteröristler varmış gibi kameralarla birlikte gidip, kapıları kırmaya varıncaya kadar büyük olay çıkartılması ayıpdır. Kaçmaz'ın o otelde olduğundan Hatay Emniyeti'nin haberi yok muydu?Yapmayalım ya insanları insanların itibarlarını düşürmeye çalışmayalım. Ayıptırayıp...!


ANA HABER REYTİNGLERİ

Dört büyük kanalın Ana Haberleri arasında kıyasıya bir yarış vardır. Dört kanalın aynıanda ekranda bulundukları süreler Dikkate alınarak AGB tarafından saptanan kasım ayıreytingleri aynen şöyle:

BİLİM VE YANILGI

Taha Akyol'un “Bilim ve Yanılgı” adlı kitabının son baskısı Doğan Kitap'dan çıktı. Akyol, buson baskısında 2000’li yılların ışığında üniversite ve YÖK ile ilgili bölümleri genişletmiş. Birbilgi hazinesine dönmüş. Başlıklara şöyle bir göz atarsanız ne demek istediğimianlarsınız.

• İslam'da bilimler neden söndü?
• Bilime “açık” olmak
• “Devlet baba”dan “piyasa”ya
• Bilgi, ideoloji ve kehanet

Boş yere tavsiye etmiyorum. Son derece derinliği olan bir çalışma. Bilim ve felsefeninmedeniyetler arasında ve yüzyıllar içerisinde gelişen ve gerileyen mecerasını anlatıyor. (Tel:212 373 77 00  www.dogankitap.com.tr)


LÜSYEN

Can Dündar'ın son kitabı “Lüsyen- Tarihe Gizlenmiş Bir Aşkın Hikayesi” Can Yayınları'ndançıktı. Can Lüsyen'de, Abdülhak Hâmid’in altmış yaşındayken gönlünü kaptırdığı on sekizyaşındaki Belçika taşrasından bir köylü kızı olan Lüsyen ile yaşadığı fırtınalı aşkın öyküsünü anlatıyor. Birinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde başlayan bu benzersizaşk öyküsünü okurken bir yandan da Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemleri ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna tanık oluyorsunuz. Can yine yapmış yapacağını;kitapta daha önce hiç dile getirilmemiş sayısız anekdotu aktarıyor ve o dönemi birçok tanınmış sima ile bir kez daha yaşatıyor okuyucuya. Lüsyen sayfalarında, Atatürk'tenVictor Hugo’ya, Nazım Hikmet'ten İsmet İnönü'ye, Halide Edip'ten Karındeşen Jack’e kadar tarihteki birçok önemli ismi ağırlıyor. Bir çırpıda nefessiz okunacak bir kitap tevsiyeederim. (212 252 56 75)



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…