Bir haftadır, Türk-Amerikan ili?kilerinde çalan alarm zillerini anlatıyorum. Yorum de?il, bir saptama yapıyorum. Bu tehlikeyi sadece ben görmü? de?ilim. Washington?dan yolu geçen, Obama yönetimiyle kısa bir süre temas edenlere sorun, aynı yanıtları vereceklerdir. Ba?bakan ve Dı?i?leri Bakanı da durumun farkında, ancak kafalarından ne geçti?ini, bu tuzaktan nasıl kurtulacaklarını bilemiyoruz. Oysa, onların attıkları her adım bizi de etkileyecek. Ne dü?ündüklerini ö?renme hakkımız yok mu?
Her ülke kendi dı? politikasını, kendi çıkarlarını dikkate alarak olu?turur ve uygular. Her iktidarın da, kendine özgü bir yo?urt yiyi?i vardır.
Ak Parti iktidarı, Türkiye?nin genel dı? yakla?ımını de?i?tirdi. 2008?den bu yana, geçmi? yıllardaki alı?ılmı? Batı Merkezli (ABD ve AB?ye endeksli) politikalarda ayarlar yapıldı ve kendine özgü bir politika izlenmeye ba?landı.
?
Bulundu?umuz bölgenin sorunları öne alındı.
İslam dünyasına daha fazla önem verilir oldu.
Ekonomik çıkarlar gözetilerek politikalar üretildi.
?zetle, Türkiye dünyaya eskisi gibi bakmayan, sadece? Washington- Brüksel eksenli kararlar almayan bir ülke konumuna girdi.
İsrail ile sürtü?meye girildi, İran?ın yanında yer alındı, Sudan?da ki rejim desteklendi. vb...
Bu da, ba?ta ABD olmak üzere, eski ittifakları ve müttefikleri fena halde rahatsız eder oldu.
BATI ALEYHTARLI?I ARTTI, S?YLEMİMİZ DE?İ?Tİ
Politikalardaki bu de?i?imin yanı sıra, Türkiye?yi yönetenlerin söylemleri de de?i?ti. İç politikada alı?ılmı? sert ve a?ır ele?tirilerle dolu demeçler arttı. Amerikan ve Avrupa aleyhtarı, kırıcı kelimeler kullanılır, ili?kilere eskisi kadar itina gösterilmez oldu.
Bu da, özellikle ABD ve AB ile ili?kilerdeki gerilimi arttırdı.
Bu noktaya gelinmesinde, Avrupa Birli?i?nin olumsuz tutumu ve ABD?nin de bir süper güç olarak, Türkiye?nin çıkarlarına ters dü?en politikalar istemesi, eski Büyük A?abey tutumuyla, küçük karde?in adeta ba? kaldırmasına duydu?u tepki de etkili oldu.
İSLAM, İLK DEFA AYIRICI BİR UNSUR OLDU
Dikkatleri çeken bir di?er nokta, Türkiye?nin Batı Dünyası içinde, ?imdiye kadar sorun olarak ortaya atılmayan Müslümanlı?ı, ilk defa ku?kulanılan, sorgulanan bir konuya dönü?tü. Türkiye?nin dı? politikasındaki de?i?imlerden sonra, Ak Parti?nin İslamcı olarak nitelenmesine ba?landı.
İslami terör ile e?le?tiren Batı medyasında, özellikle İsrail ile sürtü?me sonrasında ve büyük oranda Yahudi Lobisinin etkisiyle; Türkiye, İslamcı ülke diye anılır oldu.
Bu durum da, ili?kilerdeki gerilime katkıda bulundu.
?KIRICI OLMAYIN ?VE İSRAİL İLE ANLA?IN?
Washington?da kimle konu?sam, Brüksel?de kime ?Bu durumdan nasıl kurtulunabilir?? diye sorsam, hep aynı yanıtla kar?ıla?tım:
??nce ?u soruya yanıt verin, Türkiye bu gidi?i gerçekten de?i?tirmek istiyor mu? Yoksa bu durumdan memnun mu?? diyenler, ardından ?öyle devam ediyorlardı...
?İsrail ile kavga etti?iniz, İsrail yöneticilerini a?ır ?ekilde ve sürekli yerden yere vurdu?unuz sürece, Washington ile ili?kilerinizi rayına oturtamazsınız... Kongre'den hiçbir ?ey alamazsınız... NATO ve AB?de yalnız kalırsınız... Zira unutmayın ki, Batı'nın size gereksinmesi var, ancak sizin terör sorunu çözmek, zenginle?mek, güçlenmek için, Batı?ya daha fazla ihtiyacınız var...?
?İMDİ SE?İMLERİN SONRASI BEKLENİYOR
Gelinen bu noktanın vahametini, Dı?i?leri Bakanlı?ı çok iyi biliyor. Ancak, gidi?i düzeltecek ayarlamaları ?u a?amada yapamıyor.
Ba?lıca nedeni, 2011 Genel Seçimleri.
Seçim öncesi ne İsrail konusunda, ne de di?er alanlarda bir düzeltme dü?ünülmüyor.
Washington da durumun farkında. Bundan dolayı, ili?kiler seçim sonrasına kadar adeta askıya alınmı? gibi gözüküyor.
Bekleme sürecindeyiz.
Seçimde sandıktan çıkacak sonuçlar ve bu sonuçlara göre Ak Parti?nin tutum de?i?tirip de?i?tirmeyece?i, Türkiye- ABD ili?kilerinin yönünü ve tonunu saptayacak.
Bilinmesi gereken tek nokta, bugünkü gidi?in aynen sürdürülemeyece?inin, hem Washington, hem de Ankara?da artık açıkça anla?ıldı?ıdır.
Ben, Erdo?an-Davuto?lu?nun dı? politikasını ve Türkiye?nin ki?ilikli yakla?ımını seviyorum. Eski köhne tutumların bitmesinden memnunum. Ancak önümü göremiyorum. İran-İsrail ili?kileri hep böyle sürecek mi? Washington ile? ili?kileri bozma pahasına, kavga devam edecek mi?
Bunun sınırları var mı?
Nerede durulacak?
?zetle, Türkiye?nin genel stratejisini merak ediyorum.
BUNUN ADI, ABA ALTINDAN SOPA G?STERMEK DE?İLDİR...
Kimi yorumcular?? benim ABD izlenimlerimi ?Aba altından sopa göstermek? diye nitelediler. ?Kompleks dili? kullandı?ımı, Ba?bakan Lübnan?da kahramanlar gibi kar?ılanırken, benim Türkiye?yi a?a?ılanan, muhtaç hatta koloni ülkesi ?eklinde gösterdi?im, yani ?a?a?ılık kompleksiyle hareket etti?im? söylendi.
Erdo?an?ın ABD?yi kızdırmasının, hiç de fena olmadı?ına inanan bu ele?tirilere saygı duyarım. Ancak sanıyorum ki, yazılar üstün körü okunmu?. Tümünde ne söylendi?ine bakacak zamanları olmamı?.
Ben de, Erdo?an?ın bugünkü dı? politikalarını genelde alkı?lıyorum. Benim de ho?uma gidiyor. Ancak, ufukta bazı tehlike bulutlarının belirdi?i bir gerçek. Bizim alkı? tutmamız da gerçekleri de?i?tirmiyor.
?Yazı dizisinde iki amacım vardı:
??Washington?da duyduklarımı yansıtmak, orada yıllar içinde olu?mu?, bir çok defa öngörüleri do?rulanmı?, haber kaynaklarının izlenim ve yorumlarını aktarmak, Türkiye?nin oradan nasıl görüldü?ünü anlatmaktı. Yani bir gazetecinin normal i?levini yerine getirdi?imi? sanıyorum.?
??İkinci amacım, Erdo?an?ın dı? yakla?ımının analizini yapmak, Türk-Amerikan ili?kilerinde tehlikeli bir noktaya yakla?ıldı?ını, yine duyduklarımı, çe?itli batı kaynaklarının dü?ündüklerini aktararak anlatmaktı.
Beni ele?tiren arkada?larım herhalde, benden daha deneyimliler.? Ben? geli?me ve yorumları İngilizce ve Fransızca kaynaklardan okuyor, 40 yıldır diplomasi kulislerinde tanıdI?ım üst düzey yetkililerle konu?uyor ve bu deneyimle yazıyorum. Yazdı?ım kitaplar ortada. Beni ele?tirenler belli ki, bu kaynaklar ve birikimden? fazlasına sahipler. Dahası? Ba?bakan?ın da hiç hata yapmayaca?ına inanıyorlar ki,? benim yakla?ımımı yerden yere? vuruyorlar. Erdo?an hayranlıklarına da söyleyecek bir ?eyim yok. İsteyen istedi?i kadar alkı? tutabilir. Ona da saygı duyarım. Benim yakla?ımımı rüzgara kar?ı yürümek olarak da dü?ünebilirsiniz. Ancak izin verin, ben de gözlemlerimi aktarayım. Bakalım, hangimiz haklı çıkaca?ız.
FIRST LADY TİYATROYA GELİNCE NELER OLMADI...
Cemre ile birlikte, New York?ta Felas adlı, sadece zencilerin oynadı?ı, ?arkılı danslı, hareketli bir gösteriye gittik.
?
?imdiye kadar gördü?üm en ilginç showlardan biriydi.
?
Ancak beni en çok ilgilendiren, gösteriden çok, ya?adı?ım bir olaydı.
?
Show?un ba?lamasına be? dakika kala, salon birden hareketlendi. İnsanlar aya?a kalktı, bakınmaya ba?ladılar. Belli ki, tanınmı? biri geliyordu. Birazdan, ?a?kınlık daha da arttı, zira salona Ba?kan Obama?nın e?i Michelle girmez mi...
?
Yanında üç arkada?ı ve etrafında da gizli servisten 3-4? koruma vardı. Hızla ve sessizce, 20'inci sıraya (bizim biraz yanımıza) oturdular.
?
Hayret ettim, zira koskoca Amerika'nın koskoca Ba?kanı'nın e?i gelmi?ti, ancak etrafında 20 kadar koruma ve 40-50 partili veya dostu yoktu... Salon da birbirine girmemi?ti.
?
Hayret ettim, örne?in salonun ilk sıralarındakiler apar topar kaldırılıp, First Lady ve beraberindekiler oturtulmamı?tı.
?
Hayret ettim, hiçbir ?ey olmamı? gibi sanatçılar gösteriyi tamamladılar. Laf atan veya öpmeye, el sıkmaya ko?an olmadı.?
?
Hayret ettim, Show?un sonunda First Lady?de, bütün salondakiler gibi, oyuncularla birlikte dans etti...
?
Bir de, aynı durum Türkiye?de ya?ansaydı ne olurdu diye dü?ündüm (!)
NEW YORK?TA TAKSİ İSTERSENİZ...
?
Nereye gidersem gideyim, güvenilir ve pratik tüyolar veririm.
?
Bu defa da New York?ta ya?adım.
?
E?er bu kentte alandan otele veya günü birlik arabaya ihtiyaç duyarsanız, e?er çocu?unuzu veya ailenizi güvenerek emanet edece?iniz bir ula?ım aracını ararsanız ?u adresi bir kenara yazın:
?
Kaan Limousine
0212-532 9528 veya 516-352 4528
HER YERDE, ORTA HALLİ T?RK VAR...
Bir hafta süreyle Amerika'ya gittim ve İstanbul?da olmadı?ı kadar Türk vatanda?ıyla kar?ıla?tım, dersem belki epey abartmı? olurum, ancak sizi hayret ettirmek için böyle bir benzetme yaptı?ımı da söylemeliyim.
?
Uçakta ba?ladı.
?
İstanbul-Frankfurt-New York uçu?unda 60-70 Türk yolcu oldu?unu, hatta bu sayede,? 1 saatlik gecikme sonucu Frankfurt-New York baca?ını kaçırmaktan kurtuldu?umuzu, zira Lufthansa?nın hiç yapmadı?ı ?ekilde uça?ını Frankfurt'ta bekletti?ini söylemeliyim.
?
New York?ta hangi ma?azaya girsek, Türkçe duyduk.
?
İndirimli satı?larıyla tanınan, New York?a 45 dakika mesafedeki Woodbury Common?ın sokakları tıklım tıklım Türk doluydu. Valizler alıp içini tıka basa malla dolduran bizimkiler, en gözde mü?teriler arasında sayılıyorlardı.
?
Anlatmak istedi?im, Türklerin alı?veri?i de?il.
?
Türklerin giderek zenginle?ti?i, daha fazla seyahat etti?i ve daha fazla para harcadı?ı. Hem de,? o eskisi gibi, sadece zengin Türklere özgü bir ?ey olmaktan çıkmı?. Orta halli kesimin giderek daha fazla dola?tı?ı gözleniyor. İstatistikler de bunu gösteriyor.
?
İ?te bundan dolayı, artık büyük ma?azalar veya uçakların belirli hatlarında Türkçenin kullanılmasını istemek hakkımız olmalı. Korece veya İtalyanca yazılıyor da, Türkçe neden yazılmasın?...
?
Ben her gitti?im yerde buna i?aret edip, Türkçe talep ediyorum.
?
Siz de isteyin. Zira, bazılarından daha fazla? hak ediyoruz. Eski alı?kanlıkları kırmalıyız.
AMERİKAN ZENGİNLERİ MOMA?YI U?URMU?LAR...
New York'a ne zaman gitsem Modern Sanatlar Müzesi'ne (MOMA) mutlaka bir kere u?rarım. Orada dostlarım var, Van Gogh'un ?Yıldızlı Gece? tablosu, Monet'in ?Agapanthus? tablosu, Picasso'nun ?Avignon Kızları?. Onları yerinde görmek dünyanın düzgün gitti?inin i?aretidir benim için.
Bu sefer yine oradaydım ama ilgimi ba?ka bir ?ey çekti: Resimlerin asıldı?ı her oda veya bölümün giri?inde gelmi? geçmi? Amerikan zenginlerinin, e?leriyle birlikte, adları yazılı. Ne demek oldu?unu sordum; me?er bu ki?iler müzeye para hibe ederek isimlerinin ölümsüzlü?ünü sa?lıyorlarmı? (Aynı zamanda da vergiden dü?üyorlar)
?öyle bir hayal kurdum: İstanbul'daki Resim ve Heykel Müzesi'ni zenginlerimiz ele alsa, odalara isimlerini verseler, böylece su akıtan tavanlar, küflü koridorlarda tamir gerektiren tablolar, depolarda çürümeye yüz tutmu? eserler bir kurtulsa.
?
Bence bir kere giyilen, modacısından ba?kasını zengin etmeyen elbise almaktan çok daha hayırlı bir i? olur de?il mi? Hayal kurmak yasak de?il ya.