Türkiye'nin, ABD ile ili?kilerindeki sarsıntı sadece İsrail ile ilgili de?il. Bir de İran konusu var.
?
Ak Parti'nin tepesi ve Türk Dı? Politikası'nın patron konumundaki ki?i ve ki?ilerle yaptı?ım konu?malarda, durumun vahametinin farkında olduklarını gördüm. Washington'da bazı çevrelerin oyununun bozuldu?unu, kı?kırtma politikasının kurbanı olundu?unu söylüyorlar, ancak eninde sonunda, Türk- ABD ili?kilerinin zedelendi?ini de Kabul ediyorlar.
?
Bu durumun tehlikeli oldu?unu kabul ettikleri gibi, özellikle Obama Yönetimi nezdinde ince ayar yapmaya devam ettiklerini de saklamıyorlar. Yani, ?Karde?im ben koskoca bir Türkiyeyim, bana kimse karı?amaz. Amerika dahi olsa ben aldırmam'' ?eklinde bir yakla?ım yok.
?
Obama? ve Hillary Clinton? ile son ki?isel ve telefon görü?melerine özellikle dikkat çekip, tamiratın ba?ladı?ını ve bunun özellikle Irak üzerinden gerçekle?tirildi?ine dikkat çekiyorlar. Yönetimin güvenini kazandıklarını ileri sürüyorlar, ancak ABD ve Avrupa'da ki güvensizli?in henüz tümüyle ortadan kaldırılamadı?ını da saklamıyorlar.
?
Gerçekten de, Erdo?an-Davuto?lu ikilisinin dı?arıdaki prestijleri, İsrail ve İran olaylarından sonra önemli ölçüde sarsıldı. Orta Do?u'da artan reytingler, Batı'da aynı oranda dü?tü.
?
Eski düzeyini bulabilmesi de zaman alacak.
?
Hiç de?ilse, iktidarı olu?turanlar bu gerçe?i görüyorlar ve düzeltmeye çalı?ıyorlar.
GELELİM, İRAN KONUSUNDAKİ T?RK TUTUMUNA?
?
Erdo?an-Davuto?lu ikilisi, Batı dünyasının ileri sürdü?ü gibi, Ahmedinecad'ın kankası konumundalar mı?
İran ne derse inanılıyor ve özellikle nükleer politika konusunda, sonuna kadar destek verilecek mi?
?
Bu soruyu, dünkü yazımda sözünü etti?im dı? politikanın patron konumundaki ki?iye sordum.
?
Yanıtı, ilginç oldu?u kadar, Ankara'nın Tahran'a bakı?ını, ku?ku ve kaygılarını da anlatması açısından sizinle payla?mak isterim:
?
??
Türkiye, İran'ın nükleer bir güç olmasını isteyecek en son ülkedir. Bunu da kendilerine çok net ?ekilde anlattık. Hatta Ba?bakanımız, Ahmedinecad'a son derece açık ?ekilde -Bana takiye yapmayın- dedi. Her ?eyin farkındayız, ancak bizim çabamız kendi çıkarlarımızı koruyabilmek. Bu i?i, sava?a kadar uzatmadan çözülmesini sa?lamak. Bundan dolayı bazen ba?kalarının aya?ına basılıyor olabilir, ancak bu olasılıkta asıl zararı görecek olan biziz?
''
?
AKP, İran'ın kara gözlerine a?ık de?il.
?
Nükleer güç oldu?u taktirde, bölgedeki dengelerin? Türkiye aleyhine bozulaca?ının da farkında. Benim tüm konu?malarımdan anlayabildi?im kadarıyla, İran'a ?imdilik bir zaman ve güven kredisi açılmı? durumda.
?
İn?allah, Tahran da, Ankara'nın açtı?ı bu kredinin geri ödeme tarihine ve ko?ullarına uyar?
?
?
Washington'un çok merakla yanıtını aradı?ı di?er soru da, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nin İran'a yönelik ambargo kararına uyup uymayaca?ı?
?
Bu konuda Ankara'nın hiç tereddütü yok.
?
??
Göreceksiniz asıl di?erleri uymayacak. Kenardan kö?eden, ?irketlerini kollayacaklar. ABD, sırf Rus ve ?in ?irketlerini korumak için anla?maya madde koydurdu?
Biz de, onlar kadar ambargoya uyaca?ız?
''
?
Ankara, İran politikasının iflas etti?i yolundaki yorumlara katılmıyor. Bunu ispat etmek için de, müzakerelerin sürmesini bekliyor.
?
Sonuçta ne olacak?
?
Benim edindi?im izlenim, Türkiye ne yaparsa yapsın, anahtarın Tahran'ın elinde oldu?u ?eklinde ve İran yönetiminin de hareket yetene?inin giderek kısıtlandı?ı ?eklinde.
?
Türkiye, İran'ın attı?ı adımları büyük bir dikkatle izliyor. Yanlı? bir adımı veya verdi?i bir sözü tutamaması, Ankara'yı kaybetmesine yol açacak.
?
Bu yazıyı, son bir sorunun yanıtını payla?madan bitirmek istemiyorum.
?
Türkiye, BM Güvenlik Konseyinde HAYIR demek zorunda mıydı?
?
Ba?kan Obama'nın ısrarlı ricasına ra?men, Washington'u de?il, Tahran'ı? tercih etmi?ti.
?
?ekimser kalsa ne kaybederdi??
?
Aldı?ım yanıt, Ba?bakan'ın bu konuya bakı?ını göstermesi açısından çok önemli:
??
İran'ı tümüyle kaybederdik. Ba?bakan söz vermi?ti. Sözünde durması, hem İranlılar hem de Brezilyalılar açısından önemliydi?
''
?
Do?rusu, ben bugün gelinilen noktaya bakınca ?de?mezdi'' diyorum. Genel ilkeler ve politikalar açısından belki do?ru davrandı, ancak Washington ile ili?kilerinde öylesine önemli ku?ku ve kaygılar yarattı ki, bunca soru i?areti do?masına de?mezdi?
Türk hükümetinin gerçekten eksen de?i?tirme niyeti olsa, bu yakla?ımı do?ru sayılabilirdi, ancak bugünkü klasik mantıkla bu kadar çok dert almayı anlayabilmi? de?ilim.
?
Gelelim, son noktaya?
?
ABD, bu kadar kızgınlıktan sonra, PKK konusunda Türkiye'ye bir ders vermeyi planlıyor olabilir mi?
?
Bu konuda da ilginç yanıtlar aldım.