Ya?ananlara ?imdi geriye dönüp baktı?ımda ?...Ba?komutan?ın, ba?kaldıran subaylarından intikam alı?ı...? diye niteleyebilirim. Genelkurmay Ba?kanı ile Ba?komutan açıkça restle?tiler, ancak sonunda kazanan Gül oldu. Ba?bakan bu duru?u sergilemese, Gül de istedi?ini elde edemezdi.
Cumhurba?kanı, toplantılardan çok önce ilkelerini ve beklentilerini Genelkurmay Ba?kanı'na açıkladı. I?sız Pa?a?nın ilerde KKK?na atanmasını istemedi. Hem kendinin, hem de iktidarın , Ko?aner sonrasında, Genelkurmay Ba?kanlı?ı için tercihi Necdet ?zel idi.
Kendine göre birçok ilkeli gerekçesi vardı, ancak asıl gerekçe, ?Sivil iktidarların, Genelkurmay ve Kuvvet Komutanlarının atamalarında söz sahibi olması gerekti?i, geleneklere dayandırılan atama yöntemi döneminin bitti?i ...? idi.
Beklenmeyen geli?me, I?sız?ın yerine önerilen Atilla I?ık?ın ?ki?isel gerekçelerle? aniden istifası oldu. Bu geli?me ?ankaya?da , ? TSK? nın resti , Ba?bu?? un kar?ı ata?ı? olarak algılandı.
Bunun üzerine, Ba?bu? 2'inci ba?kanlı?ını yapan Aslan Güner?i önerince, Cumhurba?kanı yine diretti. Güner?in atanması, Necdet ?zel?in Genelkurmay Ba?kanlı?ı'nı kaçırması anlamına geliyordu.
Gül, bu manevraların, Ba?bu? tarafından düzenlendi?inden ku?kulandı?ı için, teamüllerin dı?ına çıktı ve O?nu atlayıp, gelece?in Genelkurmay Ba?kanı Ko?aner?i Kö?ke davet edip, itirazlarını sıraladı.
Sonucun alınması ise, krizin 6'ıncı gününde, Ba?bakan Erdo?an?ın Eski?ehir gezisi dönü?ünde gece 23.00?te Ba?bu??u ça?ırıp, İktidarın kesin ?ekilde Cumhurba?kanı?nın arkasında durdu?unu söylemesiyle gerçekle?ti.
Dikkatleri çeken nokta, Erdo?an?ın son ?ura toplantısını bir gövde gösterisine, güç denemesine dönü?türmemesiydi. Ba?ka konulardaki tutumuyla kar?ıla?tırılırsa, Ba?bakan?ın ne kadar dikkatli davrandı?ı daha iyi anla?ılıyor. Kriz boyunca sert demeç vermemesi ve Genelkurmay?ı zor duruma sokacak söz söylememesi bu algılamayı yerle?tirdi. Dı? görüntü, sivil müdahalenin askeri küçük dü?ürücü bir manzara yaratmamasına özen gösterildi?i ?eklindeydi.
Ancak, bu dik duru? ve ?TSK?nın üst düzeyi benden sorulur? yakla?ımını Ergenekon savcısının tutumu bozdu.
Krizin tam ortasında, I?sız?ın İnternet andıcı soru?turması ile ilgili ifade vermeye ça?ırılması, kamuoyunda ?İktidar, askere sözünü geçiremedi ve kendi yapamadı?ını yargıya yaptırdı. Savcıya emir verdi, I?sız?ı ifadeye ça?ırttı? izlenimini do?urdu. Ba?bakan istedi?i kadar yalanlasın, Adalet Bakanı istedi?i kadar reddetsin, genel algı bu ?ekilde gerçekle?ti. ?stelik Ba?bakan?ın kriz sırasında birkaç kez Adalet Bakanıyla görü?mesi bu algıyı peki?tirdi.
AKP iktidarının elde etti?i di?er önemli bir geli?me, uzun zamandır ilk defa ?İrticai faaliyetlerden dolayı ihraç? istemiyle hiçbir subay veya astsubayın dosyasının gündeme getirilmemesi oldu.
?zetlemek gerekirse, bundan böyle YA? toplantılarında iktidar ön plana geçecek gibi görünüyor. AKP veya bundan sonraki iktidarlar aynı yakla?ımı sürdürürlerse, üst düzey komuta heyetinin atamaları önce Ba?komutan, ardından da Ba?bakanlık'tan geçirilip, ondan sonra Askeri ?ura?ya getirilecek.
Yeni bir düzene do?ru önemli bir adım atılmı? oldu.
Ba?bu?, yenilece?ini biliyordu, yine de çarpı?arak çekilmeyi tercih etti...
Hemen her Genelkurmay Ba?kanı, kendi görev süresinin en zor dönem oldu?unu söyler. Ancak, herhalde bu konuda kimse, Ba?bu? ile yarı?amaz.
Ba?bu?, asker- sivil ili?kilerinde 27 Nisan muhtırası vermi? ve kamuoyu gözünde yenilmi? bir ordu teslim aldı. Ak Parti ile en temel konularda , son derece tatsız bir ili?kiye girilmi?ti.
Bir yandan Ergenekon soru?turmaları, öte yandan birden bire TSK?nın içinden kaynaklanan gizli belge sızmaları ve PKK?nın karakol baskınlarındaki hatalar, kamuoyunda büyük rahatsızlık yaratır olmu?tu.
Askerin prestiji büyük bir hızla eriyordu.
Ba?bu? bu tehlikeyi gördü ve hızla kolları sıvadı.
İlk i? olarak, Komutanların en büyük hastalıklarından birine el attı. ?medya?ya demeç verme? alı?kanlı?ına bir son verdi. Ba?ta kendisi olmak üzere, Komutanların konu?malarını kesti.
TSK?nın ba?ına ne gelmi?se, bu konu?ma merakından geldi?ini görmü?tü. Büyük sözler sarfediliyor, iktidar yerden yere vuruluyor, ancak hiçbir ?ey de?i?tirilemiyordu. TSK adeta bir muhalefet partisi görünümüne bürünmü?tü. Asker etkinli?ini ve caydırıcılı?ını tümüyle kaybetmi?ti.
İkinci adımı, TSK?yı ?effafla?tırmak oldu. Uzun yıllardır kimselerin yapamadı?ını yaptı, haftalık basın toplantıları koydu. İçerde de son derece önemli reformlar planladı.
Ne yazık ki, bunca iyi niyete ra?men, kamuoyu ile ili?kileri toparlayamadı ve belki de son yılların en sert konu?malarını yapmak zorunda kalan Genelkurmay Ba?kanı oldu.
Bunun nedeni de, belge ve bilgi sızmalarının devam etmesi, Ergenekon soru?turması çerçevesinde her gün yeni bir skandal ile kar?ı kar?ıya kalınmasıydı. Belge sızmasının önü alınamadı?ı gibi, iktidarı destekleyen medya adeta Genelkurmay brifingi verir gibi, en gizli bilgilerini yayınlıyordu.
Genelkurmay Ba?kanlı?ı, belge sızdırma operasyonunun, Fetullah Gülen cemaatinin bir intikamı olarak görüyordu. İktidar da, memnun ?ekilde geli?meleri izliyordu.
Ba?bu?, Ba?bakan?a çok ?ikayet etti , ancak her defasında ? Bunun bizimle ilgisi yok. Yargı ba?ımsızdır. Bizim lafımız geçmez. ?stelik bir defa müdahale edersek, bir daha i?in içinden çıkamayız? yanıtını aldı.
Bu arada, TSK?ya kar?ı, nereden kaynaklandı?ı somut ?ekilde anla?ılamasa dahi, son derece yo?un bir kampanya ba?latıldı. AKP? ye destek veren medya?da , kimi do?ru kimi haksız suçlamalar kurumu altüst etti. Kozmik oda , Arınç?a suikast, generallerin telefon görü?melerinin internete dü?mesi, askeri peri?an etti
Bu durumda da, hem alt kadrolarından, hem emekli asker lobisi, hem de laik çevrelerden gelen tepkileri yatı?tırabilmek için, açtı a?zını yumdu gözünü. İktidara kar?ı açıktan sava?tı. Ancak, sonuç alamadı.
Bu ?ura, Ba?bu?'un savundu?u son kaleydi...
?ura krizinde Ba?bu??un tutumunu, tüm kaleleri dü?mü? ve sonuncusunu, kaybedece?ini bilmesine ra?men, tek ba?ına savunan bir Komutana benzettim.
I?sız? ın kabul görmeyece?ini biliyordu. Buna ra?men önerdi.
Aslan Güner? in de kabul edilmeyece?inden emindi.
Bir oranda krizi tahrik etti. Asker-İktidar ili?kilerinde öyle bir hesapla?ma noktasına gelinmi?ti ki, galiba ba?ka türlü de davranamadı.
Kazanamayaca?ını görmü? olmalıydı.
Ya gider ayak, tüm silah arkada?larının önünde, TSK?nın kolu kanadını bilerek kırdı?ına inandıkları sivil iktidara boyun e?en, teslim olan Komutan olarak nitelenecek ve tüm emeklili?inde bu tutumundan dolayı silah arkada?larından ele?tiri alacak veya çarpı?arak çekilecekti.
İkinciyi tercih etti.
Dolmabahçe'de gömülü kalan sırlar...
4 mayıs 2007 günü Dolmabahçe?de Ba?bakan ile dönemin Genelkurmay Ba?kanı Büyükanıt arasında uzun bir görü?me yapıldı. 27 nisan muhtırasının sıcaklı?ı hala sürüyordu. Bu görü?meyi gizemli duruma sokan, tarafların görü?me sonrasında hiçbir basın açıklaması yapmamaları de?il, Ba?bakan?ın ?konu?ulanlar benimle mezara kadar gidecek? demesiydi. Hele bu görü?meden itibaren, Büyükanıt? ın eski sert tutumunu de?i?tirmesi ve uyumlu bir tutum sergilemesi, hem kamuoyunda merakı arttırdı, hem de spekülasyonu yaygınla?tırdı.
Garip söylentiler dola?maya ba?ladı.
Ba?bakan?ın bazı dosyalar gösterip , Genelkurmay Ba?kanını susturdu?u ileri sürüldü.
Ben bu komplo teorilerine inanmadım.
Ne Büyükanıt?ın e?inin harcamalarından dolayı yolsuzlukla suçlanmasına ne de bir Ba?bakan?ın dosya gösterip ?antaj yapabilece?ine ihtimal vermedim. Bu soruyu Büyükanıt?a sordu?umda ?Muhtıra konusunu tartı?tık. ? demekle yetindi. Bence do?rusu da buydu.
Bu bulu?mayı, Ba?bakan?ın, TSK?yı anlayabilmek, kendini anlatabilmek ve asker ile bir modüs vivendi?ye (geçici anla?ma) varma çabası olarak görüyorum. Erdo?an, olası bir muhtarının ülkeyi nasıl karı?tıraca?ına çok iyi biliyordu ve asker-iktidar ili?kilerinin bu noktaya gelmemesini istiyordu.
Ancak ne yazık ki, bu görü?menin sırları Dolmabahçe?de gömülü kaldı. Komplo teorileri ise hala tedavülde dola?ıyor.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|