AB: HARCADIĞIN
GİBİ, ÖDEMEYİ DE BİL
Avrupa Birliğine tam üye olmak isteyen ülkelerin en sevdikleri gerekçelerden biri, “Avrupa’nın üyelerini daima koruyup kolladığı ve ekonomik krize kurban etmediği” dir. Yani, “dayanışma” herşeyin başında gelir sanılıyordu. Bu güvence önemli bir testten geçti, ancak 27’ler sınıfta kaldılar.
Yeni 9 üye ülke (Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Letonya, Litvanya, Estonya) tam anlamıyla batık durumdalar. Tam üyeliğe geçer geçmez, ekonomik reformları hızlandırdılar, ancak aynı zamanda 1 trilyon 740 milyar euro borçlandılar. Bu yıl içinde 400 milyar euro ödemek zorundalar. Kriz olmasa, kolaylıkla ödenebilecek olan bu para şimdi büyük sorun yaratıyor. Oysa, para yok ve borcu veren bankaların hepsi Avrupalı. Yani sadece 9 ülke değil, başta Avusturya ve İtalyan bankaları olmak üzere birçok ülkenin finansları sarsılacak.
Hafta sonu 27’ler Brüksel’de bir araya geldiler. 9 yeni kardeş durumlarını anlattı ve “dayanışma” adına, ilk aşamada 180 milyar kredi yardım istedi.
Kriz, herkesi öylesine zorluyor ki, yanıt olumsuz çıktı. “Hesabınızı iyi yapsaydınız. Gereksiz harcamayla battınız. Bizde güç durumdayız. Para yok. Kriz büyük” dediler ve tartışma kesildi.
İlk defa, dayanışma ilkesi büyük darbe yedi.
Tabii bugüne bakıp, 9 yeni ülkenin tümüyle kaderine terk edileceğini sanmamak gerekir. Duruma göre yeni adımlar atılacaktır. Ancak artık eski uygulamalar olmayacak. Harcayan, kendi hesabına bakacak. Eğer dayanışma gözardı edilir ve Avrupa, en güçlü korunma mekanizmasını işletmediği taktirde, Türkiye gibi sırada bekleyen ülkeler tutumlarını yeniden değerlendirmek zorunda kalacaklar.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|