Mehmet Ali Birand
 
KONFERANSI ERTELEMEYE HİÇ GEREK YOKTU…
 
 

KONFERANSI ERTELEMEYE

HİÇ GEREK YOKTU…

 

Boğaziçi Üniversitesinin Ermeni Konferansının, özellikle devlet tarafından gelen tepkiler üzerine ertelenmesi büyük bir talihsizlik olmuştu. Adalet Bakanı’nın “Türk milletini arkadan hançerlemek” diye nitelendirmesi, Uluslar arası kamu oyunda, Türkiye’de Ermeni sorununun ancak resmi politikalar çerçevesinde tartışılabilindiği izlenimi doğmuştu. Farklı seslere tahammül edilmediği, yasaklama alışkanlıklarından kurtulamadığımız damgasını yemiştik.Cemil Çiçek, bu tepkisinin “tek taraflı” olacağı varsayımından kaynaklandığını söylüyor, ancak yine de talihsiz bir açıklamaydı. Hemen hergün resmi politikaların seslendirildiği bir ortamda, bir de farklı görüşlerin ortaya konmasının bir sakıncası olmamalı.

           

Anlaşılan, Başbakan da bu ertelemeden rahatsız olmuş. Basın haberlerine göre, Boğaziçi rektörü Prof. Soysal’ı arayıp, yapılmasını istemiş. Hatta açılışınında Abdullah Gül de katılıp konuşacakmış.

           

Neden ertelettik, şimdi neden yaptırıyoruz ?

           

Kendi kendimize neden gol atıyoruz ?

           

Şimdi eminim ,kimse kalkıp “Bravo Türklere, bak gördün mü serbestçe bir sorunu tartışıyor ve farklı görüşlere de tahammül edebiliyor” demeyecek. Aksine, yeni düzenlemenin devlet gözetimi altında ve AB’ye göstermelik yapıldığını ileri sürecekler.

           

Başbakanın bu müdahelesi yerinde. Bir de, tepkili-yasaklı yaklaşımlardan kurtulabilsek ne iyi olacak.

 

 

 

 

 

 

GARANTİ’YE GE YAKIŞTI…

 

Amerikan Sanayinin bazı sembolleri vardır. Örneğin, General Motors (GM) veya General Electric (GE) bunların başında gelirler. Zenginlikleri, etkinlikleri, büyüklükleriyle Amerikanın tüm ağırlığını temsil ederler. Bu şirketlerle iş yapanlar “seçilmiş”ler grubuna girerler. Kartvizitinize bu isimleri yazdığınız veya “Benim ortağım şudur” dediğinizde, size yönelik bakışlar değişir. Muamele farklılaşır ve açılamayan birçok kapılar açılır.

           

Garanti Bankasının son anlaşması, sadece parasal boyut açısından değil, özellikle General Electric ile ortaklık yapmış olması açısından son derece önemlidir.

           

GE, Garantiye yakıştı.

           

Şahenk, başka Uluslar arası Bankalarla daha büyük rakamlara çıkarak anlaşmaya varabilirdi. Ancak hiçbiri ile General Electric ile elde edeceği prestije ulaşamazdı. Garanti’nin şimdi önü açıldı. Bundan sonra bambaşka denizlere açılabilecek ve arkasına aldığı bu dev güçle Uluslar arası Bank niteliğini genişletebilecek.

           

Bu anlaşma Türk ekonomisinin geldiği noktayı da çok açık şekilde gösteriyor.

           

Amerikanın bu dev kuruluşu, bozuk ve geleceği olmayan bir ekonomiye para yatırmazdı. Bu gelişmeden memnuniyet duymamız gerekir.

           

Şahenk ve Özen’e de bravo…

 

 

 

 

 

 

BALIK ÇİFTLİKLERİ

SORUMLUSU DEVLETTİR...

 

Yaz aylarının en yaygın konularından biri Balık Çiftlikleridir. Özellikle güzelim Bodrum koylarını kapatan, denizi kirleten  bu çiftlikler bu yılda büyük tartışma konusu oldular. Bende şikayetçiler arasındayım. Öyle koyları kapatıyor, öyle çirkinlik ve pislik dağıtıyorlar ki tepki göstermemek elde değil. Bu manzaralar karşısında da, hepimiz Balık Çiftliklerini suçluyoruz. Sahiplerine suçlu muamelesi yapıyoruz. Adamları yerden yere vuruyoruz. Oysa, asıl sorumlu onlar değil. Asıl sorumlu, devlet.

 

Nedeni de, kaçak Balık Çiftliği  kurmanın hemen hemen imkansız olmasıdır. Belki gözden kaçan birkaçı vardır. Ancak uzun sürmez, mutlaka yakalanır.

 

Bu çiftliklere izin, Tarım Bakanlığı tarafından verilir.

 

Bir başvuru olduğunda, kaymakamlıktan, Deniz Müsteşarlığına, Sahil Güvenlikten, Çevre Bakanlığına kadar sayısız resmi makamdan izinler alınıyor. Nereye kurulacak, nasıl önlem alınacak, çevreye nasıl uyulacak, herşey saptanıyor. Ondan sonra da, Balık Çiftliği sahipleri gösterilen yere yerleşip çalışmaya başlıyorlar. Üstüne üstlük, sürekli denetim altında tutulmaları gerekiyor. Gerçekten denetleniyorlar mı, bilemiyorum ancak, kağıt  üzerinde bir mekanizma var.

 

Ardından, bizler geliyoruz ve tüm sorumluluğu sahiplerine yüklüyoruz.

 

Haksızlık ediyoruz.

 

Şikayetlerimizi aslında  Tarım Bakanlığına yöneltmemiz gerekir. Nitekim Tarım Bakanı Mehdi Eker, bu konudaki uzun süreli sessizliğini bozdu ve Çiftliklerin izinle çalıştıklarını açıkladı. Ancak ne gibi bir önlem alacaklarını söylemedi. Anlaşılan o ki, ortada ya iyi hesap edilmeyen bir durum var veya bir karmaşa söz konusu.

 

Balık Çiftlikleri ülke ekonomisine girdi sağlayan unsurlardır. Ancak, açık sularda da çalışabilirler. Belki daha pahalıya mal olur, fakat koylarımızı kurtarırız.

 

Tarım Bakanından, bu olaya bir çeki düzen vermesini bekliyoruz.

 

 

 

 

 

 

SİYASETÇİLERE

AYIP EDİYORUZ...

 

Bülent Ersoy’un, geçen hafta Deniz Baykal ile ilgili iddiaları ve bu iddiaların ne boyutlara geldiğini, nasıl gereksiz bir tartışma yarattığını gördükçe Baykal’a yönelik yayınlardan sıkıldım.

 

Deniz Baykal ile her konuda  aynı görüşleri paylaşmayabiliriz, ancak böyle bir muameleye layık olmadığını düşünmemiz ve ona göre hareket etmemiz gerekirdi.

 

İddiayı ortaya atan kişi, seslendirildiği yer ve bu iddialarını ispatlayacak hiçbir somut veri göstermemesi bize yeterli işaret vermiş olmalıydı. Baykal’ı gereksiz şekilde tartışmaların içine soktuk. Medya’nın  bu ülkede oynadığı rolün ağırlığına  uymadı, yakışmadı.

 

Sırf, magazin yönü olan bir konuyu reyting ve tiraj kaygısıyla büyüttük. Böyle bir iddiayı  daha küçük gösterip geçebilirdik.

 

Sadece Deniz Baykal’a değil, genelde tüm siyasetçilerimize kötü muamele ediyoruz. Kimileri bunu hakediyor, ancak bizler yeterli ayrımı yapamıyoruz. Korktuğumuz için, Askerlere, Yargıçlara  ve Savcılara vs.. daha musamahalı  davranıyor, iş siyasetçilere gelince “vur abalıya...” gidiyoruz. Oysa bu insanlara ihtiyacımız var. Onları gereksiz şekilde yıprattığımız sürece, demokratik  sistemimizi de kendi ellerimizle sarsmış oluyoruz. Yazık değil mi?

 

 

 

 

 

 

 

 

AŞK DOKTORU

HASTASINA AŞIK OLDU

 

Ünlü aşk doktorlarımızdan Prof. Dr. Mehmet  Coşkundeniz,  dün kazdığı bir kuyuya düştü ve hastalarının en güzeli  Ayça Erkır’a aşık oldu (!) Bu aşk dün nikah masasında resmileştirildi.

 

Bu Coşkundeniz milyonlarca genç kızın rüyalarına girmiş, yazılarıyla kimi kalplari  hoplatmış, kimi kalpleri hüzne boğmuştu.

 

Pırıl pırıl iki insan, çiçek çiçek açtı ve kelebek olup uçtular. Muratlarına erdiler. Ne mutlu onlara.

 

Nice yıllara...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BİZ HALA TARTIŞALIM,

KÜRTÇE TV’LER ARTIYOR…

 

Biz neden böyleyiz ?

           

İki yıldan beri Kürtçe TV ‘ye nasıl izin verilmeli konusunu tartışıyoruz.

           

Herkezin kafasında  “Bunlara izin verirsek acaba ülkemiz bölünür mü ?” sorusu var. Dönülüp dolaşılıyor ve yine aynı noktaya geliniyor:

           

Yasaklama sürsün mü, yoksa Türk vatandaşı Kürt kökenli insanlarımız kendi dillerinde TV seyretsin mi ?

           

Neden korktuğumuzu bir türlü anlayamıyorum.

           

Yasalar açık. Bölücülük yapamazsınız. Terör örgütlerini övemez, yüceltemezsiniz. Bu kurallara uyduğunuz taktirde sorun olmaması gerekiyor, değil mi ?

           

Hayır.

           

Bu defa da “Biz hepsini nasıl kontrol ederiz. Haberimiz olmadan yasalara uymazlarsa, ne yaparız ?” diye garip bir gerekçe ortaya atılıyor.

           

Bizler bu komikliklerle zaman harcarken, bir de bakıyoruz uydu aracılığı ile yurtdışından yayın yapan TV sayısı 7’ye yükseliyor. Bol bol PKK yandaşlığı yapıyorlar. Bunu fark edince, yayın yaptıkları ülkelerin üzerine gidip bunları susturmaya çalışıyoruz.

           

Tabii kimseye dinletemiyoruz.

           

Bırakın bu güvensizliği, kurtulun artık bu yasakçılıktan. Kurallarınızı koyun ve TV’lere izin verin. Uymayanı-gerekiyorsa- kapatın veya mahkemeye verin. Ancak bitirin şu işi…

 

 

 

 

 

 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…