KISKANACAĞINIZA
GURUR DUYUN...
Toplumumuzun bir bölümü, iki konuda garip bir kıskançlık içinde... Birincisi, zengin olan insan sevilmiyor. Yolsuzluk filan değil, eğer namusunuzla çalışmış, emek vermiş, ekmeğinizi taştan çıkartıp zengin olmuş olsanız dahi, bir kesim var ki sizden nefret eder. Dikkat edin, zenginleşmiş kişiler için “aferin diyene” zor rastlanır. Tam aksine hep işin içinde bir iş aranır. Dedikodusu yapılır, kuşkulu gözlerle bakılır. Diğeri de, başarılı olmuş, şöhret kazanmış insanlara yönelik kıskançlıktır.
Son örneklerinden biri de Orhan Pamuk.
Sosyetik hanım, Avrupa veya Amerika’da uyduruk bir dergi veya gazetede resmi çıkarsa şöhret olur... Bir gazeteci kimselerin adını bilmediği bir Avrupalı derneğin konferansına katılır ve başarı öyküleri anlatılır... Bir iş adamı veya bir siyasetçi tanınmış birkaç kişinin bulunduğu bir toplantıya girer ve kahramanlar gibi muamele görür... Bunca pespayelik içinde, Orhan Pamuk dünya’nın en prestijli gazetelerinde görünür, söyleşiler verir, ancak yerden yere vurulur.
Nedenini anlamaya çalışmayın. Orhan Pamuk’un başarısını bir türlü kabullenemiyoruz: “Nasıl oluyor da, o başarıyor ve biz başaramıyoruz”. İşte işin özü bu kadar basit...
Ne güzel bir deyişimiz vardır: Kedi uzanamadığı ciğere mındar (kötü-pis) dermiş...
İşte bizi en iyi anlatan, bu cümlenin içinde saklı duran derin kıskançlıktır...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|