Mehmet Ali Birand
 
TÜRKİYE ARTIK AB TRENİNDEN İNEMEZ
 
 

TÜRKİYE ARTIK

AB TRENİNDEN İNEMEZ

 

Türk toplumu henüz Avrupa Birliği gerçeğini  algılayabilmiş değil.

 

Küçük bir azınlığın dışında, müzakere tarihinin alınmasını dahi hala şaka gibi görenlerimiz, ciddiye almayanlarımız çoğunlukta. Diğer bir bölümümüz “kardeşim bu işin bize dokunması en erken 10-15 yıl gerektirir, o zamana kadar da kim öle kim kala. Zamanı gelince düşünürüz” diyor. Başka bir grup var ki, onlar zaten inanmıyorlar ve sürecin başarısızlıkla sonuçlanması için ellerinden geleni yapıyorlar.

 

Oysa yanılıyorlar.

 

Türkiye, artık geri dönülmesi imkansız bir sürece girdi. Bu süreç ister tam üyelikle, ister  özel statüyle sonuçlansın, yine de hiçbir şey değişmeyecektir. Yani Türkiye, Avrupa Birliği sisteminin içine yerleşecek, AB sistemini uygulayacaktır. Bu sistemi Türk usulü “işimize geldiği kadarıyla” değil, tümüyle uygulamak zorunluluğu vardır.

 

Tekrar ediyorum, ister tam üyelik, ister özel statü olsun, Türkiye için bundan böyle sadece AB sistemi ile uyum sağlamaktan başka yol yoktur.

 

İŞİMİZE GELMEZSE

TRENDEN İNERİZ

 

İsmet İnönü, 1963 yılında Ankara anlaşmasını  imzalamadan önce, etrafındaki kurmaylarına sormuştu: “İlerde işimize gelmez veya kaldıramayacağımız bir durumla karşılaşırsak bu trenden inebilir miyiz?”

 

Yanıt, 1963’te “Evet paşam inebiliriz” olmuştu.

 

O dönemde trenden inilebilirdi. Koşullar bambaşkaydı. Tam üyelik bir rüya idi. Üstelik yeni ortaklar katıldıkça Türkiye’nin avantajları eridi. Ancak, buna rağmen  Türkiye trenden inmedi. Birçok kriz yaşandı, 1978’de  ekonomik kriz nedeniyle yükümlülükler bir süre için donduruldu, ancak hiçbir Türk hükümeti trenden inmeyi düşünmedi.

 

Bugünkü durum bambaşka.

 

Bugün tam üyilik perspektifi net şekilde belirdi. Hele müzakerelerin başlamasıyla birlikte, Türkiye’nin çok gereksinme duyduğu yabancı yatırımların artacağı daha şimdiden görülüyor. Ekonominin önümüzdeki 10-15 yıl süresince ayakta durabilmesi , kısa vadede IMF, uzun vade de  AB sayesinde gerçekleşecek. Yabancı yatırımlar için en büyük güvence AB olacak.

 

İşte bütün bu koşullar bir araya konunca ortaya bir gerçek çıkıyor. O da, Türkiye’nin AB treninden inması artık imkansızlaşıyor.

 

1970-80’lerdeki AB treni çok yavaş seyrederdi. Belki inilebilirdi. Ancak bufünkü, Fransızların hızlı treni gibi 200 kilometreye yakın bir hızla gidiyor.

 

İstenirse belki yine inilebilir, ancak kafanız gözümüz yarılır. Ayakta duracak halimiz kalmaz.

 

Anlayacağınız, Türkiye’nin AB süreci, Tanzimattan başlayıp Atatürk devrimleriyle devam eden bir Batılılaşma arzusunun  ötesinde, bir ekonomik gerekliliktir.

 

Bu verileri kabul ediyorsanız, bundan sonra anlatacaklarımı şimdiden benimseyeceksiniz demektir.

 

BU DENGEYİ BOZAN

ÜLKEYİ MAHVEDER

 

Şimdi size sormak istiyorum...

 

Türkiye gibi ekonomisi  son derece hassas dengelere oturmuş, en ufak bir sarsıntıda istikrarsızlığa düşen, rezervleri her an kaçmaya hazır sıcak parayla dolu, dış kredi bulma yeteneği Uluslararası desteklere bağlı olan bir ülke, AB treninden inmeyi göze alabilir mi?

 

Hayır, alamaz.

 

Türkiye müzakereler sırasında veya müzakelerin sonunda “Ben bu işten vazgeçiyorum” diyebilir mi?

 

Hayır, diyemez.

 

Böyle birşey dediği anda, o ana kadar gelmiş yabancı yatırımlar kesileceği gibi, Uluslararası piyasalarda “Türkiye yön değiştiriyor” izlenimi doğar  ve ekonomi çöker... Hiç abartmıyorum, dengeler öylesine bozulur ki, kendimizi kolay kolay toparlayamayız.

 

Trene bindikten sonra, kafanızı gözünüzü kırmak, hatta çok ağır yaralanma pahasına yine de inmek isterseniz, tabii o sizin bileceğiniz bir iştir. Ancak ben hiçbir hükümetin bundan böyle, bu riski alabileceğine inanmıyorum.

 

AYNI KOŞULLAR

SİYASET İÇİN DE GEÇERLİ

 

Sadece ekonomi açısından değil, siyaset açısından da aynı koşullar geçerli.

 

Örneğin, bundan sonra hiçbir hükümet, Türkiye’nin  laik-parlamenter sistemini değiştirecek veya tehlikeye düşürebilecek herhangi bir adım atamayacaktır.

Türkiye’de bundan böyle şeriata dayalı bir sisteme kaymak, askeri bir darbe veya faşist bir yaklaşım imkansızdır.

 

Denenebilir, ancak hiçbir zaman başarılamaz.

 

Türkiye artık trene binmiş ve bu tren rayların üstünde hızla bir yere gidiyor.

 

İş adamlarına, akademisyenlere, medya mensuplarına ve tüm politikacılara tavsiyem şudur: Hazırlıklı olun, artık iş işten geçti. Biran önce geleceğinizi planlayın. Köşe dönmeye dayalı bu çarpık düzen bitecek. Türkiye, istesekte istemesekte bir sisteme girecek. Yasaların geçerli olacağı , herkesin belirli kurallara uyacağı bir ülke geliyor. Biran önce yeni düzene hazırlanın ve yerinizi alın. Yoksa, elenip gideceksiniz.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…