AB, TÜRKİYE’YE
GEÇERLİ NOT VERDİ
Avrupa Birliği Komisyonunun “İlerleme raporu- Katılım Ortaklığı- Stratejik Belge” üçlüsü açıklandı.
Şimdi hazırlıklı olun, müthiş bir fırtına esecek. Raporların en kötü yanları ele alınacak ve AB’nin Türkiye’yi köşeye sıkıştırdığı ileri sürülecek. Satır aralarından anlamlar çıkarılıp, AB’nin ülkemizi bölmeye çalıştığı belirtilecek. Oysa raporların tümüne baktığımızda, bunların büyük bir bölümünün bizzat bizim tarafımızdan eleştirilen, medya’ da uzun uzun tartışılmış konular olduğunu görüyoruz.
İçinde abartılı bölümler var.
Hatta gereksiz duyarlıklar da var.
Özetlemek gerekirse, raporun eleştirilecek birçok noktası var. Ancak Avrupa Birliği, raporlarında önemli konularda Türkiye’yi gözetmiş ve duyarlıklarımızı dikkate almış. Türkiye’nin fotoğrafını net şekilde çekmiş.
Türkiye’ye yüksek not verilmemiş, ancak geçerli not verilmiş.
Benim ilk bakışta gördüklerimin başında, PKK’ya karşı tutum geliyor. AB, Güneydoğu’daki son terör olaylarından PKK’yı açık şekilde sorumlu gösteriyor ve kınanması gerektiğinin altını çiziyor.
Ermeni sorumunda ısrarlı şekilde “soykırım” kelimesini kullanmıyor, daha da ileri gidip Erdoğan’ın, tarafsız bilim adamlarının inceleme yapmalarıyla ilgili önerisi destekleniyor.
Asker- Sivil ilişkilerinde son derece dikkatli bir dil kullanılıyor ve geçen yıllardan farklı bir uyarı getirilmiyor. Durumun resmi çekiliyor ve nelerin yapılması gerektiği belirtiliyor.
Kıbrıs’ın tanınması gibi bir koşula yer verilmiyor, limanların açılmasının da- daha önce bilindiği gibi- 1-2 yıl içinde gerçekleşmesi gerektiği vurgulanıyor.
Yunanistanın istemesine rağmen, Ege denizinde 12 mil’in savaş durumu yaratacağına dair yaklaşıma değinilmiyor.
Avusturya’nın baskısına rağmen “Türkiye’ye tam üyelikte, Avrupa’ nın hazmetme kapasitesi daha fazla dikkate alınması” maddesi onay görmüyor.
Alevilerden artık “azınlık” diye söz edilmiyor.
Türkiye’nin çok cesur adımlar attığı, işleyen bir Pazar ekonomisine sahip olduğu belirtiliyor.
ELEŞTİRİLERİN BİR BÖLÜMÜ
BİZDEN KAYNAKLANIYOR
Onaylanan belgelere giren eleştirileri veya yönlendirmelere baktığımız zaman, bizi rahatsız edecek, sürpriz niteliğindeki yeni bir unsur yok. Özellikle İlerleme raporundaki eleştirileri okuduğunuz zaman, bunların Türk medya’sında uzun uzun ele alındığını, tartışıldığını ve sert şekilde de eleştirildiğini görüyorsunuz.
Türkiye’nin kısa ve orta vadede neleri yerine getirmesi gerektiği ile ilgili listeyi önünüze koyun ve kendi kendinize şu soruyu sorun:
“ Bunların değiştirilmesi zaten bizim için gerekli değil mi? “
AB Komisyonu “Türkiye çok cesur adımlar attı, ancak reformlar yavaşladı ve uygulamalarda da eksiklikler var” derken, yanlış bir yargıda mı bulunuyor ?
Raporları doğru okuduğumuz taktirde, çıkan sonucun olumlu olduğunu söyleyebiliriz …
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|