KÖKTENDİNCİLİĞİN İLACI
AB ÜYELİĞİ
Genelkurmay Başkanı Org. Özkök ile , Fransız Meclis Başkanı arasındaki görüşmede köktendinci akımların da gündeme geldiği anlaşılıyor.
Aynı konuya birkaç defa değinmiştim.
Dünya’daki son gelişmeler, özellikle 11 Eylül olaylarından sonraki dönemi göz önüne alın. İslamcılığın Uluslararası camiada nasıl tepki gördüğünü hesaba katın ve ardından da Türkiye’deki gelişmelere bakın. İşte böyle bir ortamda, Türkiye Avrupa ile müzakerelere oturuyor. Müzakerelere oturmak demek, üzerimize Tam Üyelik kadar büyük bir yükün veya sorumluluğun alınması demektir. Müzakerelerde, ne gerekçeyle olursa olsun, bir kesinti ile karşılaşılmasının, siyasi ve ekonomik etkileri son derece sert şekilde hissedilecektir.
Demek istediğim, Türkiye, AB ile müzakere masasına oturduktan sonra, kolay kolay kalkamayacaktır. İşin zor yanı, Avrupada Türkiye müzakerelerini geciktirmek için bahane arayanların çok olmasıdır. Yani Türkiye görüşmeleri kesme, “bırakın giderim haa..” türünden sert çıkışlar yapma lüksüne de sahip değildir. Müzakerelerin kesilmesi, ülkenin ekonomisine büyük zararlar getireceği için, Türkiye bundan böyle, Avrupa ile iyi geçinmek zorundadır.
Dönüşü olmayan bir yola girilmiştir.
İşte böyle bir ortamda, köktendinci hareketleri bir yana bırakın, hükümetin türban konusu başta olmak üzere, kuşku yaratacak adımlar atması dahi imkansızdır. Atıldığı anda, tepki öncelikle Brüksel’den gelecektir.Unutmamak gerekir ki, Türkiye özellikle dini hareketler açısından gözetim altındadır.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|