BİRİ BİZİ
GÖZETLEYECEK
42 yıllık bir yürüyüşün sonunda Türkiye ilk defa eşiği atladı ve Avrupa klübünün içine girdi.
Ancak henüz yerleşemedi.
Bu dönem, adeta bir bölümünde oturmak istediğiniz bir evi dolaşmak gibi birşey. Diğer ev sahipleri önümüzdeki dönemde bize bu evi dolaştıracaklar.
Almamız gereken yeni eşyaları anlatacaklar. Hangi elbiseler giyeceğimizi, terlikle mi yoksa temiz ayakkabı ile mi dolaşılacağını gösterecekler. Tuvaletin ayakta mı, yoksa oturarak mı kullanılacağını, yüksek sesle bağırarak konuşulmayacağını söyleyecekler.
İşimiz zor zira, şu andaki diğer kiracılar bizim gelişimizden pek memnun değiller. Hem çok kalabalık, hem onlara oranla fakir, hem de din-örf ve adetleri farklı yeni biri geliyor.
Suratlar asık. Onları ikna etmemiz gerekecek. 25 çift göz sürekli bizi gözetleyecek. Ne yaptığımıza bakacak. Zira bu evde oturmanın kural ve koşulları var. Bunun için de önümüzde 10 yılımız var.
Ancak başarmak zorundayız. Zira, bugüne kadar hiçbir yeni konuk eve girdikten sonra dışarı çıkmadı veya çıkarılmadı. Hepsi koşulları yerine getirdi. Eğer Türkiye başaramaz, kendini anlatamazsa, kaybı her yönden büyük olur. Bu nedenle şimdiden kolları sıvamak gerekiyor.
Ve en önemlisi, artık “Avrupa ne yapsak bizi almaz” kompleksinden de kurtulmak gerekiyor. Avrupa Türkiye’yi artık dışarı atamaz. Dışarda kalmayı ancak bizler kendi kendimize başarabiliriz.
O da çok yazık olur.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|