Mehmet Ali Birand
 
KAÇIK BİR RUM’U NEDEN CİDDİYE ALIYORUZ Kİ…
 
 

KAÇIK BİR RUM’U NEDEN

CİDDİYE ALIYORUZ Kİ…

           

Hafta içinde mutlaka okumuşsunuzdur, Avrupa Parlamentosunun Kıbrıs Rum parlamenteri Matsakıs, ada’daki tampon bölgede bir Türk bayrağını alıp kaçmış.

           

Bir gürültüdür koptu.

           

Ancak bu adamcağız gerçekten komiğin tekidir. Bunu kimse ciddiye almaz. Papadopulos  dahi, olayın ardından yaptığı açıklamada, garip bir gösteri olduğunu tekrarladı.

           

Avrupa parlamentosunda sadece garip tutumları, reklama yönelik sözleri ve eylemleriyle tanınır.

           

Biz neden ciddiye alıyoruz anlayamadım, doğrusu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

BELÇİKA ADALETİ BU

TUTUMUNU DEĞİŞTİRMELİ…

           

Belçika’nın Gent mahkemesi yargıçlarının verdikleri kararın tutar tarafı yok. Ne kadar gerekçe bulunursa bulunsun, istedikleri kadar Avrupa Konseyinin 1977 tarihli “terörizm ile mücadele” konvansiyona dayandıkları ileri sürülürse sürülsün, kabul edilemez.

           

Yok efendim, Fehriye Erdal tam otomatik silah kullanmadığından dolayı terörist sayılmazmış…

           

Yok efendim, bu olayın siyasi yönü varmış…

           

Bırakalım bunları bir yana, Fehriye Erdal üç masum insanı öldürdü. İster siyasi, ister adi suçlu sayılsın, ister yarı otomatik ister el bombası kullanmış olsun, Erdal bir katildir. Şimdi bu katili, sahte pasaport taşımak veya ülkeye izinsiz girmek gibi komik suçlardan yargılamanın hiçbir mantığı yoktur.

           

Belçikalı yargıçlar, bu yaklaşımlarıyla adalet dağıtmadıklarını, komik şekilde ülkelerini teröristlerin cenneti konumuna soktuklarını bilmelilerdir. Belçika gibi bir hukuk devletine ihanet ediyorlar.

 

           

 

 

 

 

 

 -

 

 

TÜRK AZINLIKLAR

BRÜKSELİ SIKIŞTIRIYOR

 

Neden biz böyleyiz ?

     

Çok merak ediyorum, neden vatandaşımız olan gayrimüslim azınlıklardan korkuyoruz? Sayıları, neredeyse yok denecek kadar az, istekleri kimseyi rahatsız etmeyecek kadar cılız. Buna rağmen, bürokrasimiz bu insanlara kan kusturuyor.

     

Ne kiliselerinin tamirine izin veriliyor, ne Vakıfların sahip oldukları doğru dürüst kullandırılıyor, nede dinlerini rahatça yerine getirmeleri sağlanıyor.

     

Ağızlarını açsalar, “Misyonerler tehlikesi artıyor- Ülkemizi elimizden alacaklar- Din elden gidecek” çığlıklarıyla adamların üstüne yürüyoruz.

     

Nedir bu korku, kendi kendimize böylesine bir güvensizliğin gerekçesi ne olabilir ki ?

     

Ancak şu kadarını da iyi bilmemizde yarar var. Bu insanlar da oturup seyretmiyorlar ve hergün Brüksel’ de Avrupa Komisyonunun kapısını çalıyorlar. Avrupa Parlamentosunu mektup yağmuruna tutuyorlar. Komisyon ve Konseyi sürekli ziyaret edip şikayetlerini tekrarlıyorlar. Sonuçta da, Türkiye’nin azınlıklar sorunu gereksiz boyutlara taşıyor.

     

Neden ?

     

Anlayamadım gitti doğrusu.

     

Ankara’da bu konulara sahip çıkacak kimse yok mudur? İçişleri Bakanlığı mı, Dışişleri Bakanlığı mı, Vakıflar mı, kim?

     

Birgün bu birikim öylesine patlayacak ki, o zaman altından kolay kolay kalkamayacağız. İyisi mi, o noktaya gelmeden hareketlenelim.

 

     

 

 

 

 

 

ZİRAAT BANKASI

EMEKLİLERİ SORUYOR

 

Celal Mungan’dan bir mesaj aldım. Binlerce emeklinin önemli bir şikayetini seslendiriyor:

 

Ben T.C.  Ziraat  Bankası emeklisiyim. Çalıştığımız yıllarda Sosyal Güvence Vakfı adı altında isteğe bağlı olarak bir vakfa prim ödedim... Bu Vakıf Ziraat Bankasına bağlı bir vakıftı... Ancak iki yıl emeklilik ücreti aldıktan sonra vakıf fesih edildi... Vakfa ait olan tüm varlıkları satıldı... Ancak bu mal varlıklarının satış süreci sonlanmasına rağmen hak sahiplerine paraları  ödenmedi. Binlerce emekli paralarının bir an önce ödenmesini bekliyor. Aynı durumda olan Halk Bankası emeklilerinin  oluşturduğu Sosyal Güvence Vakfı, tüm paraları toptan ödemekte gecikmediler... Binlerce emekli adına şimdi soruyorum, bu beklemeden kaynaklanan faizler  ne yapılıyor? Bundan kimler, ne rant sağlıyor? Lütfen bunlar açıklansın... Ya da bu paralar bir an önce ödensin”

 

Celal Mungan gibi mağdur durumda olanlan bir yanıt bekliyorlar. Yollayın, bende bu köşe’ye alayım...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Aşk Yoksunları….

 

 “Aşk bazen konacağı yeri yanlış seçiyor kafayı mı çekiyor ne? Bir araya gelmesi imkansız iki kişiyi seçip acıdan kıvrandırıyor, acı aşk oluyor.”

 

İlk kez on sekiz yaşında sahneye çıkan ve elli yılı aşkın bir süre aralıksız sahnede kalan tiyatro oyuncusu Nedret Güvenç, öykü tarzında kurguladığı anılarını “Aşk Yoksunları”nda bir araya getirmiş. Sadece yaşadığı aşklar değil gördüğü aşklar da var öykülerde, tiyatro aşkı da, yaşam aşkı da…Tüm bu öyküler Türkiye’nin son 50 yılına da şahitlik edince keyifli bir kitap çıkıyor karşınıza…(İnkilap Yayınları 0212 -514 06 /// www.inkilap.com)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

SİGARA, TÜRBAN VE

CEP KADAR ÖNEMLİ

 

Radikal gazetesinin Pazartesi günkü sayısının DUVARLARIN DİLİ OLSA  adlı köşesinde son derece ilginç bir saptama vardı. Aynen alıyorum:

 

“Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Cumhuriyet Bayramı nedeniyle verdiği davette önemli bir yasa ihlal edildi. Yasaların titizlikle uygulanmasına verdiği önemle tanınan Cumhurbaşkanı Sezer'in davetinde, 4207 sayılı yasa hiç yokmuş gibi davranıldı.
4207 sayılı, Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun, 'Kamu kurum ve kuruluşlarında ve beş kişiden daha fazla şahsın bulunduğu ortak kullanım alanlarında sigara içmek yasak' hükmünü getiriyor. Bu yasağa uymayanlardan ise 50 YTL para cezası tahsil edilmesi gerekiyor. 1500 kişinin katıldığı davette Köşk'ün ana kabul salonu adeta dumanaltı oldu. Her kokteyl masasına kül tablası konularak sigara içilmesine zemin hazırlanması bir yana, süs olsun diye masalar konulan mumların kısa süre sonra tütmeye başlaması da salondaki dumanın artmasına neden oldu. Sigara içmeyen konuklar bu 'dumanaltı' durumdan rahatsız olurken, kimi konukların "Cumhurbaşkanı da yasalara uymazsa, sigara ile mücadele nasıl başarılı olur?" diye yakındığı, kimilerinin de "Kamusal alana türban giremedi ama sigara girdi" diye espri yaptığına tanık olundu.”

 

Cumhurbaşkanımız Çankaya’yı türban’a kapattı. Hatta cep telefonlarını dahi yasaklattı. Buna karşılık sigara konusunda  hareketsiz. Radikal çok haklı.

 

 

 

 

 

 

 

 

Meyra'nın sesine sağlık...

 

Müziksiz olmuyor…İnsanın güne başlarken ve günü bitirirken dinlediği bir melodi tüm ruh halini değiştiriveriyor. Bu günlerde bir albüm var elimde…"Başka Bir Kadın"..."Meyra"…Pop havası ama opera gırtlağıyla süslenmiş…Hele arada İngilizce ve İtalyanca şarkılar yok mu?? Bir keyiften başka bir  keyife sürüklüyor insanı…Peki kim bu Meyra dedim?

 

1978 doğumlu olan Meyra'nın çocukluğunun büyük bir bölümü İzmir'de geçmiş. Sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı'nı kazanmış. Amerika'da New World School of the Arts'da akademik opera eğitimi alan Meyra, Başka Bir Kadın'la geri dönmüş..İyi ki de dönmüş... Bence kaliteli ve iddialı bir proje bu … Albümde hem kendi bestelerini hem de Sezen Aksu, Zeynep Talu, Aysel Gürel ve Ümit Sayın gibi usta bestecilerin şarkılarını seslendirmiş. Sezen Aksu'nun 'Her Şey Eskir' adlı parçasını gerçekten iyi yorumlamış Meyra. Aldığı opera eğitimini de ustalıkla kullanmış. Ozan Çolakoğlu, Özgür Buldum, Volga Tamöz, Aytuğ Yargıç ve Alper Erinç de aranjeleriyle katkıda bulunduğu albümde sözü ve müziği Meyra'ya ait 4 parça bulunuyor. Onlar da gayet başarılı.

 

Ne diyeyim, sesine sağlık Meyra……



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…