ROJ TV, HÜKÜMETİ
REHİN ALMAMALI
Türkiye’nin ROJ TV’ye karşı genişlettiği “kapatma” kampanyası yanlış bir noktaya doğru geçiyor.
ROJ TV’nin uzun yıllardır farklı isimler altında faaliyet gösterdiğini hepimiz biliyoruz. Bizler, “acaba kürtçe yayın ülkemizi böler mi, bölmez mi?” diye tartışırken, önce MED TV ardından da ROJ TV bütün bölgeye yayın yapıyordu. Bu yayınlar, PKK politikalarını destekliyordu. Bugün de aynı yaklaşım devam ediyor.
Türkiye de yıllardan beri bu TV’nin yayınlarını engellemeye çalışıyor. Bir ülkede kapatıyor, isim değiştirip diğerinde yayına çıkıyorlar.
Son olarak, Başbakan’ın Kopenhag’daki basın toplantısını ROJ TV muhabirinin salonda buunmasından dolayı terketmesi, bu kampanyayı bambaşka bir boyuta taşıdı.
Başbakan böyle bir tutum takınınca, bu defa diğer bakanlarımız ve resmi yetkililerimiz de aynı şekilde hareket etmeye başladılar. Eğer böyle devam ederse, bir süre sonra hiçbir Türk resmi yetkili yurt dışında basın toplantısı yapamayacak demektir. Her basın toplantısında salonda, ROJ TV muhabiri bulunup bulunmadığını soracaklar ve özellikle Avrupa başkentlerinin büyük çoğunluğunda karşılarında bir ROJ TV’ci buacaklar.
Eğer bu kampanya iyi yönetilemezse, Türk yetkililer, bu televizyonun rehini durumuna düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilirler.
Danimarka başta olmak üzere, AB ülkeleri için PKK bir terör örgütüdür ve ROJ TV ile PKK arasında bir ilişki kurulması gerekir. Dosyada PKK Yürütme Kurulu üyesi Abdullah Hicap’ın ROJ TV’nin başında olması en iyi delildir.
Türkiye, PKK’yı destekleyen yayınları durdurma kampanyalarında sürekli şekilde, AB ülkelerinin çifte standart uygulamalarından şikayet eder.
AB’nin bu konuda çifte standart uyguladığı son derece doğru. Örneğin, PKK ‘yı destekleyen TV kanallarına gösterilen “anlayış”, Hizbullah’ın yayın organı Al–Manar TV’sine gösterilmedi. AB ülkeleri Al-Manar’ı yasakladılar. Aynı muamelenin ROJ TV’ye karşı gösterilmemesinin birçok nedeni var.
KKK Org. Büyükanıt bir resepsiyonda gazetecilere “ROV TV, bir birliğimiz hareket ettiği anda, yayını kesip bu haberi veriyor” demiş ve herkesi etkilemişti. Türkiye’nin yolladığı dosyalarda böylesine somut veriler iyi sıralanmalı.
Asıl sorun AB’nin PKK ile ROJ TV arasında kesin bir ilişki olduğunu kabul etmek istememesidir. Avrupa kamuoyları için ROJ TV, Türkiye’deki Kürt kökenli vatandaşların bir enformasyon kanalıdır. PKK’nın fikirlerini destekleyen programlara veya konuşmalar yer vermesi “fikir özgürlüğü” olarak görülüyor.
Bu kısır döngü bir türlü kırılamıyor.
* * *
“ROJ TV’YE HERKES
ÇIKIYOR...”
ROJ TV’NİN Güneydoğu’da yaygın şekilde izlenmesi, bölgedeki belediye başkanları ve DEHAP tarafından açıkça desteklenmesi de AB’nin kesin bir tutum almasını engelliyor. Bu kanalın açıkça terörü desteklediğine, halkı silahlanmaya ve saldırmaya teşvik ettiğine dair somut bir örnek gösterilemediği için, adım atmakta çekimser davranıyorlar.
ROJ TV’ye PKK ile ilgisi olmayan Türk politikacıların da çıkması diğer bir etken. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının dahi, ROJ TV’ye çıkmanın suç olmadığı şeklinde karar vermesi , AB başkentlerindeki kafa karışıklığını arttırıyor.
Yapmamız gereken şey ülkemizdeki yerel TV’lerin düzgün ve seyredilebilir yayın yapmasını sağlamaktır.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|