Mehmet Ali Birand
 
İdam kalacaksa, bu kavgadan Kıbrıs'ı kurtaralım
 
 
MHP bu ülkenin önünü tıkamamalı. Eğer idam'ı ne pahasına olursa olsun oy malzemesi yapacaksa, bari önceliği Kıbrıs'a verelim ve MHP bu konuda farklı bir tutum alsın. Kıbrıs kısa vadede, Türkiye açısından çok daha hayatidir.

MHP'nin tutumuna inanamıyorum. Demek ki, bu partiyi yanlış tanımışız. Belki de hep böyleydi de, biz aşırı iyimserlik içindeydik. Şurası muhakkak ki, MHP'nin kafasındaki Türkiye, genç kuşaklara ümit vermiyor. MHP'nin düşlediği Türkiye, içine kapanık, kompleksli, geniş düşünemeyen, vizyonu olmayan, bölgesinde büyüyüp Uluslararası bir güç statüsüne ulaşamayacak ve hep 2 inci ligde oynayan fakir bir ülkedir. Bu insanların, böyle bir ülke yaratmaya, Türkiye'nin önünü tıkamaya hakları yoktur.

Şu manzaraya bakın…

Bahçeli, Öcalan'ın kafası üzerinden siyaset yapıyor. Öcalan'ın infaz tartışmasını oya dönüştürmeye çalışıyor. Üstelik, nihai hedefi de Öcalan'ı cezalandırmak değil. İdam edilemeyeceğini biliyor. Üstelik, iki yıl önce infazı erteleyen, ardından idam cezasının kaldırılması için imza atanların arasında kendileri de var. Buna rağmen, koalisyon ortaklarına dönüp “Biz ısrar etmiş olalım, muhalefetin oylarıyla siz affetmiş olun. Böyle bir durumda koalisyonu da bozmam. Gözümü yumarım” diyor.

Bu yaklaşıma “kısa vadeli parti çıkarları için, ülkenin uzun vadeli çıkarlarını görmezden gelmek” denmez mi?

Tam bu sırada asker ortaya çıkıyor ve MHP'nin yapması gerekeni yapıyor. İdam yerine formül öneriyor. Oysa, Öcalan konusunda en fazla duyarlı olanlar onlardır. İnfaz için ısrar etseler, anlayışla karşılanır. Zira savaştılar, insanlarını kaybettiler. Buna rağmen TSK, ülkenin uzun vadeli çıkarları söz konusu olunca, gerçekçi bakıyor ve duyarlıkları da dengeleyecek yaklaşım benimsiyor.

Siyasiler sınıfta kalıyor, asker sınıf atlıyor.

BU KAVGADAN BARİ KIBRIS'I KURTARALIM

MHP'nin bundan sonra nasıl hareket edeceği anlaşıldı.

Türkiye'nin önünü tıkayan sorunlarda , “Milliyetçilik-Vatan-Millet” sloganlarıyla kılını kıpırdatmayacak. Oy tabanını tatmin edebilmek için elinden geleni yapacak.

Oysa önümüzdeki birkaç ay içinde, belki de İdam ve Kürtçe sorunlarından daha önemli ve ivedi bir başka konunun, Kıbrıs'ın bir çözüme bağlanması gerekiyor. İdam ve Kürtçe belki ertelenebilir. Gelecek seçimlerden sonraki koalisyonlara bırakılabilir. Yıl sonundaki Kopenhag doruğundan, AB ile katılma müzakereleri için tarih alınamama pahasına, konu ileriye atılabilir. Zararı büyük olmasına rağmen, bağrımıza taş basılır ve beklenebilir. Ancak, Kıbrıs'ta durum farklı.

Kıbrıs için kesin bir tarih var.

Bu yılın en geç Ekim-Kasım aylarına kadar ya birçözüm bulunacak veya Kıbrıs kaybedilecek. Belki bir süre için, Kuzey Kıbrıs kaybedilmeyecek ve Türk mevcudiyeti devam edecek, ancak uzun vadede Kıbrıs için Türkiye çok daha büyük bir fatura ödeyecek. (Bu faturanın ne olacağını, önümüzdeki yazılarımda anlatmaya çalışacağım. MAB)

“Kıbrıs, Türkiye için çok daha önemli” dememin altında da şu iki gerekçe yatıyor;

- Kıbrıs, ülkenin önündeki en büyük Uluslararası engellerden biridir. Bu engel kaldırılmadıkça, Türkiye ne AB'ye katılabilir, katılmaktan vazgeçse dahi, uluslararası alanda rahat edebilir. AB randevusunu kaçırmış, ancak Kıbrıs'ı çözmüş bir Türkiye daha rahat nefes alabilir. Hem Kıbrıs'ı çözememiş, hem de AB trenini kaçırmış bir Türkiye ise nefes alamaz.
- Kıbrıs'ta çözüm bulmuş bir Türkiye Kopenhag kriterlerine uyumda biraz gecikse dahi, yıl sonunda Kopenhag doruğundan, katılım müzakerelerinin ne zaman başlayabileceği yolunda (kesin bir tarih olmasa bile) bir perspektif alabilir.

Son haftalarda AB çevreleriyle konuşmalarımda, Kıbrıs'ın giderek ön plana çıktığını hissetmeye başladım. Haftalar geçtikçe, AB sıkışıyor ve çözümsüzlüğün çok pahalıya mal olacağını görüyor. Bundan dolayı, Ankara'ya farklı bakıyor. Kopenhag kriterlerine uyumun –gecikse bile- eninde sonunda gerçekleşebileceğini, ancak Kıbrıs treninin bir daha yakalanamayacak şekilde kaçacağını vurguluyorlar.

MHP kurmayları acaba bunu düşünüyorlar mı?

AB konusundaki katı tutumlarını, Kıbrıs konusuyla dengelemeyi mi planlıyorlar.

Bilemiyorum.

Bildiğim bir şey varsa, MHP artık bir seçim yapmak zorundadır. Her konuda istediği gibi hareket edemeyeceğine göre, Kıbrıs tutumunu yeniden değerlendirmesi gerekmez mi?


Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…