Mehmet Ali Birand
 
DEMİRKOL’UN ALINMASINA HİÇ GEREK YOKTU...
 
 

DEMİRKOL’UN ALINMASINA

HİÇ GEREK YOKTU...



Geçen hafta, spor yazarlarının yazdıklarından pek bir şey anlayamadığımı, buna karşılık, siyaset bilimcisi Hasan Cemal’in özellikle son Avrupa Kupası yazılarını ve Rıdvan Dilmen’in de maç yorumlarına bayıldığımı yazmıştım.

Milliyet’in başarılı yazarlarından Mehmet Demirkol, 17 haziran tarihli makalesinden anladığım kadarıyla alınmış. Kendi üstüne almamış, ancak genel olarak spor muhabir ve yazarlarını savunurken, “İçimizde iyisi de var, kötüsü de. Ancak tümünü reddediş, yok sayma doğru mu? “diye soruyor ve “Ben de Birand’ın yerine Yiğiter Uluğ’un haber sunmasını isterim. Gusto katılmış olur” diyor.

Mehmet Demirkol’a önem verdiğim için, bir açıklama yapmam gerekti.

Herşeyin başında, ben bir genellemede bulunmadım.Spor yazarlarının tümü kötüdür diye birşey söylemedim. Üstelik, genelleme yapmaktan da nefret ederim. Sadece o kadar profesyonel ve o kadar teknik yazılar yazıyorlar ki, normal bir vatandaş tam anlayamıyor, Hasan Cemal ise, bizim seviyemizde yazdığı için tadına varılıyor, demek istemiştim.

Ayrıca, Yiğiter Uluğ’a benden selam, aman ne olur gelsin hemen yerimi bırakayım. Bu konuda da hiç kompleksim yoktur. 


Yanlışlık yaptımsa, özür dilerim...







MESUT YILMAZ’IN KEYFİ

ÇOK YERİNDE

Mesut Yılmaz ile uzunca süredir birlikte olamamıştık.

Dış görünüşü son derece ciddi, kelimeleri seçerek ve yavaş yavaş konuşan bir görüntüsü vardır. Ancak onu yakından tanıyanlar, son derece esprili, neşeli olduğunu, konuşmasının  da hiç öyle yavaş olmadığını bilirler.Ayrıca, bir süre Başbakanlık yapmış, büyük bir partinin liderliğinde bulunmuş, etrafını saran kalabalıklarla dolaşmaya alışmış, ancak sonradan pozisyonunu kaybetmiş, nice lider gördüm. Hiç biri yeni durumunu, Yılmaz kadar doğal veya kompleks yapmadan taşımamıştır.

Strasbourg’da Avrupa Parlamentosundaki konuşmasından sonra eski anıları tazeledik ve geleceği konuştuk. Belli ki, kapısını çalan çok kişi var. Ancak henüz bir değerlendirme yapmanın erken olduğuna inanıyor. Siyasetteki boşluk onu da düşündürüyor. Zira birileri çıkıp, Akp dışında yeni alternatifler üretmek üzere harekete geçecektir.

Yılmaz’ı göreve çağıranlar var.

Ancak dikkat ettim, gelişmeleri gerçekçi bir bakışla yorumluyor. Sorunu çözebilmek için liderlikten çok bir hareket başlatılmasının daha doğru olacağına inanıyor. Ne olursa olsun, politika insanın içine girince bir daha kolay kolay çıkmıyor.






TATVAN’DAN

İMDAT MESAJI VAR


Tatvan Kaymakamı  Osman Hacıbektaşoğlu’ndan bir mesaj aldım. Çığlık atıyor ve “yardım edin” diyor. İçimizdeki hayırseverler bir araya gelse, yüzlerce gencimizi kurtarabiliriz. İşte çığlık dolu mesaj:


Tatvan ilçemiz merkezinde 5 Lise, 20 Merkez İlköğretim Okulu, 3 Bağımsız Anaokulu, 2 Yatılı İlköğretim Bölge Okulu ve 44 Köy İlköğretim Okulu mevcuttur. Bu okullarımızda (anaokul ve sınıflar dahil) toplam 18.988 öğrenci eğitim ve öğretim görmektedir.


300 kişilik Kız Yurdu

İlçemiz Ortaöğretim Kız Yurdunun olmayışı, okullaşma oranını ciddi anlamda düşürmektedir. İlköğretimi bitiren kız çocukların ortaöğretime devam etmesi için ilçede 300 kişilik bir Kız Öğrenci Yurdu’nun inşa edilmesi büyük önem arzetmektedir.


Gençlik Merkezi 

Lise öğreniminden sonra, üniversiteye yerleşme imkanı bulamayan yaklaşık %85’lik işsiz genç nüfus zamanlarının büyük kısmını internet kafe, kahve ve oyun salonlarında harcamaktadırlar.  Bu anlamda ilçemizin acilen bir Gençlik Merkezine ihtiyacı vardır.


İlçe merkezinde bulunan ilk ve ortaöğretim okullarımızın bilgisayar ve laboratuarlarının birçoğundaki bilgisayar, demode olmuş ve artık güncel işletim sistemleri ile programları kaldıramayacak durumda, halen Windows 95-98 ve daha alt gruplardaki işletim sistemleri kullanılmaktadır. Okullarımız için en az Windows XP işletim sistemini kullanabilecek durumda 600 adet bilgisayara ihtiyacımız vardır.


İlçemiz merkez İstasyon İlköğretim Okulu (12 derslik) ile Tuğ İlköğretim (32 derslik) Okulları, öğrenci kapasiteleri bakımından ilçedeki en kalabalık mahallere hitap etmektedirler. Ancak binaları kullanılamaz durumda olup ihtiyaca cevap vermemektedir. Bu iki okulumuzun mutlak surette kendi  arsaları üzerinde yeniden inşa edilmelerine ihtiyaç vardır.


Lütfen bize yardımcı olun...




BİR ÖYKÜ BİR ROMAN…


Taki Akkuş’un bir roman bir de öykü kitabı var elimde; Koçgiri ve Umut Yalan. Sarissa Yayınları’ndan çıkmış (0 216 38483 34) Koçgiri bir belgesel niteliğinde ama bakış açısı ile bir romana dönüşüyor. Ermeni sorununa farklı bir noktadan bakmış. Öykü kitabı ise, yalın bir dille feodalizmin çözülüşünü anlatmaya çalışmış. İki kitap da ilginç…















Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…