YARGININ İLK GÖREVİ
DEVLETİ KORUMAK...
Başından geçenler yakından bilirler, Türk yargısı bireylerden çok devleti korur. Yargıçlarımızın eğitimi böyledir.
Devlet kutsanır.
Haksız dahi olsa, devlet kollanır. Devletin taraf olduğu ve Cumhuriyet’in ilkeleri (etnik sorunlar ve laiklik) , güvenlik sorunları, hatta dış politika konularını kapsayan davaların büyük bölümünde Devlet kayırılır. Çok büyük haksızlıklar değil de, göz ardı edilebilinecek noktalarda, yargıcın tercihi bireyi değil, devleti kollamak olur.
Hele akçeli davalarda, durum daha da ciddidir. Devletin haksız tutumları dahi görmezden gelinebilir. Bireyler hırsız, Devlet namuslu muamelesi görür.
Geçen haftaki 32.GÜN programında emekli Başsavcı Vural Savaş, bu genel yaklaşımı hiç saklamadı. Yargıçların Devletten yana tutum almalarını doğal da karşıladı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi eski yargıçlarından Rıza Türmen de, yazılarında ve konuşmalarında hep aynı saptamaları yapar. Yargıçlarımızdaki genel refleksin devletten yana olduğunu, buna karşılık Avrupa yargıçlarının ise, bireyi devlete karşı korumayı ön plana çıkardıklarını söyler.
Gerçekte budur.
Bundan hareket edip, yargıçların, hangi dava olursa olsun, içeriği ne olursa olsun devletten yana karar verdikleri anlamını da çıkarmamak gerekir. Tümüyle genelleştiremeyiz. Ancak, eşit durumlarda tercihlerin devletten yana geliştiğini de bilelim.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|