BİZ ??ZEMEZSEK, KUCA?IMIZDA
BİR ARABULUCU BULUVERİRİZ
Fransız Le Monde ve dünya çapında en çok okunan ingilizce? İnternational Herald Tribune gazetelerinde iki gün önce tam sayfa ilanlar yayınlandı.
Fransa?da faaliyet gösteren ve genelde ciddiye alınan Kürt Enstitüsü tarafından verilmi? bir ilan.
Avrupa ülkeleri ve Amerikan hükümetleri ile dü?ünürleri ve Uluslararası kamuoyuna bir ça?ırıda bulunuluyor.
Temel amacı, Kürt sorununa dikkat çekmek.
PKK?nın silah bırakması gere?ine de dikkat çeken bu bildiri, bunun gerçekle?ebilmesi için, yeni anayasada Kürt varlı?ının yasal olarak tanınması, Kürtçe?nin ba?ta e?itim olmak üzere, ileti?im organlarında serbestçe kullanılması, siyasi af çıkarılması , köy koruculu?u sisteminin da?ıtılması, 1990?larda bo?altılan 3 .400 köyün yeniden in?ası? ve eski Kürt isimlerin geri verilmesi gere?inin üzerinde duruyor.
Final mesajı ise özetle ?öyle:
? ...Türkiye?de çok sayıda yazar, dü?ünür ve aydın Kürt sorununun çözümü için çaba harcıyor, ancak sonuç alamıyor...Bundan sonra da bir sonuç alamayacakları ortada. Bu durumda atılacak en do?ru adım, Uluslararası prestiji olan bir ki?iyi arabulucu olarak atamaktır...?
Bildiride, bir adım daha atılarak, her biri di?erinden tanınmı? ve saygın arabulucu adayları dahi ortaya konuyor.
Bernard Kouchner (Fransa eski dı?i?leri bakanı),Tony Blair (İngiltere?nin eski ba?bakanı), Marrti Ahtisari (Eski Finlandiya Cumhurba?kanı) , Felipe Gonzales (Eski İspanya Ba?bakanı) örnek gösteriliyor. Bu isimler Uluslararası kamuoyunun çok iyi tanıdı?ı ve daha önce İrlanda, Bask, Katalan ve Kosova sorunlarında da arabuluculuk rolü oynamı? ve sonuç alabilmi? ki?ilerdir.
Asıl dikkatleri çeken nokta bu dört ismin özellikle üçünün (Blair,Ahtisari,Gonzales) Türkiye tarafından da sempatik bulunmasıdır. ?zellikle Ahtisari, Türkiye?nin Avrupa Birli?ine katılması için özel çaba harcamı? ve ba?kanlı?ını yaptı?ı akil adamlar gurubu, Türkiye?yi bu alanda destekleyen tek kurum olmu?tur.
ARABULUCULUK EN B?Y?K
TEHLİKEYİ OLU?TURUR...
Bence, Kürt sorunuyla ilgili en büyük tehlike i?te budur.
Yani, sorunlar çözülmez veya çözülmesi için herhangi bir çaba harcanmazsa, günün birinde bir de bakarsınız, bir yerlerden arabuluculuk önerileri çıkmaya ba?lar.
Bu açıdan bakıldı?ında, Kürt Enstitüsünün bildirisi son derece önemli ve Türkiye açısından da en tehlikeli bir geli?menin ilk fitilini yakmaktadır.?
E?er ortada? kan dökülen bir sorun varsa, bu sorun bölgedeki di?er ülkeleri de etkiliyorsa ve de muhataplardan biri hiç kıpırdamıyorsa, arabuluculuk çalı?maları derinden derine ba?latılır.
Hemen harekete geçilmez.
Beklenilir ve bir gün aynı öneri bu defa Sivil Toplum ?rgütleri tarafından ortaya atılır. Ardından hükümetler düzeyinde konu?ulur. Sonunda da Birle?mi? Milletler veya Avrupa Konseyi- Avrupa Parlamentosu gibi Uluslararası kurulu?lardan öneriler gelir.
? Biz kabul etmezsek kimse arabulucu olamaz? da diyemezsiniz.
Sizi öyle bir anda, öyle yakalarlar ki HAYIR diyecek zaman dahi bulamazsınız.
Arabuluculuk müessesesi de çok risklidir.
Unutmayalım ki, ne kadar sizden yana veya sizi anlayan bir arabulucu bulunursa bulunsun, bu ki?i her iki tarafı tatmin edebilmek için, sizin açınızdan hayati önemdeki bazı noktaları göremeyebilece?i gibi, görmekte istemeyebilir.
İ?te böylesine zor bir duruma dü?mek istenmiyorsa, uzunca bir süredir beklenmesine ra?men, bir türlü harekete geçirilemeyen, Kürt sorunu paketine e?ilmek ve hareketlenmek gerekmektedir.
Alarm zillerinin çalması gerekti?i bir döneme giriyoruz.
Yine unutmayalım ki, Kürt sorunu giderek bizim inisiyatifimizden de çıkmaktadır. Artık Irak nedeniyle, Amerika da bu sorun ile yakından ilgilenmek durumundadır...Avrupa, Türkiye?nin adaylı?ı ve kendi topraklarında ya?ayan Kürtler nedeniyle, sorunun bir parçasıdır.
En do?ru yakla?ım , biran önce geli?meleri ciddiye almak ve siyasi-ekonomik-kültürel paket üzerindeki çalı?maları ba?latmaktır.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|