AB konusunda kimi çevreler ciddi görü? ve çekinceler, kimileri ise, paçalarından cehalet akmasına, abuk sabuk konu?malarına ra?men kö?e yazılarında veya TV'lerde görü? (!) açıklıyorlar. Giderek de komikle?iyorlar.
Avrupa Birli?i konusunda tam bir sa?ırlar diyalo?u ya?anıyor.
Bazı kodaman politikacılar, i? adamları, kimi büyük sıfatlı sözde bilim adamları, bazı emekli askerler ve her?eyi en iyi bilen bazı kö?e yazarları zaman zaman öyle görü?ler açıklıyorlar ki, insan kulaklarına inanamıyor.
40 yıldır birlikte ya?adı?ımız Avrupa hakkında hiçbir?ey bilmedikleri ortaya çıkıyor. Cehaletleri paçalarından dökülüyor. Hele bazıları öylesine gerekçeler üretiyorlar ki, komik dahi sayılamayacak derece ilkel oluyorlar.
Bunlara gülüp geçmekten ba?ka çare yok.
Ne yazık ki, bunların abuk sabuk görü?leri, özellikle bir kesit ?niversiteliler, yarı cahil kesimler tarafından ?do?ruymu?? gibi algılanıyorlar. Ciddi biçimde inanılıyor.
Bu konuda yapılabilecek pek bir?ey yok.
Bu grubun dı?ında ciddi yakla?ımla çekincelerini ve varsayımlara dayanıp görü?lerini açıklayanlar var. Aralarında önemli stratejistlerin, askerlerin, bilim adamlarının ve bazı kö?e yazarlarının bulundu?u bu kesim, bazı ortak konularını ısrarla tekrarlıyorlar.
Ben bu görü?lere katılmıyorum.
Okurlarıma bu çekincelere kar?ıt görü?lerimi toplu halde özetlemek istiyorum.
1. AB S?REKLİ YENİ ?D?NLER İSTİYOR
Sık sık rastlanan bir söyleme göre ? Avrupa Birli?i Türkiye'den sürekli ödün istiyor ve istekler listesine sürekli yeni ödünler ekliyor.?
?ok yanlı?.
AB, Türkiye'den sadece Kopenhag Kriterlerine uyum sa?lamasını istiyor. Bunlar ?ödün? olarak nitelendirilemez. Bizim katılma talebinde bulundu?umuz bir Toplulu?un kurallarıdır. Aday olan her ülkenin kabul etmek zorunda oldu?u ko?ullardır.
AB bu çerçevenin dı?ına çıktı?ı ve ek isteklerde bulundu?u taktirde, Türkiye'nin itiraz etme hakkı vardır. Avrupa parlamentosu veya Komisyon'un dı?ındaki ba?ka çevrelerden çıkan seslere önem verilmemelidir. Bu sesler hep çıkacaktır ve direnmek, itiraz etmek Türkiye'nin elindedir.
2. M?ZAKERE EDELİM, TESLİMİYET?İ OLMAYALIM
En çok duyulan görü?lerden biri ?AB ile di?e di? müzakere edelim. Her ?eyi kabul eden, te?limiyetçi yakla?ımı reddedelim. Gireceksek onurumuzla girelim? dir.
?ok haksız ve yanlı? bir yakla?ım.
Kopenhag Kriterleri (idam, anadilde yayın, ö?renim hakkı, dernekle?me ve fikir özgürlü?ü vs..) müzakere edilemez. Bu kriterlere aynen uyulması gerekmektedir. Nasıl, her Türk vatanda?ı olmak isteyen ki?i, Türk anayasasanı müzakere edemez ve aynen kabul etmek zorundaysa, Kopenhag Kriterlerine de uyum ?arttır.
Sadece, bu Kriterlere hangi sürede uyum gösterebilece?imizi müzakere edebiliriz, o kadar. E?er buna ra?men ?hayır, bizim özel durumumuz var. Biz sizin demokrasi kurallarınızı uygulayamayız. Bu kuralları bize göre de?i?tirin? dersek alaca?ımız yanıt ?Bu kriterler bizim ortak de?erlerimizdir. E?er beceremeyecekseniz, o zaman aramıza gelmeye kalkı?mayın? olacaktır.
Asıl böyle bir durumda onurumuz kırılmalıdır.
Türkiye için asıl müzakere, katılma görü?meleri ile birlikte ba?layacaktır. Orada da onurumuzun kırılmasını istemiyorsak, ?imdiden dosyalarımızı iyi hazırlayalım. İyi müzakereciler bulalım. Aksi halde, sadece onurumuzu de?il, paramızı da kaybederiz.
3. ZATEN ALMAYACAKLAR NEDEN UYALIM?
En sık rastlanan di?er bir görü?te ?udur:
?Avrupa Birli?i'nin Türkiye'yi alma niyeti yoktur. Ekonomik, Sosyal, Politik ve Stratejik nedenlerle alması da imkansızdır. O zaman kendimizi neden sıkıyoruz?.
Bu görü?, Uluslarararası gerçeklerle uyu?mamaktadır.
- AB, Türkiye'nin kurallara uydu?u anda tam üye olabilece?ini resmen bildirmi?tir ve bu sözünden hiçbir ?ekilde dönemez. Bizler AB'yi kendimiz gibi bildi?imiz için böyle dü?ünüyoruz. Yani verilen sözlerden kolaylıkla ve sudan gerekçelerle vazgeçebilece?ini sanıyoruz. Do?rudur, AB Türkiye hakkında henüz karar verememi?tir. Türkiye'den korkmaktadır. Türkiye onlar için çok büyük, çok kalabalık, çok fakirdir. Ancak bir defa söz verilmi?tir ve Türkiye ko?ullara uydu?u anda -istemeseler dahi- içlerine almak zorunda kalacaklardır. Onları zorlamak ve reddedemeyecekleri noktaya getirmek bizim i?imizdir.
- AB, Türkiye'ye her türlü zorlu?u çıkaracaktır. Buna ra?men, Türkiye Avrupa'da hakkı olan yeri alabilir. İngiltere, AB'ye girebilmek için yıllarca mücadele etmi?, iki defa Fransa'nın vetosuyla kar?ıla?mı?, yine de vazgeçmemi? ısrar etmi?tir. Sonunda da istedi?ini elde etmi?tir.
- Türkiye'nin eksikleri ve AB tarafından dezavantaj olarak görünen ekonomik, stratejik, sosyal, politik sorunları vardır. Ancak bunlar AB'nin dü?ünmesi gereken sorunlardır. Asıl ?teslimiyetçilik? bizim, kendi açıklarımızı iç politika unsuru olarak kullanmamız de?il midir?
- Kopenhag Kriterleri, AB'den çok Türkiye'nin iç barı?ı için kaçınılmazdır. AB'ye girilmese dahi, Türkiye er veya geç bu Kriterleri kendi vatanda?ları için uygulayacaktır. Dolayısıyla bunlara ?ödün? gözüyle bakılamaz.
4. AB TRENİ KA?MAZ, ACELE ETMEYELİM
Di?er bir söylem, Türkiye'nin bo? yere acele ettirildi?i, AB treninin kaçmayaca?ı, Kopenhag Kriterlerine kendi ko?ullarımızı düzelttikten sonra uyum sa?lamamızın daha do?ru olaca?ıdır.
Bu görü?ün bir yanı do?ru, öbür yanı ise çok risklidir.
Do?rudur, AB treni kaçmaz.
E?er 20-30 yıl sonra bu trene binmek istiyorsak, trenin kaçmayaca?ını söyleyebiliriz. Ancak gerçekler farklıdır.
AB, bu yıl sonunda 10 adayı tam üyeli?e kabul edecektir. 2004 yılında da, müzakerelerini tamamlayabildikleri ve ko?ullara uyabildikleri taktirde, geriye kalan Bulgaristan ve Romanya'yı da alacak ve kapılarını kapatacaktır. Geriye ise, sadece henüz katılma müzakerelerini dahi ba?latmamı? olan Türkiye kalacaktır.
Yeni bir geni?leme için bu kapıların tekrar açılması en az 15 yıl sürecektir.
İ?te Türkiye'nin kaçırmak istemedi?i tren, bu defaki geni?lemedir. Kapılar kapatılmadan önce müzakerelere ba?lamaktır. Müzakerelere ba?lanırsa 8 yıl içinde tam üyelik gerçekle?ebilir.
Aksi halde, Türkiye'nin bu yıl katılma müzakerelerinin ba?layaca?ı tarihi alamazsa, kapıların açılması için 10-15 yıl beklemek ve bugünkü gibi 15 ülkeden de?il, ilerde 25 ülkeden vize almak zorunda kalacaktır.
Tren kaçmayacak, ancak Türkiye'nin tam üyeli?i yakla?ık 2030-2040'larda gerçekle?ebilecektir. Yani Türkiye onca zaman, ki?i ba?ına 3 bin dolar ile 2 inci lig'de oynayan, Amerikanın piyadesi durumuna dü?mü? ve ilginçli?ini, gücünü kaybetmi? bir duruma dü?ecektir.