İLETİŞİMCİLİĞİN ALTIN
KURALI UNUTULDU...
44 yıldır iletişimciyim. Bu işin nasıl yapıldığını biliyorum. Hayatımın büyük bir bölümü Avrupa ve Amerika’da, iletişim savaşları arasında geçti. Malını satmak isteyenlerin nasıl ince taktikler uyguladıklarının tanığıyım. Zira propagandalarını bizlerin üzerinde uyguladılar. Soğuk Savaş döneminde NATO’nun ve Sovyetler Birliği’nin örneklerinden, bugüne kadar ki ince iletişim mücadelelerine kadar her dönemi yaşadım.
Kimseye ders verme niyetinde değilim.
Ancak şu yemek olayı, tam anlamıyla hatalı bir yaklaşımla ele alındı. Eğer amaç, Başbakan’ın görüşlerinin kamuoyuna en sağlıklı ve olumlu şekilde yansıtılması idiyse, yanlış bir tutumla olumsuzlaştırıldı.
Başbakan’ın yemekte söylediklerinde büyük bir devlet sırrı yok. Belki içlerinde bazı bölümlerinin yazılmasından rahatsızlık duyulabilir. Ancak unutmamak gerekir ki, 15 kişi civarındaki böyle bir yemekteki sohbetin dışa sızmaması diye bir şey olamaz. Bugün sızmasa iki gün sonra sızar. Üstelik bölük pörçük ve herkesin bir tarafa çekebileceği şekilde yayılır.
Bazen siz istemeseniz dahi, sızmalarla karşılaştığınızda bakarsınız, imajınız nasıl yansıtılmış ? Mesajlarının sizin ağzınızdan ve tırnak içinde verilip tümüyle size mi mal edilmiş, yoksa genelleştirilmiş mi...
Eğer bu sızma olayı sizi haksız şekilde zedelemiyor, yaralamıyorsa o zaman görmezden gelir veya iki satırlık bir açıklamayla “...Basına yansıyan sözlerin Başbakanın ağzından yazıldığı şekilde çıkmadığı ve Başbakanın vizyonunu tam anlamıyla yansıtmadığını...” söyler ve susarsınız. Boş yere karşı cepheyi zedelemezsiniz.
Anlaşılan, iletişimciliğin bu altın kuralları henüz Ankara’ya ulaşabilmiş değil.
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|