Mehmet Ali Birand
 
Kendine güvenirsen oluyormuş...
 
 
Türk Milli Takımının başarısı hepimize ders olmalı. “Biz başaramayız, yapamayız” yerine “yapacağız, başaracağız” deyip kendimize inanırsak yolun yarısını alıyoruz. Futboldaki mucize AB konusunda neden olmasın?

Bekliyor muydunuz?

Hayır.

Milli takımın ilk turdan çıkabileceğine dahi inananımız azdı. Kendi kendimizi “canım, Dünya Kupasına katılmak bile onurdur” diye avutuyorduk. Teslimiyetçiliği, kendine güvensizliği sergiliyorduk.

Ne oldu?

Sadece tur atlamadık, çeyrek finale kadar çıktık. Hem de, karşı tarafla uğraşacağımıza, daha fazla kendimizle itişme pahasına bu noktaya geldik.

Demek ki oluyormuş.

Demek ki, kafamızdaki sınırları yıkıp, kalıpları kırıp, kendimize güvendik mi, yolun yarısını geçebiliyormuşuz.

“Büyük Türkiye” lafını sloganda değil, somut başarıda taşıdık mı bir anlam çıkıyor.

Aynı durum AB için de geçerli değil mi?

“Bizi zaten almazlar ki… Biz zaten yapamayız ki…” sözlerini bir yana bırakıp, kendimizi hedefe kilitlersek başarırız.

Haydi Türkiye…

* * *
İNAT ETMEYİN, SEÇİME GİDİN…

Piyasaların nabzını biraz tutabiliyorsanız, ülkenin önündeki tarihi ve kritik sorunları (Kıbrıs ve AB) biraz görebiliyorsanız, alarm zillerini duymamazlık edemezsiniz.

Doların üzerindeki baskı giderek artıyor.

Borsa sürekli düşüyor.

Bu iki işaretin ne anlama geldiğini küçük çocuklar dahi biliyor.

Şimdi kalkıp “koalisyon arslan gibi ayakta duruyor. Zaten kararı Ecevit'e bıraktık. O ne zaman isterse, o zaman seçime gideriz” diyemezsiniz. Üstüne üstlük bu şekilde 10 ay daha (Nisan 2003'e kadar ) devam edemezsiniz. Zorlamaya da artık hiç gerek yok.

Zira bu koalisyonun bugünkü haliyle Kıbrıs konusunda uzun vadeli politikalar üretecek, vizyona dayanan çözümler getirecek veya batı başkentlerini dolaşıp, Türk bakışını anlatacak ne hali, ne de niyeti var. Kıbrıs'ta hiçbir şey yapmadan nehiri geçmeye çalışıyor. Böyle giderse, nehiri bırakın derede boğulup yok olabileceğini bile düşünmüyor.

İyisi mi, erken seçime gidelim de, çözümü ertelemeyi siyasi bir gerekçeye bağlayalım. “Bizde çözüm istiyorduk, ancak ne yapalım ki, seçime gitmek zorunda kaldık” diyerek zaman kazanalım. “Kıbrıs Türktür ve Türk kalacaktır” gibi, hiçbir Uluslararası pazarlıkta kullanılamayacak olan bir tezi savunmak yerine, her politikacının anlayacağı “erken seçim” gerekçesinin arkasına saklanmak daha akılcı olur.

AB İŞİNİ DE SEÇİME YÜKLERİZ

Aynı şekilde, AB uyum yasalarını hemen çıkartmaktan da kurtuluruz. Zira idam olsun, ana dilde yayın ve öğrenim hakkı olsun, Kopenhag kriterlerine uyum sağlayabileceğimiz konusundaki inancım giderek azalıyor.

Yüzümüze gözümüze bulaştırdık. İç politika yapma pahasına, güzel bir olanağı kullanamama noktasına giderek yaklaşıyoruz.

İyisi mi, bunları da erken seçim gerekçesine bağlarız. İdam cezasında ısrar eden, ana dil hakkını vermeyen, yani çağdaşlaşmak istemeyen bir ülke olduğumuzu dünyaya göstermek yerine, durumu idare ederiz. “Erken seçime gitmek zorunda kaldığımızdan dolayı, uyum yasalarını çıkaramadık” diye AB'yi uyuturuz.

İnanacaklarını hiç sanmayın.

Ancak, buna rağmen renk vermeyeceklerdir. Zira onlar da memnun olacaklar. Böylece, Aralık ayı sonundaki Kopenhag doruğunda Türkiye'ye tarih verme zorunluğundan kurtulacaklar. Hem de hiç risk almadan, kötü kişi olmadan bu sonuca erişecekler.

Kıbrıs'ı AB'ye tam üye yapacaklar, Türkiye ile müzakerelerin başlama tarihini en az 10-15 yıl ileriye atacaklar.

Türkiye, hem Kıbrıs'ta hem de AB'deki kayıplarının ne kadar olacağının farkına varmadan yuvarlanıp gidecek.

EKİM'DE BİR SEÇİM ÇOK ŞEYİ DEĞİŞTİRİR

Ülkeyi bu durumdan sadece Ekim ayındaki bir erken seçim kurtarabilir.

Ekonomi, Kıbrıs ve AB konularında yeni bir görev almış hükümet görev başına gelir ve yılbaşına kadar ki dönemde gereken adımları atabilir. Trenin son vagonuna ancak bu şekilde binebiliriz.

Aksi halde herşeyi unutun.


Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…