FRENİ PATLAYAN
TAŞ KAMYONU GİBİYİZ
Toplumları harekete geçirmek kolaydır. Ancak, durdurmak zordur. Bu tip olayları yokuş aşağı inerken freni patlayan taş dolu bir kamyona benzetebilirsiniz. Yavaş yavaş inerken, birden hızlanır ve gittikçe hızı artar. Yokuşun sonunda tümüyle kontrolden çıkar. Karşısına çıkan bir duvara veya başka bir araca öylesine çarpar ki, her yanı dağılır. Paramparça olur...
Türkiye bugün, yokuşun tepesinden aşağıya yavaş yavaş inen, henüz frenleri tutan bir taş kamyonuna benziyor. Sırtındaki yük çok fazla ve zorlanıyor. Eğer şoför veya yolun etrafındakilerden biri yanlış bir hareket yapar veya sırtına biraz daha yük binerse, frenler dayanamayabilir.
İşte o zaman ayıklayın pirincin taşını...
Direksiyonda Başbakan oturuyor.
Bir ara kamyona öylesine sert virajlar aldırdı ki, hepimiz korktuk. Hala da korkular dağılmadı.
Aynı şekilde, kamyonu ve şoförünü zora sokmak isteyenler de arabayı devirme pahasına ellerinden geleni yapıyorlar.
Kimse, “Ateşle oynamayalım. Gelin hep birlikte frene basalım ve bir süre derin nefes alıp duralım” demiyor. Yolun sonundaki duvara çarpınca ne hale gelineceğini düşünen yok.
Dışardan bu tip önerilerde bulunmanın veya akıl vermenin çok kolay, siyasetçilerin dünyalarının ise çok farklı olduğunu unutuyoruz. Ancak yine de, bu gidişin böyle sürmesi durumunda nelerle karşılaşılabilineceği ortada. Eğer bizler görebiliyorsak, siyasetçinin, bilim adamlarının ve medyanın da görmesi gerekmez mi?
Ben, açıkçası korkuyorum.
Kamyonun altında kalacaklardan biriyim. Belki sizler de kalacaksınız. Olayın siyasi enkazı olmasa bile, ekonomik yıkıntıdan hepimiz payımıza düşeni alacağız.
Eminim, bu tip uyarıları kimse dinlemek istemiyor. Şanslıysak frenler dayanır, yoksa Allah sonumuzu hayırlı etsin...
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|