Mehmet Ali Birand
 
RUSYA, TÜRKİYE İÇİN AB KADAR ÖNEMLİDİR
 
 

RUSYA, TÜRKİYE İÇİN

AB KADAR ÖNEMLİDİR

 

Hiç unutmam, 21 yıl önce ilk defa Moskova hava alanına indiğimde korku içindeydim. Soğuk savaş rüzgarlarının estiği bir dönemdi. Biz NATO’cu, yani Kovboy, onlar ise Kızılderiliydiler. Biz iyi, onlar kötüydü ( ! )

 

Beyinlerimiz yıkanmıştı. Komünist ideoloji en büyük tehlike olarak gösteriliyordu. Ben de ilk defa Şeytanlar İmparatorluğuna adım atıyordum. Sanki içeri girildi mi, bir daha çıkılamazmış gibi bir his içindeydim.

 

Pasaportumu alan polis uzun uzun gözümün içine bakıp, pasaporttaki resimle aynı kişi olup olmadığımı incelerken, sanki bir düğmeye basıp KGB ajanlarını çağıracak ve beni tutuklattıracaktı. Bir daha gün yüzünü göremeyeceğimi sanmıştım. Otelimde gizli mikrofonlar arar, sokakta yürürken takip edilip edilmediğimi kontrol ederdim.

 

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği (SSCB) müthiş güçlü, Batı’nın sadece kötülüğünü isteyen bir imparatorluk gibi görülürdü. Ancak, ilerleyen yıllarda, sürekli gittikçe bütün kavramların ne kadar aldatıcı olduğunu görmeye başladım.

 

Onların da bizden korktuklarını, sırf korunmak için etraflarına bir demir duvar ördüklerini, Amerikalıların tanıttığı gibi kötülükler imparatorluğu olmadıklarını,  yine ileri sürüldüğü gibi son derece güçlü bir sistem kuramadıklarını, dükkanlardaki kuyrukların kıtlık olduğu anlamına gelmediğini, Rus insanın son derece sevecen ve ailesine düşkün olduğunu, gümrük kapısındaki polisin de sırf bir kimlik denetimi yapmak için beni süzdüğünü (nitekim bugün de aynı şekilde süzüyorlar), eğer casusluk veya yasa dışı bir iş yapmıyorsanız sizi kimselerin izlemediğini, zaman içinde anladım.

 

O yıllarda Moskova’ya sık sık giderek, Ruslarla konuşarak, hayatı onlarla paylaşarak gördüğüm bu farklılıkları bugün birer gerçek olarak hep  birlikte yaşıyoruz.

 

Ancak doğrusunu söylemek gerekirse, SSCB’nin dağılabileceğini, Varşova paktının böylesine kolay, çabuk yok olabileceğini ne ben ne de başkası düşünebilmişti.  Benim tek farkım, Moskovaya gitmenin dahi fişlenmenize yettiği bir dönemde, Rusya’nın Türkiye açısından ne kadar büyük bir önemi olduğunu görmem ve 32. GÜN programıyla bu izlenimlerimi Türk kamu oyuna aktarma cesaretini göstermekti.

 

Aradan yıllar geçti.

 

Demir perde devrildi, İmparatorluk dağıldı.

 

Tekrar Moskova’ya döndüğümde ise şaşırdım kaldım.

 

Benim tanıdığım alıştığım Rusya gitmiş, yerine bambaşka birşey gelmişti.

 

SSCB döneminde, Moskova bir gazeteci için çok daha ilginç idi. Pravda’nın satır aralarını okuyabilmek, bir Sovyet yetkili ile konuşabilmek, onun dediklerini veya lider konumundaki isimlerin konuşmalarını yorumlayabilmek, özel bir beceri gerektirirdi.

 

Yeni Moskova, belki eskisine oranla çok daha renkli, gece yaşamı çok daha eğlenceli, istediğiniz ürünü çok kolaylıkla bulabiliyorsunuz, ancak bir gazeteci için, herhangi bir batı başkentinden farksız. Eski tılsımı kalmamış.

 

TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER

HALA ÖNEMLİ, HALA ÖZENSİZ

 

Rusya’yı, en kötü ve en güç dönemlerde, Türk kamu oyuna ilk tanıtan gazetecilerden biri olarak, iki ülke arasındaki ilişkilerin ne denli önemli olduğunun bilinciyle hareket etmişimdir. SSCB’nin, soğuk savaş döneminde, iki farklı blokta yaşamamıza rağmen, Türkiye’nin sanayileşmesine ne denli büyük katkıda bulunduğunu hepimiz biliriz. Rusya’nın  yeni dönemde Türk özel sektörüne kapılarını açarak ne denli bir katkıda bulunduğunu da halen yaşıyoruz. İki ülke arasındaki doğal gaz anlaşmasıyla ekonomik ilişkilerin daha da gelişeceği açıkça görülüyor.

 

Ancak, eskiden olduğu gibi bugün de benim garibime giden en önemli unsur, Türkiye ve Rusya’yı yönetenlerin, bu ilişkilere gereken duyarlığı göstermemeleridir. Karşılıklı olarak hoyrat bir tutum içindeyiz. Birbirimizi zaman zaman, adeta görmezden geliyoruz. İlişkileri sağlam tutmak için ihtimam göstermiyoruz.

 

Bu çiceği sık sık sulayıp, daha da gelişmesi için fazla bir çaba harcamıyoruz.

 

Eğer Ruslar Çeçen konusunda duyarlıysalar, Türkiye bu duyarlığa gereken dikkati göstermiyor. Türkler PKK veya başka bir konuda duyarlıysa, Kremlin Ankara’nın beklediği mesajları vermiyor.

 

Ancak unutmayalım ki, Rusya yanıbaşımızdaki bir devdir. Hele bugün yaşanan geçiş dönemini atlattıktan sonra, eskisi gibi bölgenin en büyüğü ve en güçlüsü olacaktır. Türkiye ile iyi ilişki içindeki bir Rusya, bize hem ekonomik hem de siyasi yönden muazzam avantajlar sağlar. Türkiye ile kötü ilişki içindeki bir Rusya’nın, bizi rahatsız etme gücü, bizim onları rahatsız etme gücümüzden çok daha fazladır. Aynı şekilde, Türkiye’nin de Rusya’ya olumlu veya olumsuz katkıları çok büyük olabilir.

           

İşte bunları bu çerçeve içinde, Rusya Türkiye için Avrupa Birliği kadar önemlidir. İşki bu gerçeği görebilelim ve benimseyelim.

 

Abdullah Gül’ün Moskova ziyareti bütün bunları aklıma getirdi. 



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…