KİMSE BİZİM BUNU
BAŞARACAĞIMIZA İNANMIYOR
Avrupa’da Türkiye’nin bu işi sonuna kadar götürebileceğine inananların sayısı son derece az.
“Siz bu işin altından kalkamazsınız. Bir süre sonra mutlaka sıkışacak ve bir gerekçe bulup masadan kaçacaksınız.” diyenlere çok rastladım.
Aslında dediklerinde epey bir doğruluk payı var.
Öylesine büyük değişimler yapmak zorundayız ki, buna ne para ne de gönül dayanır. Yarın iş adamları ayaklanmaya başlayacaklar. Ertesi gün meslek odaları, sonraki gün de sendikalar. Hepsi de, çıkarları ve rahatları bozulacağından dolayı bağıracaklar.
Peki, müzakere masasında oturan hükümet desteğini nereden alacak ?
İşte AB’nin TÜRKİYE’YE HAYIR kampanyacılarının en büyük ümidi bu.
Türkiye’deki tartışmaları izledikçe, beklentileri daha da artıyor. Bizim pek fazla dayanamayacağımıza inanıyorlar. Tabii bu arada işi zorlaştırmak için ellerinden geleni yapacaklarından da emin olmalıyız.
Peki, gerçekten durum böyle mi ?
Gerçekten kolaylıkla pes edecek miyiz ?
Ben bu şarkıyı daha önce de dinledim.
1995’te Gümrük Birliği anlaşması yapılırken, aynı sesler çıkmıştı. Türk ekonomisinin dayanamayacağı, büyük iflaslar yaşanacağı ileri sürülmüştü. Sonuç olarak da “Türkiye dayanamaz ve havlu atar” denirdi.
Tam aksi çıktı.
Türk ekonomisi tınmadı bile. Arslanlar gibi rekabete girdi. Bugün gelinilen noktaya bakacak olursak AB kaygılarının ne kadar boş olduğu anlaşılıyor.
Aynı şarkıyı 1999 Helsinki doruğundan sonra da dinlemedik mi?
Hatırlamaya çalışın.
Ne diyorlardı ?
Türkiye’nin Kopenhag Kriterlerine uymasının imkansızlığı anlatılıyor, Kürt sorunundan başlanarak, Kıbrıs’a kadar uzun bir liste çıkarılıyordu. Brükselde kimle konuşsam, bana Türkiye’ nin beklenenleri yerine getirmesinin ne kadar güç olduğunu anlatır ve ardından da “ zarar yok, nasıl olsa çok vaktimiz var, bekleriz “ denirdi.
Türk hükümetleri reformları başlatınca insanların nasıl hayret ettiklerini bizzat yaşadım. Başta Verheugen olmak üzere, herkesin tepkisi aynıydı: Bizi çok şaşırttınız.
O kadar ki, baktılar Türkiye hızla ilerliyor, bu defa “uygulamayı da görmeliyiz “ der oldular. Bizim zayıf yanımızı gördükleri açıkça belliydi.
Bizleri bunlar da durdurmadı.
Şimdi tekrar aynı şarkı piyasaya çıkarılıyor. Belki eskisi kadar güçlü olarak değil, ancak yine de önem veriliyor. Bu defa bir bölüm hala “Türkiye yapamaz, müzakerelerin altından kalkamaz” derken, bir başka bölüm de “böyle diye diye bu günlere geldik. Türkler öylesine hızlı ki, 4-5 yıla kalmaz yine karşımıza dikilir ve müzakereler bitti, hadi bizi alın diyebilirler” şeklinde konuşuyor.
Aslında gerçekten de herşey bizlere bağlı.
Eğer istersek yaparız. 4-5 yılda bu işi bitirebiriz ve AB de engelleyemez.
Bakalım kim haklı çıkacak ?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|