BİRGÜN, ANNAN PLANINI
MUMLA ARAYABİLİRİZ
Bana ne zaman “Kıbrıs’ı tanıyın. Girmek istediğiniz kulübün bir üyesini tanımadan bu işi götüremezsiniz.” deseler fena halde sinirleniyorum. Kan tepeme fırlıyor. Sinir içinde, ağzımı açıp yumuyorum gözümü ve başlıyorum bağırmaya:
“Mantık bunun neresinde? Annan planını siz desteklediniz. Bunun kabul edilmesiyle birlikte sorunun çözümleneceğini siz söylediniz. Türk tarafı size güvendi ve anlaşmayı onayladı. Papadopulos ise referandumda red oyu çıkmasını sağladı. Ardından KKTC’nin yanlızlıktan kurtarılacağını söylediniz. Papadopulos yine vetosunu koydu ve engelledi. Şimdi, Kıbrıs’ın tanınmasını istiyorsunuz. Yani size güvenenler cezalandırılacak ve Papadopulos karlı çıkacak. Hakkaniyete uyar mı ? “
Bu tepkiyi, resmi yetkilisinden en basit vatandaşa kadar , hemen hemen bütün Türkler gösteriyorlar. Hepimizin aldığımız yanıtta şöyle oluyor:
“Uluslararası ilişikilerde hakkaniyet yoktur. Oyunu kim daha iyi oynarsa o kazanır. Rumlar referandumda Annan planını reddetti. Sizde bu olasılığı daha önceden görseydiniz ve anlaşmayı bu kadar geciktirmeseydiniz. Denktaş arka arkaya engeller çıkarırken seyretmeseydiniz. Rumların tam üye olacaklarını biliyordunuz. Kendi kendinizi tuzağa soktunuz. Bugün Rumlar reddetti. Ancak dün de Denktaş reddetmişti.”
Yani, dün dündür bugün ise bugündür.
Eski gelişmelere bakıp hesap yapmaya başlarsak , işler çok karışıyor. Zira Denktaşgillerin eski HAYIR’ları düşünülürse, Türkiye’nin bugün düştüğü Uluslararası tuzağın temelinde yine kendimizi buluyoruz.
Gelinilen noktadaki durumun faturasını kim ödeyecek ?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
|