Türk kamuoyu ilk defa, AB konusundaki ku?ku ve kaygılarını ortaya koyuyor. Benim merak etti?im, acaba Brüksel ve bazı ba?kentler Türk toplumunun yanıt bulamadı?ı bazı soruların ciddiyetinin farkında mı ? Bu kaygıları gidermenin tek yolu, AB' nin bazı adımları atmasıdır.
Haftalardır Türk kamu oyu birbirine giriyor.
İlk defa, ciddi ?ekilde Avrupa Birli?i ile ilgili konuları tartı?ıyoruz. Hem de, Avrupa Birli?i'nin ne oldu?unu, ne anlama geldi?ini, hatta yerini dahi bilmeden konu?uyoruz. Tarımda ne yapaca?ımızın, serbest dola?ım engelini nasıl a?aca?ımızın, AB ülkelerini nasıl etkileyece?imizin, kendimizi nasıl kabul ettirece?imizin mücadelesi yapmak yerine, birbirimizin gözünü oyuyoruz.
Tam bir cahiller diyalo?u ya?ıyoruz.
Bizi uzaktan izleyenlerin bir bölümü üzülüyor, bir bölümü ise seviniyordur.
?zülenler, Türkiye' nin gerçek yerinin AB içinde oldu?una inanan, ancak bunun gerçekle?mesi için yapılması gerekenler varken, bo?u bo?una zaman harcadı?ımızı, enerjimizi gereksizce kullandı?ımızı dü?ünenlerdir.
Sevinenler ise, Türkiye'nin AB'ye yakınla?masını ve giderek içine girmesini istemeyenlerdir. Onların veto kullanmalarına, yani kötü ki?i olmalarına, Ankara ile ili?kilerini bozmalarına gerek kalmadan, Türkiye'nin kendi kendini dı?arda bırakmasından eminim çok memnundurlar.
Bu i? böyle sürecek. AB' ye bunun gibi sayısız kavgalardan geçip girece?iz.
Benim asıl üstünde durmak istedi?im nokta ba?ka.
Geçti?imiz haftalarda, belki kimilerine saçma gibi görünse de, tartı?malar önemli bazı sonuçlar çıkarılmasına vesile oldu.
1. İlk çıkarılacak olan ders, bütün toplumun (Politikacısı, askeri, bilim adamı, özel sektörü ve bürokrasisi ile) tümünün kafasının karı?ık oldu?udur. Tam bir belirsizlik vardır. AB'nin ne getirip ne götürece?i hakkında kimsenin do?ru dürüst bir bilgisi yoktur. Durum böyle olunca da, toplum yalpalamaktadır. Bir gün AB yanlıları etkinliklerini göstermekte, ertesi gün AB'den ku?ku duyanlar.
2. AB konusu sahipsizdir. Zaman zaman çıkı? yapan, ancak ardından yok olabilen veya geri adım atabilen Mesut Yılmaz ve sürekli ortada görünemeyen İsmail Cem'in dı?ında, AB konusunda siyasi bir lokomatif yoktur.
3. Bütün bu dalgalanmalara ra?men, Türk kamuoyunun önemli bir bölümü, aleyhteki tüm görü?lere ra?men AB'den yana tutum takınmı?tır. Genel ortam, uzun vadede AB'nin Türkiye için iyi olaca?ı ?eklinde belirtilmektedir.
Bunların yanısıra tartı?malar sırasında dikkati çeken nokta, toplumdaki ku?ku ve kaygılardır. Onlar da ortaya çıkmı?tır. ?rne?in, Kılınç Pa?a'nın konu?ması hafife alınmamalıdır. Askerin içinde Kılınç Pa?a gibi dü?ünenler vardır. MHP'nin ortaya attı?ı soruları küçümsememek gerekir. Avrupa kültürü ile yeti?mi? çok kimse, MHP'nin seslendirdi?i kaygıları payla?maktadır.
Türk kamuoyu'nun AB' ye yönelik temel ele?tirileri kabaca ?öyle özetlenebilir:
- Avrupa Birli?i, Türkiye' nin duyarlıklarına hiç dikkat etmiyor. Türkiye'yi kıran, hırpalayan tutumlar almaktan hiç kaçınmıyor. Türkiye ile ili?kilerde son derece hoyrat davranıyor. Ders veren ö?retmenler gibi hareket ediyor ve bir defa dahi ??u i?i iyi yaptınız? demiyor.
(?rnek olarak da, özellikle Avrupa Parlamentosunun sürekli ele?tirileri, Ermeni soykırımı konusundaki ısrarlı tutumları gösteriliyor.)
- Terörden ne kadar çekti?ini bilmesine ra?men, AB ülkeleri PKK ve THKP-C konusunda Türkiye'ye hiç destek vermiyorlar. Terörle mücadele çerçevesinde hazırlanan listeye bu iki örgütü almamakta ısrar ediyorlar.
- Kıbrıs konusundaki konu?ma ?ekli, kullanılan kelimeler, Türklerin e?itli?ine hiç önem vermeyen, buna kar?ı Rumlar ne yapsalar kabul edeceklerini gösteren sinyallerle dolu.
BİR TOPLUM BU KADAR DUYARLIYSA, HAREKETE GE?İLİR
E?er bir ülke ile i?birli?i yapmak istiyorsanız, o ülke'nin bir çok eksikleri veya sizin ilkelerinize ters dü?en uygulamaları olsa dahi, bazı duyarlıklarına dikkat etmek zorundasınızdır.
Avrupa Birli?i'nin ilkelerini gayet iyi biliyorum. Mekanizmaların nasıl i?ledi?ini, kararların nasıl alındı?ını veya alınamadı?ını, Avrupa Parlamentosunun kontrol edilmesinin güçlü?ünü bilenlerden biriyim.
Bütün bunlara ra?men, AB'yi yönlendirenlerin artık Türk kamu oyundaki bu duyarlıklara dikkat etmeleri vakti gelmi?tir. ?Ne yapalım, Klübe katılmak isteyen sizsiniz. Dolayısıyla her?eyi siz düzeltmek , bizi anlamak ve alınmamak zorundasınız. Biz böyleyiz? diyerek ili?ki kurulamaz.
Terör listesine PKK ve THKP-C'nin bugüne kadar neden eklenemedi?ini anlatmaya çalı?mak yerine, AB'nin harekete geçmesi gerekmektedir. Türk kamuoyunun bu konuda hiçbir gerekçeyi edememesini anlayı?la kar?ılamak zorundadır.
?...Bir cinayet i?ledi?i açıkça bilinen Sabancı' nın katilini cezalandırmamanın ne mantı?ı olabilir ?? diyenler AB kar?ıtı de?il. Bu insanlar, geleceklerini payla?mayı dü?ündükleri bir büyük grubun, kendilerine ne oranda destek vereceklerini hesaplamaya çalı?maktadırlar.
Türkiye'nin çıkarlarına, duyarlıklarına bu kadar önem vermeyen AB, bu toplumu kaygılandırmaktadır. Bundan dolayı ?acaba ilerde bizim bölünmemize neden olacak kararlar da alabilirler mi ? ? sorusunu sormaktadırlar.
Haklı oldukları yönler çok fazladır.
Türk toplumu, bazı AB üyesi ülkelerin PKK'yı terör örgütü olarak görmedi?inin gerekçelerini duymak dahi istemiyor. Farklı anlayı?ları, hukukun farklı ?ekilde yorumlanmasıyla hiç ilgili de?il. Türk toplumu, duyarlıklarına dikkatli, tepeden baktı?ı izlenimi vermeyen bir ortak arıyor.
AB bu geli?melere seyirci kalamaz, hatta kalmamalıdır.
Türk kamuoyunu rahatlatmalıdır. Yanlı? de?erlendirmelere, kaygı ve ku?kulara yol açacak tutumları sürdürmemelidir. E?er bugüne kadar zaman zaman görülen vurdum duymazlık devam ederse, bu tutum Türkiye' yi özellikle kı?kırtıp dı?arda bırakma çabası olarak de?erlendirilecektir.
AB' NİN DE?İL, BİZİM NE İSTEDİ?İMİZ ?NEMLİDİR
Bir de, madalyonun öbür yanına bakalım.
Unutmamak gerekir ki, Avrupa Birli?ine girmek isteyen Türkiye'dir. Zira buna hakkı oldu?una inanmaktadır. AB' ye girmek için bu kulübün kurallarına uymak da Türkiye' nin reddedemeyece?i bir sorumluluktur.
Türkiye kendi sorumluluklarını yerine getirdi?i oranda, AB'den isteklerine olumlu yanıt bekleme hakkı artar. Kimse kimseye kar?ılıksız bir?ey vermez. Kimse kimseye hediye yapmaz.
Bütün di?er ülkeler gibi, Türkiye' de AB' ye onuruyla ve milli çıkarlarını daha iyi koruyabilmek için girmeyi planlamaktadır.
AB, Türkiye'ye dikkat etmek zorundadır. Türkiye'de ne istedi?ini gerçekçi ?ekilde AB'ye anlatmalıdır. Unutmayalım, AB'ye uyum gösterecek olan Türkiye' nin istekleri çok daha a?ırlık kazanacaktır.