Türkiye bir yandan istemiyormuş gibi davranıyor, öte yandan Saddam sonrasının pazarlıklarını yapıyor. Talabani Ankara'yı gerçekçi olmaya çağırdı: Tarafsız kalmanız imkansız, bari gelin şimdiden Türkmen'lere de yer açalım…
Türk yetkililerin yüksek sesle başlayan “ABD'yi uyardık. Müdahele olmamalı. Irak bölünmemeli” demeçleri, aradan dört ay geçtikten sonra şu sıralarda, krokodil gözyaşları arasında, Saddam Hüseyin sonrasının pazarlıklarına dönüştü…
PUK (Kürdistan Yurtseverler Birliği) lideri Talabani ile kapalı kapılar ardında geçen konuşmaların temelinde, Saddam sonrasında kurulacak yeni Irak yatıyor.
İktidara kim gelebilir? Kimler desteklenmeli?
Nasıl bir koalisyon oluşturulmalı?
Türkmen'lere nasıl bir yer verilmeli?
Tabii bir de “Irak bölünür mü, bölünürse ne olur? Soruları var. Ancak, Ankara'daki “bölünme” ve “Kürt Devleti kurulma” varsayımları, yavaş yavaş eski güçlerini kaybediyorlar.
Ankara giderek, Saddam'ın devrileceğine, Kuzey Irak'ta bağımsız bir Kürt Devleti kurulamayacağına ve Saddam sonrasına hazırlanmamız gerektiğine kendine hazırlıyor.
Yani Ankara, Irak'a olası bir ABD müdahelesinde tarafsız kalamayacağını, istemese dahi işin içine itileceğini içine sindiriyor.
Dışişleri ve Genelkurmay çoktan bu noktaya geldiler de, siyasi mekanizma daha yavaş yavaş anlamaya başlıyor. Henüz içlerine sindirebilmiş de değiller. Hala kuşkulu ve kaygılılar.
Tren çoktan kaçtı.
Tek yapılacak iş Allah'a dua edip, Bush yönetiminin ipin ucunu fazla kaçırmamasını, müdahele ve sonrasını iyi planlamasını ümit etmek. O kadar…
Bu hava özellikle Talabani'nin Ankara ziyareti sırasında daha da netleşti.
Bana aktarıldığı kadarıyla Talabani'nin Ankara'ya gelmesini özellikle askerler istemiş. Yakınlaştığı hissedilen bir müdahele öncesinde, nabız yoklama gereçesiyle davet edilmiş. Zaten Talabani de teşne olduğu için, Ankara ziyareti gerçekleşmiş.
Her iki taraf bu şeklide Barzani'ye de mesaj yolladıklarını söylüyorlar. Şu aralarda nedense Barzani ile Türkiye'nin arası pek şekerrenk…
Neyse, biz bu geziye bakalım.
Ankara, artık bir “Türkiye klasiği” durumuna giren eski uyarılarını bol bol tekrarladı…
Talabani ve ekibinin mesajları bence daha ilginç.
Kuzey Irak'lı Kürtler bugünü değil, yarını tartışmaya gelmişler. Amerika'nın müdahele sonrası için bir görüş birliğine varılıp varılamayacağını merak ediyorlar. Hükümet dışında karşılaştıkları herkese de aynı soruları soruyorlar: Ankara, Saddam sonrası için ne düşünüyor?
Türkiye, bu konunun çok açıkça tartışılmasını pek istemiyormuş havada. Acaba konuşulmazsa olası bir müdahelenin kendiliğinden yok olacağı mı sanılıyor?
ABD müdahelesi konusunda: Hem Talabani, hem de Barzani'nin ilk defa ortak bir tutum aldıkları ortaya çıktı.
Buna göre, ABD müdahele sonrasında nasıl bir Irak oluşturulacağı konusunda danışır ve anlaşırsa, Kütler Washington'a destek vermeye hazırlar. Eğer Washington gelecekle ilgili hiçbir konuyu paylaşmazsa, Kürtlerden de medet ummamalı…
Talabani'nin şu sözü ilginçti:
“Irak'ta, Afganistan'daki gibi bir Karzai olayı ile karşılaşmak istemiyoruz.”
Onların korkusu, Saddam'ın yerine başka bir diktatörün geçmesi. Bunu önlemek ve Bağdat'ta kurulacak yeni rejimde yer kapmayı planlıyorlar.
Özetlemek gerekirse, herkes Saddam sonrasında ortaya çıkacak durumdan pay kapma yarışında.
Bütün afra tafra'ya rağmen herkes yine de Amarika'nın ağzına bakıyor.
Ankara, Türkmen'ler konusunda giderek ağırlığını koyuyor. Sadam sonrasında Türkmenlerin yerlerini güvenceye almaya hazırlanıyor. Eğer bir müdahele olacak, Türkiye'de işin içine itilecekse, hiç değilse sonrasının Türkmen'lere yaraması planlanıyor.