NUR BATUR’UN

YUNANİSTAN’I

Atina’da uzun süre muhabirlik yapan gazetecilerden bazıları kendilerini en tehlikeli hastalıktan kurtaramazlar. Gazetecilik göreviyle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti temsilciğini birbirine karıştırırlar. O zaman da, yazılarında olsun, konuşmalarında olsun, devlet temsilcisi dilini kullanırlar. Diplomatçılık oynamaya başlarlar ki, zaman içinde hem akredite oldukları ülke nezdinde, hem de muhatap oldukları gazete içinde ağırlıklarını kaybederler.

Nur Batur uzun yıllar, hem de Türk Yunan ilişkilerinin en gergin sorunlu dönemlerinden bu güne Türkiye’nin Atina’daki gözü kulağı oldu. Sadece Hürriyet’teki yazıları değil, CNNTÜRK’teki haber ve programlarıyla bu ilişkileri yönlendirdi. Türk kamuoyuna yazdığı haberler zamanında Yunan siyasetini de etkiledi.

Nur Batur’u farklı yapan, gazetecilik ile devlet temsilciliğini birbirine karıştırmaması oldu. Doğan Kitap’tan çıkan Yürekten Gülerekten Yürüdüm adlı kitabı bunun en tipik örneğidir. Bize Yunanistan’ı bambaşka bir açıdan anlatıyor. İçinde yaşadığı insanları, o insanların bizleri nasıl gördüğünü, ilişkilerdeki büyük değişimin ayak izlerini anlatıyor. Kısacası kendi başarısının öyküsünü anlatıyor. Nefis bir hayat hikayesi…

RAHAT BİR BAYRAM YAŞAYACAĞIZ

Bizlerin en güzel alışkanlıklarından biridir.

Bayram tebriği, en kızgın anlarda dahi insanları birbirine yaklaştırır, kırgınları yok eder.

Yarından itibaren en mübarek bayramlarımızın birini yaşayacağız. Şeker Bayramı eski yıllara oranla bu defa daha olumlu bir atmosferde geçecek. Hele kavgalı dövüşlü, terörlü, siyasi gerilimli yılları düşünecek olursak, tanrıya şükretmemiz gerekli. Belki her şey rayında gitmiyor, eteklerimizden zenginlik akmıyor. Ancak ülkemiz göreceli biçimde rahatlamış durumda.

Tüm okurlarımın, seyircilerimin ve dinleyicilerimin bayramlarını kutlarım…

Hep birlikte nice bayramlara      

FARKLI BİR ELÇİ:

ALDO KASLOWSKİ

60 milyon İtalyan, ülkelerinin dışında yaşar ve çalışır. Bu gruba “öteki İtalya” denir ve anavatanlarına yıllık 100 milyon Euro’luk iş hacmi oluştururlar. Bu potansiyeli arttırabilmek için İtalya bir de “Dünya İtalyanları Bakanlığı” kurmuştur. Geçenlerde yeni bir adım daha attılar ve “Dünya İtalyan İş Adamları  Konfederasyonu” oluşturdular.

Bu konfederasyonun Başkan Yardımcılarından biri de, bizim çok yakından tanıdığımız  Aldo Kaslowski. İstanbul doğumlu  İtalyan vatandaşı ve iş adamı. 30 yıldır Türkiye’de yaşayan, yatırım yapan Türkten farksız, bir iş adamı.

7 Kasım’da, Dünya İtalyanları Başkanı Mirko Tremaglia’nın da katıldığı yemekte, Kaslowski’nin  Türkiye-İtalya  ilişkilerindeki ağırlıklı yeri açıkça ortaya kondu. Aslında Kaslowski, İtalya’nın Türkiye’deki  sesi olduğu kadar, Türkiye’nin sesini İtalya’da duyurmasıyla  tanınmıştır. Özellikle, Öcalan’ın Roma’daki günlerinde nasıl çırpındığını yakından bilirim.

Kaslowski, iş adamlarının ülkeler arasında köprü kurma etkinliğinin en başta gelen örneklerinden biri olarak yıllardır ödüllendirilir. Bunu da fazlasıyla hakediyor.

MEME KANSERİ

İLE MÜCADELE FONU

1950-1970 yılları arasında ABD'de 1 milyon kadın meme kanseri nedeniyle hayatını kaybetti.

1998 yılında Avrupa'da 1 milyon kadın, meme kanseri nedeniyle tedavi gördü.

2000 yılında dünyada 1 milyon kadına yeni meme kanseri teşhisi kondu.

Dünyada her 11 dakikada 1 kadın, meme kanseri yüzünden hayatını kaybediyor.

Dünyada her 3 dakikada 1 kadına yeni meme kanseri tanısı konuyor.

Türkiye'de her yıl 30 bin kadının meme kanserine yakalandığı tahmin ediliyor.

Rakamları bir kez daha okuyun... Sağlık Bakanlığı'nın kanserle mücadele için ayırdığı pay 2002 yılında 2 trilyon TL... Çok çok az... Destek olalım... Kadınlarımızı bu illetten kurtaralım, erken teşhis sağlayalım... Hiçbir şey yapamıyorsanız Dünyada 140 ülkede faaliyet gösteren Avon'un kampanyasına destek olun... “Meme Kanseri ile Mücadele Fonu”   için özel olarak üretilen yaka iğnesi, kalem, küçük oyuncak ayı alın... Elde edilen gelirin tümü bu amaca ayrılsın... Haydi Türkiye şimdi kanserle mücadele zamanı...

KİTAP KÖŞESİ

YENİDEN KEŞFEDİLEN YUNANİSTAN

“Geographika Yeniden Keşfedilen Yunanistan” Sürekli altüst oluşlar içinde tarihi yeniden yazılan bir ülkeyi gezmek, görmek gözlemlemek... Dostluk ve düşmanlık duygularının sırt sırta yaşadığı toprakları ve bu topraklar üzerinde yaşayan insanları tanımak... Bir coğrafyaya resmi söylemlerin dışından ve ötesinden bakabilmek... Bu kitap kadim komşumuz Yunanistan’ı geçmişten bugüne akan öyküsü eşliğinde anlatıyor. Kuzeyden, güneye, arkeolojiden, mitolojiye, siyasi tarihten gündelik hayata, ekonomiden etnografyaya Yunanistan’ın dünü ve bugününü bir arada. Mehmet Ali Gökaçtı'nın yazdığı Geographika ile Yeniden Keşfedilen Yunanistan’ı okuyun. Yunanistan’da keyifli bir yolculuğa çıkın...

(İletişim Yayınları: 0 212 516 22 60/www.iletisim.com.tr)

                                   *                      *                      *

ORTADOĞU SİYASETİNDE SURİYE

Arap milliyetçiliğinin önemli bir merkezi... Soğuk savaş döneminde büyük güçlerin rekabetinin odağındaki ülke... Türkiye’nin komşusu... Ortadoğu barış sürecinin anahtarını elinde tutan en önemli ülke...Suriye... “Ortadoğu Siyasetinde Suriye” isimli kitap için on genç akademisyen elele vermiş. Türel Yılmaz ve Mehmet Şahin kaleme almış. Suriye’nin önemli komşularıyla ilişkileri, politik, ekonomik, askeri, kültürel ve dış politikası... Ve Suriye ile ilgili bilinmeyenler...  Babasının ardından iktidar koltuğuna oturan Beşar Esad Suriye’yi değiştirebilecek mi? Suriye terörizmi destekliyor mu? Bu kitabı okuyun en uzun sınıra sahip olduğumuz, bir dargın bir barışık durduğumuz Suriye’ye daha yakından bakın... Çok şey öğreneceksiniz... (Barış Kitap: 0 312 435 29 69)