Mehmet Ali Birand
 
LİSELİ, İMAM HATİPLİ ÇATIŞMASI...
 
 

LİSELİ, İMAM

HATİPLİ ÇATIŞMASI...

 

Herkesin bildiği ancak açıkça tartışamadığı bir gerçek artık ortaya döküldü. Hükümet ile Kemalist çevreler arasındaki bilek güreşinde yeni bir sürece girildi.

 

AKP “ Ben seçim öncesinde  yayınladığım programımda ve seçim sonrası açıklamalarımda sürekli şekilde  İmam Hatip’lerle ilgili ne yapacağımı açıkladım ve şimdi de verdiğim sözü tutuyorum... Ne rektörler, ne de asker karar verir. Onlar görüşlerini açıklarlar, ancak kararı ben veririm” diyor.

 

Bu yaklaşım şimdiye kadar tanık olduğumuz en önemli ve açık seçik ortaya konmuş bir tutumun devamıdır.

 

Bugüne kadar ki  tüm hükümetler özellikle  duyarlı konularda  Kemalist kurumların görüşlerini almakla yetinmemişler, kararları mümkün olduğu kadar kurumlarla birlikte oluşturmuşlardır. Askerin ne  dediği sorulmuş, Askerin eğilimine uygun şekilde hareket edilmeye çalışılmıştır.

 

Ancak Tayyip Erdoğan bu konuda AB reformları, hatta Kıbrıs politikasında uyguladığı yaklaşımı sürdürmüştür: Kararı ben veririm...

 

Bu yaklaşım yepyeni bir dönemin habercisidir. Bu dönemin nasıl gelişeceğini  şimdiden tahmin etmek olanaksız olduğu kadar,  Türkiye’yi nereye götüreceği de bilinemez.

 

İyi yönlendirilmediği, dikkatli davranılmadığı  ve gereksiz bir rekabete, güç denemesine girildiği taktirde, hepimizi  pişman edebilecek noktalara da varabilir.

 

Dikkat edecek olursak, Genelkurmay açıklamasında AB ile reformlarda sessiz kalındığı, ancak konu laikliğe geldiğinde aynı tutumun beklenmemesi gerektiği  belirtiliyordu. Yani, Genelkurmay kırmızı çizgi çiziyordu.  Başbakan bu kırmızı çizgiyi tanımayacağını gösterdi.

 

Yani potansiyel bir sürtüşmeyle karşı karşıyayız.

 

Karşılıklı bu yaklaşımlar, iyi yönlendirilir ve güç denemesine girilmezse, Türkiye’nin önünde yepyeni bir aşama açılabilir.  Sağlıklı  dengelere ulaşılabilir.

 

Ancak bunun kısa vadede önemli koşulu  AKP’nin sistemle oynayamayacağına, laik-demokratik cumhuriyeti koruyacağına kamuoyunun kuşkulu kesimini inandırmasıdır. Son gelişme bu kuşkuları arttırmıştır.

 

Diğer koşulu ise, uzun vadeli bir düzenleme gerektiriyor. Toplumdaki bu gerginliklerden kurtulunmak isteniyorsa, mutlaka gerçekleştirilmesi gereken bir düzenlemeden söz ediyorum. Türkiye’yi İmam Hatip Liselerinin dünya görüşü ile liselerdeki laiklik anlayışı arasında sıkıştırmak istemiyor, ortak bir yaşam ortamı bulmak istiyorsak, eğitim alanında biran önce ince ayar yapmamız gerekmektedir.

 

BU ŞEKİLDE DEVAM

ETMEMİZ GÜÇTÜR

 

İki uç yaklaşım giderek sürtüşüyor.

 

Biri askeri ve normal liselerimizden başlayıp tüm eğitim alanına yansıyan  katıksız bir laiklik yaklaşımı, diğeri İmam Hatiplilere verilen eğitim...

 

Arada da sıkışmış bir çoğunluk.

 

Bu kadar uç  yaklaşımlarla ülkede demokrasiyi sürdürebilmemiz giderek güçleşiyor. Mutlaka bir orta yol bulmamız gerekiyor. Uzlaşı her iki yaklaşımın sivriliklerinin törpülenmesinden geçiyor. Bunu gerçekleştiremediğimiz sürece rahat edemeyeceğimizi bilmeliyiz.

 

Türkiye’de köktendinci akımlar vardır. Ülkenin dini prensiplere göre yönetilmesini isteyenler de bulunmaktadır. Ancak bu kesim azınlıktadır. İfrat ile tefrik arasında bir orta yol bulmamız, her iki uçları yumuşatmamızın zamanı artık gelmiştir. Bu sürtüşmelerle bir yere varmamız imkansızdır.

 

Muhafazakar düşüncedekilerin (köktendincileri değil) beklentilerini de dikkate almalı, aynı zamanda laik sistemin devamını da sağlayabilmeliyiz. Her iki ucu “benim dediğim olacaktır” şeklindeki tutumundan vazgeçip orta yol  aramaya zorlamalıyız.

 

İmam Hatip Liselerinin sayısı, işlevleri ve verilen eğitimin de tartışmaya açılması zamanı gelmiştir. Bizlerinde aşırıya kaçmayacak ve muhafazakar  ailelerin çocuklarını normal liselere yollayabilecekleri bir sistemi düşünmemiz gerekiyor.



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…