YENİ ?AFAK HAKLI
ANCAK...
?
Geçen ?ar?amba günkü Yeni ?afak?taki ?Kronik Medya? sayfasının büyük bölümü benim yaptı?ım bir hataya ayrılmı?tı. Kür?at Bumin imzasıyla yayınlanan yazıda, ?...M.Ali Birand?ın böyle kurnazlıklara ba?vurmasını anlamıyoruz do?rusu, ne gerek var; Suriye Devlet Ba?kanı Be?ar Esad ile yaptı?ı röportajı ?M.A.Birand 57 yıl sonra Suriye Ba?kanlık Sarayına giren ilk Türk gazeteci oldu? notuyla sunmasına ne gerek var? Yeni ?afak?ın sitesine girip sözü edilen bir ba?ka ?ilk? gazetecinin de Fehmi Koru oldu?una ?ahit olmayacak mı?? dedikten sonra, bu tip nitelemenin bana yakı?madı?ı, üstelik Suriye Devlet Ba?kanı?nın? ?imdiye kadar hiçbir Türk gazetecisiyle görü?üp görü?medi?i sorgulanıyor.
?
?Kronik Medya? ele?tirisinde haklı.
?
Bu talihsiz bir slogan olmu?.
?
Türk basınının eski bir alı?kanlı?ını sürdürdü?ü izlenimi veren, (57 yıl sonra Suriye Ba?kanlık Sarayına giren ilk gazeteci) gibi abartılı, üstelik? tam anlamıyla do?ru olmayan (zira 57 yıldır Suriye? sarayına ba?ka gazeteciler söyle?i yapmasalar dahi,? mutlaka girmi?lerdir) bir sloganın kullanılmaması gerekirdi.
?
Bu sloganı ben yazmadım.? Kendi gazetemde ve di?er gazetelerde görülen bu cümle, söyle?i sonrasında yapılan basın bildirisinden alınmı?.
?
Ancak sorumlusu yine de benim. Zira basına giden duyuru bana okundu ve onayım alındı. Ya tam anlayamadım veya tam algılayamadım.
?
Kür?at Bumin?in dikkat çekti?i gibi, buna ne ihtiyacım var, ne de gerek var. Tamamen dikkatsizlikten kaynaklanan bir hata...
?
Beni bu yazıyı? yazmaya iten iki nedenden biri, tüm meslek hayatım boyunca, yarısı a?ırı abartılı, yarısı yalan yanlı? ?ba?arı övünmeleri? olmu?tur. ?Büyük Gazetecilik ba?arısı? sloganlarından hep kaçmı?ımdır.
?
İkinci neden de, aynı yazıda sanki benim Fehmi Koru (Yeni ?afak) ve Balçiçek Pamir?i ?(Sabah) görmezden geldi?im, sanki onlarında Saray?a girdiklerini, Koru?nun Ba?kan Esad, Pamir?in de Ba?an Esad ile nefis röportajlar yaptıklarını küçümsedi?im gibi bir tutuma girmekle suçlanmam oldu.
?
Oysa Koru ve Pamir ile çok uyumlu bir gezi? yapmı?tık. Koru?nun görü?lerini payla?ma? konusundaki? inceli?i ve cömertli?i, meslekda?larının ço?unda görünmeyen uygar yakla?ımı, Pamir?in yakınındakilere? sadece destek veren ve yardımcı olmaya çalı?an tutumu ve güler yüzü ?am gezisini unutulmazla?tırmı?tı. İlk defa hiçbir kompleksi olmayan bir grup olmu?tuk.
?
Bu talihsiz sloganın onları üzebilmi? olaca?ını dü?ündü?üm ve okurlarımda da olu?abilecek yanlı? anlamaları düzeltebilmek için bu kadar yer i?gal ettim.
?
?
ARARAT G?STERİSİ İ?İN
T?RKİYE?Yİ K???LTMEYİN
?
K?LT?R BAKANI MUMCU RESMİ İLE KULLANILACAK)
?
Ermeni iddialarını yansıtan Ararat filmi bir ?irket tarafından ithal edildi ve bir sabotaj ile kar?ı kar?ıya kaldı?ı için ?sinemalarda gösterime açılamadı.
?
Her?eyden önce, filmin gösteriminde sakınca görmeyen ?Kültür Bakanlı?ını tebrik etmek gerekiyor. AB standartı, bazı siyasi partilerden önce Kültür Bakanlı?ına girmi? bile. Eskiden olsa, izin için ba?vuru dahi kabul edilmez, hatta gösterime getirilen?? kopya yakılıp (!) imha yoluna gidilir, ardından da (olayın dramatik yönünü arttırmak için) Anıtkabir?e küçük bir ziyaretle bu gösteri tamamlanırdı.
?
Mumcu ve AB?ye uyumun Türkiye?nin bürokratik bakı?ını etkilemeye ba?ladı?ı açıkça anla?ılıyor.
?
Ancak bazı kafalar hala eskiye takılmı?, kalmı?.
?
Ben bu mantı?ı anlamıyorum ve katılamıyorum.
?
Birileri çıkmı? ve kendi görü?leri do?rultusunda bir film çevirmi?. Zaten adı? üstünde: Film. Belgesel de?il, i?levi, gerçekleri anlatmak de?il.
?
Bizim gerçeklerimize uymazsa uymasın. Görü?ümüze ters dü?en her filmi ta?layacak mıyız? Bizler bu kadar geri bir toplum muyuz? ?a?dı?ı Orta Do?u? ülkeleri veya kavimleri gibi, sinemalar önünde afi?ler yakan insanlar mıyız?
?
Bize yakı?an, filmi engellemek yerine, Ararat?ı dengeleyecek Türk görü?ünü yansıtacak ba?ka bir film yapılması için baskı grubu olu?turmaktı.
?
Ararat?a verilecek tek yanıt, filme gitmemek olmalıydı.. Yoksa, gösterimini engellemek de?il.
?
?
?
?
?
?
DARBECİLERİ DE
GAYET İYİ ANLIYORUM...
?
Birbirimizi belki sert ?ekilde ele?tiriyoruz, ancak Türkiye?de Askerin her konuda sözünün dinlenmesini, gerekti?inde müdahele dahi etmesini savunanlar ile benim gibi, Asker?in günlük politikanın dı?ında karalak görü? vermesini arzulayanların ortak bir yönleri var: ?lke gelece?ini dü?ünmek...
?
Her iki cephe de bulunanlar, Türkiye?nin kendi dü?ündükleri biçimde daha çabuk, daha kolay ve daha güvenceli ?ekilde geli?ece?ine inanıyorlar.
?
Kısaca ?darbeciler? diye adlandırdı?ım bu çevreler? (içlerinde? çok iyi tanıdı?ımız kö?e yazarları, diplomatlar, siyasiler, bilim adamları ve tabii bazı subaylar da vardır) Türk toplumuna? güven duymazlar. Toplumun kolaylıkla etnik (bu kelimeden Kürt anlayın) bir kavga içine sürüklenebilece?ine inanırlar. İçerde hainlerin bulundu?u, dı?arıda da ülkeyi? bölmek isteyenlerin fırsat kolladıkları? konusunda? kesin bir kanaatleri vardır. Aynı ?ekilde, toplumun büyük bir bölümünün kolaylıkla köktendincilere? teslim olaca?ından, ülkenin ?eriat düzenine kayaca?ından ve Ankara?da Din devleti kurulaca?ından emindirler.
?
Bu felaket senaryolarının da, Sivil Toplum ?rgütleri veya sivil laik çevrelerin, polisin, yasaların, savcı ve? yargıçlar aracılı?ı ile engelleyemeyece?i görü?ündedirler.
?
Onlar için Türkiye?nin tek kurtulu?u, Silahlı Kuvvetlerin gerektikçe süngüsünü takması,? sesini yükseltmesinden geçmektedir. Onlara göre, Türkiye, TSK korkusu olmadan do?ru yolda ilerleyemez. İktidarı payla?malıdır.
?
Bu grubun arasında, TSK?nın ön planda kalmasından dolayı ekstra yarar sa?lamayı dü?ünenler de vardır. Kimi siyasiler, sandıkta kaybettiklerini veya silik ki?iliklerini, Asker?in gölgesinde geri almayı umarlar. Ki?isel çıkarları için demokrasiyi? kolaylıkla harcarlar.
?
Kimi emekli subaylar, TSK ön planda kaldıkça? televizyonlarda,? yazılı basında boy gösterebilir, TSK ile irtibat kurabilece?i varsayımıyla özel ?irketlerin yönetim kurullarına girebilirler.
?
Kimi kö?e yazarı veya televizyon programcısı, Askere ?irin görünmek için farklı dü?ünenlere küfürlü tacizlerde bulunup reyting kazanmayı planlar.
?
Ancak bu saydıklarım azınlıktadırlar.
?
BEN İSE T?RK
HALKINA İNANIYORUM...
?
Ben ve benim gibi dü?ünenler de, di?erleri gibi Türkiye? için didiniyoruz. Tek farkımız, toplumun sa?duyusuna, Sivil Toplum ?rgütlerine ve en önemlisi Türk halkına güvenmemiz, görü? ayrılıklarının tehlike de?il, zenginlik getirece?ine inanmamızdır.
?
Bu ülkede kimsenin Laik-Demokratik sistemi de?i?teremeyece?ine, vatanı bölemeyece?ine, bunu deneyecek olanların kar?ısına dikilece?imize ve Türkiye?nin gelece?inin Atatürk?ün i?aret etti?i gibi Batı?da (yani AB?de) oldu?una inanmamızdır.
?
Farkımız inançlarımızdan kaynaklanıyor.
?
Hedefimiz ise aynı...
?
Biz, gelece?i parlak, bugünün dünyasına uyumlu, barı? içinde ya?ayan zengin bir Türkiye dü?ünüyoruz.
?
Onlar, bugünün dünya ko?ullarına tamamen ters dü?en, zorlama ve baskıya dayanan bir ya?am tarzı öneriyorlar.
?
Seçmek sizlere kalıyor.
?
?
?
?
?
?
?
BENİM K??E YAZARIM...
?
Ertu?rul ?zkök yine bir yazı yazdı ve kimselerin de?inmeye cesaret edemedi?i bir konuyu gündeme getirdi. Ardından birçok yazar konuya de?indi ve tartı?ma geni?ledi. ?Kö?e yazarı nasıl olmalı?? sorusunun etrafında yo?unla?an bu tartı?mada en net anlatım Fatih Altaylı?dan çıktı.
?
Altaylı ??tabii farklı cümlelerle -? herkes Türkiye?nin düzlü?e çıkması için çaba harcar. Ancak bazı yazarlar asker ne derse, kabul eder, bazıları ise kendi görü?lerini? savunurlar, diyerek do?ru? bir ayırım yaptı.
?
Gerçekten de medyamızda öyle tipler var ki,? bırakın dünyayı bilmek, Ankara?nın dı?ına zor çıkar ve her günkü yazısında ülkeyi kurtarır. Kurtarmaya çalı?kıları Trkiye?yi de, içine kapanık, kavruk, devlet zorbalı?ı ile yönetilen halkını hor gören bir ülkeye dönü?türmek isterler.
?
Benim kö?e? yazarım nasıl olmalı?
?
- Her?eyden önce kendiyle ve etrafıyla barı?ık, her yazısında nefret ve kin yerine uzla?ı ve çözüm arayan bir insan olmalı.
- Devletin sözcüsü veya kölesi de?il, devlete de ele?tirisel gözle bakabilmeli, kurumların veya partilerin alkı?çısı olmamalı.
- Dünya?yı? tanımalı, ülke?nin dı?ındaki farklı görü?leri de yansıtmasını bilmeli.
- Siyasi otoriteler veya devlet kurumlarıyla içli dı?lı, dost ahbap ili?kisi içine girmemeli, belirli bir mesafe koyabilmeli.
- Yargılarını ki?ilere de?il, uygulanan somut politikalara göre verebilmeli.
- Kamuyou gözündeki inanılırlı?ını? kaybetmemeye özen göstermeli.
??????????????????????????????????????????????
?
?
?
?
KİTAP K??ESİ
?
Gülriz Sururi'nin son kitabı: Girmedi?im Sokaklarda
?
Tiyatrocu Gülriz Sururi, bu kez "Girmedi?im Sokaklarda" isimli kitabıyla okuyucularıyla bulu?uyor 12 öyküden? olu?an kitapta Sururi; kimi zaman ana-o?ul ili?kisine, kimi zamanda kadın-erkek ili?kisine de?inmi?. ?yküler de yazarı kadar çok yönlü. Okuyucuyu bazen güldürüyor bazen de duygulandırıyor. Her öyküde farklı ya?amlar bulaca?ınız bu kitaptaki öykülerin birinde de belki siz varsınızdır.
?
Bu yazılara cnnturk.com'dan da eri?ebilirsiniz.
|