Perinçek, AB temsilciliği e-mail'lerinin çalınıp yayınlanmasını İstiklal savaşına, kendini Atatürk' e benzetti (!).MHP dahil herkesi AB' ye satılmış birer vatan haini ilan etti. E- Mail'lerin de Devlet tarafından çalınıp, kendi dahil koalisyon liderlerine dağıtıldığını söyledi.
Pazartesi akşamı Fatih Altaylı' nın Teketek programını izledim.
Tek kelimeyle bir trajediydi. Hem acıklı, hem de komik oyunlar vardır, işte öyle. Zaman zaman ortaya atılan öyle fikirler, öyle yakıştırmalar, öyle değerlendirmeler vardı ki, kulaklarıma inanamadım. Türkiye' de hala bu fikirlerin dolaşabiliyorlar olmasına üzüldüm. Birbirinden abuk sobuk komplo teorileri, yüzde doksanı yalan açıklamalar. Fatih Altaylı bile, baktı olacak gibi değil alay etmeye, eğlenmeye başladı.
Saatler geçtikçe de, konuşmalar daha da çığrından çıktıkça, kendime sinirlendim. Saçmalıklarla boş yere zaman harcamış, uykusuz kalmıştım.
Ardından, Türkiye' de bu tip laf salatasının konuşulabilmesine, programlar yapılmasına daha da üzüldüm.
AB Temsilciliğinin e-mail' leri yayınlayan İşçi Partisi Başkanı Doğu Perinçek şunları ortaya attı:
- Mail' lerin kendileri tarafından değil -adını vermeden- bir Devlet Kurumu tarafından ortaya çıkarıldığını -açıkça söylemedi, ancak askeri kanada işaret etti, sonra Genelkurmay' dan açıklama gelince çark etti- ve başta MHP lideri Bahçeli olmak üzere, Anap lideri Yılmaz, Başbakan Ecevit' e kadar herkese yollandığını, bu arada bir kopyanin kendilerine de iletildiğini söyledi. Bu yepyeni bir iddia idi.
Ardından da çok ilginç bir mantık sürdürdü.
Bu belgeleri alan koalisyon ortaklarının vatanı kurtarmak için harekete geçmelerini beklediklerini, hiçbir ses çıkmayınca bu görevi yüklendiklerini belirtti. Bu olayı da, İstiklal savaşında Atatürk'ün İngiliz gizli servislerini yanıltan oyunundan örnek vererek benzerliği ortaya koydu.
- Avrupa Birliğinin Türkiyeyi bölmek için bir plan yaptığını ve bunu uyguladığını belirttikten sonra da, başta Bahçeli olmak üzere, Mesut Yılmaz ve özellikle de İsmail Cem' i adeta işbirlikçi olarak gösterdi. Öyle bir konuşma yaptı ki, kendinden başka herkes vatan hainiydi. Bunların arasında, gizli görüşmeler yapan diplomatlar, çete mensubu gazetecilerde vardı.
Pes doğrusu...
Allahtan programa Yalım Eralp'de katıldı da, Perinçek' in bu akıl almaz mantığı çürütülebildi. Hele ilerleyen saatlerde kendinin Kürt konusunda ve APO ile ilişkilerinde yaptıkları ortaya çıktı da, az da olsa gerçekler anlaşılabildi.
BU SAÇMALIKLARA BİR SON VERMEK GEREKİR...
Neresinden bakarsanız bakın, olay bir komediye dönüşüyor.
İlgi çeken nokta, resmi yetkililerin hiçbir şey yapmadan seyirci kalmaları.
Devlet istese, farklı bir tutum takınabilir.
Sadece İsmail Cem'in açıklamalarıyla yetinmez, ortadaki iddialara yanıt verebilir.
Vermesi de gerekir.
Perinçek'in vatan haini statüsüne soktuğu insanların tek amacı vardır: Türkiye'yi 2000'li yıllarda layık olduğu yere getirebilmek, AB'de hakkı olan yeri almasını sağlamaktır.
Yılmaz-Bahçeli-İsmail Cem başka olmak üzere kimse Türkiye'nin bölünmesi için çaba harcamaz. Buna bırakın inanmayı, bunu konuşmak dahi abesle uğraşmaktan başka birşey de değildir.
Beni en çok hayret ettiren unsur, medya dahil, bazı aklı başındaki insanların bu tip komplo teorilerini tartışabilmeleridir.
Türkiye için bu yıl son derece kritiktir.
Biraz çaba harcayabildiği taktirde, tam üyelik müzakereleri için bir tarih elde etmenin eşiğindedir. Asıl tam bu aşamada dikkatleri böylesine çarpıltılmış tartışmalara kaydırmak, vatanını sevmemek, ülkenin çıkarlarına aykırı hareket etmekten başka birşey değildir.
Türkiye çağdaşlık yolunda yürümek istiyorsa AB konusunda irade göstermek zorundadır.