Mehmet Ali Birand
 
AB karşıtları saldırıya geçti
 
 
Türkiye'nin çağdaşlaşmasını istemeyen, kendi içine kapanık, kavruk bir ülke gibi kalmasını arzulayanların saldırıları sürüyor. AB temsilciliğinin e-mail'lerinin çalınıp yayınlanması bunun en tipik göstergesidir. Brüksel, İsmail Cem'in açıklaması ve savcıların harekete geçmesi üzerine bir ölçüde rahatladı.

Türkiye'nin dışarıya açılması, Batı ile ilişkilerini geliştirmesi ve bölgede gerçek bir güç olmasını istemeyen çevreler, AB'ye saldırılarını arttırmaya başladılar.

Avrupa Birliği'nin Ankara temsilciliği diplomatik bir misyondur. Diplomatik dokunulmazlığı vardır. Bu misyonun elektronik posta aracılığı ile yaptığı haberleşme geçenlerde, kimlikleri bilinmeyen kişiler tarafından çalındı. Bu olayın, telefon dinlemek veya özel dinleme cihazları yerleştirmekten hiç farkı yoktur. Dünya'nın heryerinde suçtur.

Bu kişiler bulgularını, politika'yı insanlara şantaj yapmak sanan küçük bir gruba verdiler. Onlar da, hergün birkaç e-mail'i basına dağıtarak sansasyon peşinde koşuyorlar. Böyle bir olay ile karşılaşmasalar kimse onlardan söz etmeyecek, bunu bildiklerinden dolayı etrafı kasıp kavurmaya çalışıyorlar.

Adı geçen e-mail'ler, AB temsilciliği ile –eminim benim de içinde bulunduğum- bazı gazetecilerin haberleşmelerini de kapsıyor.

İşin komik yanı, tamamen iş ilişkisi çerçevesindeki bu yazışmaların “AB çetesi” diye nitelendirilmesi ve çete başı olarak da Karen Fogg'un gösterilmesidir.

Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yılmaz, bu olayın altında derin devletin bulunduğuna dikkat çekince, işin ciddiyeti biraz daha arttı.

Dışişleri Bakanlığı, Çarşamba gününe kadar pısırık bir tutumdaydı. “Ne yapalım yani, savcılara haber verdik. Gereğini onlar yerine getirirler” demekle yetiniyordu. Hatta fısıltı halinde, Karen Fogg'a kızgınlıklarını da saklamıyorlardı. Karen Fogg'a kişi olarak sempati duymayabilirler, ancak bir diplomatik misyonun bu şekilde soyulmasını hafife alamayacak kadar dar kafalı olamazlardı. Bu birgün bir Türk sefirine de yapılabilir.

Nitekim durumun vahametinin farkına varan İsmail Cem nihayet kükredi. Bu olayın “çirkin” bir “hırsızlık” olduğunu açıkladı.

Aynı gün savcılık harekete geçti.

Bakalım devlet, birgün başka bir ülkede kendi başına gelebileceğini düşünüp nasıl tutum alacak? Sonuna kadar götürecek mi? Sorumluları cezalandıracak mı?

Unutulan iki nokta var.

Biri, Büyükelçilerin gerçek işlevlerinin ne olduğudur.

İster Türk, ister başka bir ülkenin temsilcisi olun, size verilen görev bulunduğunuz yerdeki basın ile temas etmektir. Onların görüşlerini almak ve kendi görüşlerini de karşı tarafa yansıtmaktır. Türk Büyükelçileri'de aynı işlevi yerine getirirler.

Aynı şekilde, Sivil Toplum Örgütleriyle temas ederler. Onların bazılarına destek verirler. Hatırlarsınız ABD Başkanı Clinton Türkiye'ye geldiği zaman, devletin düşman gözüyle baktığı bazı Sivil Toplum Örgütleriyle temas edince hayretler içinde kalmıştık. O zaman gerçeklerle tanışmıştık.

Karen Fogg'un faaliyetlerini bir “çete çalışması” olarak yorumlamak, Fogg ile temas edenleri de “çete mensupları” olarak nitelemek, sadece komiklik, sansasyon avcılığı ve Türkiye ile AB ilişkilerini zedeleme çabasıdır.

Türkiye'nin AB'ye yakınlaşmasından korkanlar ile aydınlıktan korkanlar aynı kişilerdir. Bu ülkenin içine kapanık, kendine güvensiz, korkularla yaşayan kavruk bir şekilde kalmasını istemektedirler.

Ancak, ne yaparlarsa yapsınlar yine de başaramayacaklar. Türkiye'yi karanlıkta bırakamayacaklar.

BRÜKSEL, SON GÜN RAHATLADI…

AB temsilciliğindeki hırsızlık olayına Dışişleri Bakanlığının başlangıçta lakayt davranması, pısırık bir tutum alması Brüksel'i ve 15 başkenti çok rahatsız etti. Bugün Ankara'da temaslarını başlatacak olan Verheugen gezisinin dahi bu krizin gölgesinde kalacağı beklenirken, İsmail Cem'in nihayet dün kükremesi ve savcıların harekete geçmesi Brüksel'i rahatlattı.

Pazartesi günü, Türk daimi delegesine girişim yapılmış, çarşamba sabahı Ankara'ya bir protesto mektubu yollanmış, 15 üye ülkenin harekete geçeceği haberleri yayılmıştı ki, Çarşamba öğleden sonra (Verheugen Ankara'ya hareket etmeden hemen önce) durum değişti. Ancak mektup hırsızlığı, yine de gereksiz bir gerilim yaratmış oldu…


Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…