Mehmet Ali Birand
 
Ankara ve Atina akıllıysa anlaşırlar...
 
 
Neresinden bakarsanız bakın, mantık, Türkiye ileYunanistanın sorunlarını çözüp sıkı bir işbirliğine girmeleri gerektiğini gösteriyor. Simitis Türkiye için şanstır. Ecevit'te Yunanistanın şansıdır. Bu fırsat bağnaz muhaliflere teslim olunup kaçırılmamalı.

Siz Türkiye veya Yunanistanın Başbakanı olsanız acaba ne karar verirdiniz? Etrafınıza ve ülkenin durumuna baktığınızda, acaba komşunuzla gerginliği mi, yoksa sorunları çözüp güçlerinizi birleştirmeyi mi tercih ederdiniz?

Manzara çok net:

1. Türkiye ve Yunanistan, önümüzdeki 15-20 yılda çıkabilecek olası savaşların tam göbeğinde oturan iki ülkedir. Bir yanda Balkanlar, yanı başında Orta Doğu, öbür tarafta Kafkaslar. Bütün işaretler, bu bölgenin kaynayacağını ve ABD-AB ve Rusya arasında bir çekişme bir çekişme alanı olacağını göstermektedir. Küçük savaşlar, büyük müdaheleler buralarda yaşanacaktır. Türkiye ile Yunanistan‘da direkt veya dolaylı şekilde bu gelişmelere bulaşacaklar veya zorla bulaştırılacaklardır.

2. Türkiye büyük bir krizden geçmektedir ve ekonomisini yeniden yapılandırma sürecine girmiştir. Bu süreç en az 10 yıl sürecektir. Tünelden çıkana kadar da ne gerginliğe ne de ekonomisini sıkıştıracak ekstra bir harcamaya tahammülü vardır. Tam aksine, daha fazla ihracat yapmak, daha fazla turist çekmek, başta Savunma olmak üzere daha fazla tasarruf yapmak zorundadır.

Yunanistan Euro'ya katılmış, 2004 Olimpiyatlarını yapacaktır. Ülkenin tüm kaynaklarını ekonomisini, dolayısıyla parasını güçlendirmeye harcamak zorundadır. Bölgedeki en ufak bir gerginlik, bu ince dengeyi bozar ve Yunanistanın yıllardır gerçekleştirdiği zenginleşme sürecini durdurur. Bir yol kazası ile karşılaşırsa, AB'nin milyarlar döküp bu ülkeyi kurtaracağını da beklememek gerekir.

3. Türkiye'nin diğer temel sorunu, bir yandan Güneydoğu'yu kalkındırmak, Kürt milliyetçiliğini kontrol altına almak ve bölgedeki siyasallaşan Kürt bağımsızlık hareketleri gözetlemek; öte yandan da Radikal İslamcı gelişmeleri denetimde tutmaktır. Bütün çabasını ve ekonomiye ayırdığı kaynaklardan geri kalanını bu noktaya yönlendirmek zorundadır.

Yunanistan için de bir türlü kurtulamadığı terör gruplarını temizleme çabası ön plana çıkmaktadır.

4. Türkiye, belki bugün alım gücü zayıf, ancak yarın devleşecek bir pazardır. Genç ve enerjik toplumu, konumu ve dış politika-güvenlik açısından nüfuzlu bir ülkedir.

Yunanistan, alım gücü yüksek ancak küçük bir ülkedir. Daha zenginleşmek için, derinliği ve potansiyeli olan müttefiklere ihtiyacı vardır.

5. Türkiye , daha zenginleşebilmek, güçlenmek için AB'ye katılmak istemektedir.

Yunanistan, özellikle Türkiye açısından AB'nin anahtarını elinde tutmaktadır.

GELİN, ŞİMDİ SİZ KARAR VERİN

Siz bu ülkelerden birinin Başbakanı olsanız, önünüze yukarıdaki gibi (daha genişletilebilir tabii) bir liste konsa ne dersiniz?

Türkiye ile Yunanistanın kavga etmek, birbirlerini çelmelemek yerine kolları sıvayıp, işbirliğine girmeleri gerektiğine karar vermez misiniz?

Bu iki ülke bölgesel bir ortaklığa karar verse, hem ekonomik, hem de askeri yönden önemli bir güç oluştururlar.

İnsanın aklına, “”acaba dış güçler bu olasılığı görüp, iki ülkenin arasının açılması için özel bir çaba mı harcıyorlar” sorusu bile geliyor.

Oysa, tam aksine bu iki ülkeyi yönetenler vizyonsuzluk ve akılsızlıkları yüzünden, kendi bindikleri dalları kesiyorlar. Yıllardan beri gerçekleri ve 2000'li yılların neler getirdiğini göremiyorlar. Hala geçmişte yaşıyorlar.

Genç kuşaklar ise, artık yeni bir dönemin başlatılmasını istiyor. Artık Kıbrıs sorunu, 12 mil, kıta sahanlığı, Kardak-İmia veya Adaların silahlandırılması gibi saçmalıklardan kurtulmayı arzuluyorlar. Bu zincirlerin çözülmesini düşlüyorlar.

Eğer Yunanlılar ve Türklerin birbirlerinin topraklarında hala gözleri varsa, sınırları değiştirmek istiyorlarsa, o zaman başka. O zaman, daha fakirleşmeyi, bölgede güç olmak yerine cüce birer ülke statüsünde kalmayı tercih ediyorlar demektir. Buna da hakları yoktur.

Eğer birbirlerinin topraklarında gözleri yoksa, genişleme hesapları yoksa, hiç zaman harcamadan aralarındaki sorunları çözüp, karşılıklı güven ortamı yaratmaktadırlar.

Kıbrıs'ta, 74 öncesine dönmeyen ve bugünkü gerçekleri yahsıtan bir çözüm bulmak zor mu?

Ege'de büyük bölümü, yıllar içinde karşılıklı kuşkulardan oluşan ve psikolojik duvarlarla örülmüş sorunların üstesinden gelmek imkansız mı?

Hayır.

Yeter ki uzun vadeli çıkarları düşünüp, karşılıklı özveride bulunulsun.

ÇÖZÜM YOLLARI BİLE HAZIR…

Ege'de sorunlar ikiye ayrılabilir.

Kıta sahanlığı ve Kardak-İmia Adalet Divanına götürebilir.

Geri kalanlar da ikili görüşmelerle çözülebilir.

- Türkiye, gri bölgeler söylemini bıkarır; Ege Ordusunu ya lağveder veya başka yere çeker; Yunanistanın adalarını savunma amaçlı silahlandırmasına itirazı bırakır; 12 mile çıkılmasını Savaş Hali ilan eden Meclis kararını iptal eder; Patrikhane ile ilişkilerini normalleştirir.

- Yunanistan, hava sahasındaki 10 mil'den vazgeçer; denizde 12 mile çıkarmayacağı sözünü verir.

Her iki ülke sınırların değişmeyeceğini vurgulayan bir saldırmazlık ve işbirliği anlaşması imzalarlar.

Böyle bir sonuç Türkiye'nin de, Yunanistan'ın da önünü açar.

BAĞNAZLARA MAHKUM OLMAYALIM

Bu senaryonun gerçekleşmesini engelleyecek tek güç, Türkiye ve Yunanistan'daki tedavisi mümkün olmayan muhaliflerdir.

Türkiye'de Yunanistan ve Patrikhane'nin bir şeytan koalisyonu oluşturduğuna ve genişleme politikasından vazgeçmeyeceklerine inananlar vardır.

Yunanistan'da da tüm kötülüklerin Türkiye'den kaynaklandığına inananların sayısı az değildir.

Artık her iki ülkeyi de bu bağnaz azınlığın rehinesi olmaktan kurtarmayılız.

Bunun için gerekiyorsa medya'da yardımcı olmalı ve taş kafaların hamaset dolu nutuklarına, komplo teorilerine yüz vermemelidir.

Eğer işleri kolaşlaştıracaksa, bırakın Yunanlılar “Ege'de sadece tek sorun var. O da kıta sahanlığıdır” desinler.

Her iki taraf ödün versin, İş ki sonuç alınsın…

Bugünkü Yunan hükümeti, bir çözüm için en uygun taraftır. Simitis, vizyonu olan, ciddi ve Türkiye ile işbirliğinin ülkesine ne kazançlar getirebileceğini gören bir Başbakandır.

Ecevit'li bugünkü koalisyondan başkası da böyle bir anlaşmayı imzalayıp TBMM'den geçiremez.

Bu fırsat kaçırılmamalı…

Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…