Mehmet Ali Birand
 
AB'nin 312 ve 159'a bakışı farklı
 
 
312 ve 159' un nasıl olmasını tartışıyoruz, bazılarımız "aynı maddeler AB ülkelerinde de var" diyor, ancak AB' nin bu gelişmelere nasıl baktığı pek bilinmiyor. Aynı şekilde, AB' nin PKK ve DHKP-C' ye yaklaşımını anlamak güç. Sizin için araştırdım. Merak ediyorsanız, beni okuyun!

Önce, yaşadığımız günleri genel bir çerçeveye oturtalım.
  
1. Türk kamu oyu artık rahat etmek istemektedir. Geçmiş yıllardaki gibi, muğlak yazılmış yasalar nedeniyle olduk olmadık insanların mahkemelere verilmesi ve mahkum olmalarıyla sonuçlanan bir ortama geri dönmek istenmemektedir. Eleştiri ile hakaret, fikir özgürlüğü ile teröre teşvik arasındaki sınırların iyi çizilmesi, yargıçların farklı kararları sonucu uygulamalardaki çarpıklıklarla karşılaşılmaması arzulanmaktadır.

2. Türkiye' nin AB ile ilişkilerinde acelesi var. Bu yılın sonuna kadar Kopenhag kriterlerine uyum sağlanıldığı taktirde, tam üyelik müzakerelerinin başlama tarihini saptama şansı yükselecektir. Bu gerçekleşmezse, uzun bir bekleme sürecine girilecek ve tüm çabalar boşa gidecektir.

Bu iki veri konusunda aynı fikirdeysek, devam edelim...
 
 312 ve 159 konusunu kendi aramızda tartışıp duruyoruz. Bu arada bazılarımız, hemen hemen aynı " korunma maddelerinin" AB ülkelerinde de geçerli olduğunu belirtiyorlar. Ancak dikkat, AB ülkelerindeki yasalar bizdekiler gibi soyut değildir. Yargıçlar önlerine gelen maddelerde neyin hedeflendiğini çok açık şekilde anlayabilirler. Ayrıca , yargıtayların yayınladıkları içtihat' lar da açık seçiktir. Yani yargıçlar arasında karar farkı olmaz.
  
MHP, bu metinlerin yargıçlar tarafından olumlu yönde yorumlanacağına güveniyor. Eski farklılıkların görülmeyeceğine inanıyor. Oysa bunun hiçbir güvencesi yok. Geçen yıllardaki uygulamaları hala hatırlıyoruz. Aynı konuda ve aynı maddeyle ilgili olarak, bir yargıcın verdiği bir kararın tam tersini bir başka yargıç verebiliyordu. Üstelik yargıçlarımızın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına uyum sağlamak gibi bir duyarlıkları yoktur. Hatta bir bölümü, AİHM kararlarının farkında bile değillerdir. Bundan dolayı, yasaları  bu yazım şekliyle " yargıçlarımıza emanet edemeyiz."
  
Avrupa Birliği yetkilileri ile konuştuğunuz zaman, 312' nin bazı AB ülkelerinde bulunduğunu doğruluyorlar. Ancak bizim bilmediğimiz husus, o ülkelerde 312 inci madde, azınlıkları çoğunluğa karşı korumak için kullanılıyor. Farklı görüş sahiplerinin çoğunluk tarafından yutulmaması, itilip kakılmaması amacıyla konmuş. Irkçılık, yabancı düşmanlığı bu şekilde engellenebiliyor.
  
Bizdeki uygulama ise tam tersi.
  
Biz, azınlık görüşleri susturmak ve devleti tehdit eder duruma girmemesi için 312' yi kullanıyoruz.
  
Yine AB ülkelerinde hiçbir zaman soyut kelimeler yok.
  
Örneğin "kamu düzenini bozma olasılığı" yerine "kamu düzenini bozma tehlikesi" cümlesinin konulması ( yakın ve açık tehlike) durumunda Kopenhag kriterlerine daha yakınlaşılacağının altı çiziliyor.
 
159 konusunda ise daha geniş bir makyaj gerekiyor.
  
Bu madde öylesine geniş bir alanı kapsıyor ki, en basit eleştiri dahi "hakaret" olarak nitelendirilebilinecek. Yani neresinden bakılırsa bakılsın, ister Türkiye' nin tartışmaları, ister Kopenhag kriterleri açısından ele alınsın, tümünde sınıfta kalacak bir metin.
  
AB ise mümkün olduğu kadar somutlaştırılmasını öneriyor. Eleştirilere yer verilmesi gerekiyor. Zaten Basın Konseyinin tepkisi de bundan kaynaklanıyor. Bu madde yüzlerce basın davasını gündeme getirecektir. Hem içerde, hem de dışarda başımızı derde sokmak için bundan daha iyi bir metin yazılamazdı.
  
Özetlemek gerekirse, 312 ve 159' u kimler hazırlamışsa, ne Türkiye' yi gerektiği kadar iyi okuyabilmişler, ne de Kopenhag Kriterlerinin farkındalar. Sadece "susturmayı" düşünmüşler. Doğrusu başarılı da olmuşlar. Ancak bu yaklaşımın yürümeyeceğini bilmelerinde yarar var...
AB, PKK VE THKP-C' YE
NASIL BAKIYOR ?
  
AB yetkililerinin üstünde durdukları diğer bir nokta, Türk kamu oyunun PKK ve THKP-C ile ilgili duyarlığı. Avrupa Birliği yeni bir terör örgütleri listesi hazırlıyor ve Türkiye' nin tüm zorlamalarına rağmen, bu iki örgütü listeye almıyor.
  
Türkiye duyarlık göstermekte haklıdır.
  
AB' nin yaklaşımının burada anlaşılamaması da son derece doğaldır.
  
Yetkililer, Türkiye' nin Avrupa Birliğini tek sesli ve tek merkezden yönetildiğini sanarak değerlendirme yaptıklarına dikkat çekiyorlar. Oysa AB' de 15 ayrı görüş, 15 ayrı politika ve yaklaşım olduğunu söylüyorlar. "Bu iki örgüt sonunda listeye girecektir. Ancak zaman alacaktır. Kolay olmayacaktır. İtiraz edilenlerin arasında başka örgütlerde var. İskandinavların yaklaşımları başkadır, Orta Avrupa veya Akdeniz ülkelerinin yaklaşımları bambaşkadır. Eleştiri yapmakta hakkınız var, ancak bizi de anlayın." diyorlar.
  
Türkiye' nin duyarlığı sürdürmeli, ancak bu gerçekler de dikkate alınıp ipi gereksiz şekilde germeden sonuca gidilmeli...



Bu yazılara cnnturk.com'dan da erişebilirsiniz.
 
 
BU KATEGORİDEKİ EN ÇOK OKUNAN 25 YAZI
- Yiyin efendiler...
- BUGÜN HEM POLİS, HEM PKK SINAVDAN GEÇECEK
- MHP'nin Türkiye'ye verdiği büyük zarar
- Artık, birbirimize yalan söylemeyelim...
- Türkiye yıllardır AB’nin vize uygulamasına itiraz edip durur. 1974’te Almanya’nın başlattığı ve 36 yıldır sürdürülen vize anlayışı çoktan değişti.
- Cemaat, efsaneleşen gücü’nün esiri oluyor…
- MİLLİ GÖRÜŞ, GÜLEN’İ GÖLGELEDİ…
- 12 EYLÜL BELGESELİ BAŞLIYOR…
- 32.Gün ile birlikte büyüdük... Göz açıp kapayana kadar geçmiş. Daha dün Ali Kırca...
- KAVGA BEKLENİYORDU, TAM AKSİ ÇIKTI...
- BİZ NEDEN KIZIYORUZ, ASIL SARKOZY UTANSIN...
- ERDOĞAN’IN AMACI BATI’YA SIRT DÖNMEK DEĞİL...
- CNN TÜRK’ÜN GİZLİ KAHRAMANLARINI TANIYIN…
- Yahudi aleyhtarlığını kışkırtıyoruz…
- Emekli Albay Arif Doğan öyle sözler söylüyor...
- Avrupa, Anayasa değişikliğini yetersiz ancak olumlu görüyor
- 1'inci köprüye karşıydım, bugün ise destekliyorum...
- Ermeniler, bize muhtaç olacak kadar fakir değil…(3)
- ERDOĞAN VE İHH KAZANDI, KAYBEDENLER İSE...
- Yine Ermeni çalışıyor, yine Türk seyrediyor...
- Ermeniler Türkiye'yi, alkışçılara şikayet edecek (2)
- ERDOĞAN, DOĞRUSUNU YAPIYOR...
- Genelkurmay sivile açılıyor
- Sevgili Dostlar,
- Artık PKK’dan çok, genç Kürtler korkutuyor…